![why-do-dogs-go-wild-when-they-see-their-owners[1]](https://popsci.com.tr/wp-content/uploads/2025/09/why-do-dogs-go-wild-when-they-see-their-owners1-696x392.png)
Köpekler ve insanları arasında gerçekleşen bu neşeli kavuşmalar, gücünü hafızadan, kokudan ve güçlü bağlardan alıyor.
İki haftalık Avrupa tatilinden döndünüz ve köpeğinize bakan kişi küçük Monti’yi kapıya getirdiği an, kürklü bebeğiniz daireler çizerek koşmaya, vik vik diye ses çıkarmaya ve kuyruğunu bir helikopter rotoru gibi sallamaya başlıyor. Köpeğiniz, coşkulu rastgele faaliyet dönemleri (FRAP) şeklinde adlandırılan ya da “vınlamalar” olarak bilinen bir
şey yaşıyor. Bu bastırılmış enerji salımı, genelde bir mutluluk şekli ve bu vakada ise alışılmışın dışında. Monti belli ki sizi seviyor ama cidden, her şey yolunda mı?
San Francisco’da ruhsatlı bir veteriner davranışbilimci olan Alison Gerken’e göre köpeğinizin bu kadar heyecanlanmasına sebep olan çok sayıda etmen var ve bunlar ilişki gelişiminden nörobiyolojiye, duygulardan öğrenmeye kadar her şeyle ilişkili.
Köpekler kendilerine bakanlarla bağ kuruyor
Yapılan çalışmalar, köpeklerin bağ kurduklarını gösteriyor ve “bu bağlar, insan bebeklerin bakıcılarıyla geliştirdiği bağlara çok benzeyebiliyor” diyor Gerken. “Köpeklerimize sık sık ‘bebeğimiz’ dememizin pek çok sebebinden biri de bu.” Amerikan Kanadalı psikolog Mary Ainsworth, 1960’ların sonlarında bir bebeğin bakıcısıyla kurduğu bağı ölçen kontrollü bir çalışma olan tuhaf durum prosedürünü geliştirmiş.
Araştırmacılar daha sonra bu prosedürü evcil köpeklere ve onların evcil hayvan ebeveynlerine uygulamışlar; köpeklerin sahiplerinin ve bir yabancının etrafındayken nasıl davrandığını incelemişler. Sonuçlar, köpeklerin kendi evcil hayvan ebeveynlerini tanıdığını ve o evcil hayvan ebeveynleriyle birbirlerine kavuştuklarında gerçekten farklı davrandıklarını göstermiş” diyor Gerken; dürtme veya burunla eşeleme gibi. Temelde, insanlar arasındaki bağlantılara olanak sağlayan aynı tip arkadaş canlısı ve olumlu etkileşimler.
Sahibinin kardeşini karşılayan bir Bern dağ köpeğinden, kayıp köpeğine bir yıl sonra kavuşan genç bir çocuğa kadar; sevdiği insanı karşılayan bir köpek kadar yürekleri ısıtan çok az şey vardır. Video: Sahiplerine Kavuşan Köpekler Derlemesi, Animaldaze
Bir köpeğin hafızası ne kadar iyidir ve ne tür şeyler hatırlarlar?
Köpeklerin kısa dönemli hafızası sınırlı olma eğilimi taşısa da; uzun dönemli hafızaları, içerdikleri anı tipleri gibi etkileyici. Köpekler, birbiriyle alakasız iki şey arasındaki ilişkileri öğrenip hatırlama kabiliyeti olan ilişkilendirmeli hafıza (kokunuzun oyun zamanı ve sırnaşma anlamına gelmesi gibi) ve dönemsel hafıza benzeri bir şeye sahip. Bu tip hafızada, lezzetli bir yiyeceğin daha önce saklandığı yeri hatırlamak gibi belli olaylar ve deneyimler hatırlanıyor.
Köpekler ayrıca, klasik koşullanma ve edimsel koşullanma gibi süreçler yoluyla öğrendikleri iyi ve kötü davranışlar arasında da ayrım yapabiliyorlar. Birinci koşullanmada köpekler, nötr bir uyaranla olumlu anlamları ilişkilendirmeye başlayabiliyorlar. Bir tasmanın şangır şungur sesi, yürüyüşe çıkma zamanı anlamına gelebilir ya da bir odanın içerisinde anahtar sesi çıkması, annenin eve geldiği anlamını taşıyabilir. İkinci koşullanma durumunda ise köpek, daire çizerek koşmak veya evcil hayvan ebeveynlerine bir oyuncak götürüp teşvik edici tepkiler almak gibi gönüllü bir davranış gerçekleştirir. Örneğin “Monti, ne tatlı bir çocuksun!”
“Köpek artık sergiledikleri bu edimsel davranışların ödül kazandırdığını biliyordur” diyor Gerken. “Dolayısıyla sonraki sefer yine yaparlar.”
Bir köpeğin hafızası nasıl işliyor?
Köpekler, insanlara dönük anılarına göre “bir dizi işarete tepki verebiliyorlar” diyor Gerken. Bu işaretler, kürklü arkadaşınızın “güvenli liman” olarak düşündüğü kişiye kavuştuğunda nasıl tepki vereceğini haber verir ki bu da aslında kavuşmaların duygusal sürecini inşa eder.”
Emory Üniversitesinde çalışan sinirbilimci Dr. Gregory Burns, 2012 yılında fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleyiciler (FMRI) kullanılarak bir köpeğin bakıcısıyla kavuştuğunda beyninin hangi bölgelerinin aydınlandığının ölçüldüğü Köpek Projesi araştırmasını başlatmış. (Merak etmeyin, çalışmaya hiçbir köpeğe zarar verilmemiş.) National Geographic‘e göre “Araştırmacılar köpeklerin, olumlu beklentilerle ilişkilendirilen beyin bölgesi olan kaudat çekirdeğinin en çok tanıdıkları kişinin kokusuyla faaliyete geçtiğini bulmuşlar.”
“Bir köpeğin yaptığı ilk şey sizi koklamaktır” diyor Gerken. Aslında, koku duyuları inanılmaz kuvvetlidir. Sizi kokladıktan sonra çok büyük ihtimalle sizi duyarlar. “Köpeklerin, evcil hayvan ebeveynlerinin seslerini ayırt edebildiklerini öğrendik; sadece sesleri değil, ‘yürüyüş’ ya da ‘ödül’ gibi belli kelimeleri de.”
Ayrıca köpeklerin aşina oldukları ve olmadıkları yüzler arasında ayrım yapabildiğini gösteren çalışmalar da var ancak görüş kabiliyetleri koku veya duyma duyuları kadar güçlü değil. Köpeğiniz muhtemelen tüm bunları deneyimliyor ve onları nasıl hissettirdiğinizin anıları ile pekiştirdiğiniz olumlu tecrübelerden oluşan o uzun geçmiş tetikleniyor.” Bu durumu ise mutlu, kaçınılmaz hoplayıp zıplamalar takip ediyor.
[İlgili: Kediler ve köpekler geçmişleri hatırlıyor mu?]
Oksitosinin biyolojik rolü
Oksitosin veya diğer adıyla “aşk hormonu”, bireyler arasında bağlantı ve güven hislerini güçlendirmede büyük rol oynayan bir hormon ve nöropeptit; bu ister bir anne ve bebeği olsun, ister bir köpek ve onun evcil hayvan ebeveyni.
“Oksitosin beyindeki hipotalamustan salgılanıyor ve sonrasında kan dolaşımıyla naklediliyor” diyor Gerken. Buradan sonra idrarımıza karışıyor. Araştırmacılar 2015 yılında oksitosin bakış döngüsü şeklinde adlandırdıkları, dönüm noktası niteliğinde bir çalışma gerçekleştirmişler. Evcil hayvan ebeveynlerinden, köpekleriyle bir süreliğine etkileşime girmelerini istemiş hem etkileşimden önce hem de sonra, tarafların her birinden idrar örnekleri almışlar. Araştırmacılar, evcil hayvan ebeveyni ve köpeğin birbirleriyle göz teması yaptığında oksitosin seviyelerinin en yüksek olduğunu keşfetmişler. İkili birbirine ne kadar fazla bakmışsa, oksitosin seviyeleri o kadar yükselmiş. Bu durum ilave sevgi ve yüz özelliklerinin yumuşaması gibi ilave tepkilere sebep olarak, olumlu bir pekiştirme döngüsü meydana getiriyor.
“Köpekler bizi gördükleri zaman heyecanlanıyor, her iki taraf da oksitosin salgılıyor ve iyi hisler artıyor” diyor Gerken.
Bir köpek ne kadar zamandır yok olduğunuzu bilir mi?
Köpekler zamanı bizim gibi okuyamasa da bir zaman algıları vardır. Hatta kendi sirkadiyen ritimleri de vardır (dahili biyolojik saatler), dolayısıyla gündelik rutinlerinde ne beklemeleri gerektiğini gayet iyi bilirler. Yapılan çalışmalar, köpeğe bakan kişi ne kadar uzun süre ortalıkta yoksa, bir köpeğin o kişiye kavuştuğu zaman verdiği tepkinin o kadar fazla olma eğilimi taşıdığını göstermiş.
Fakat köpeğiniz sizi gördüğünde çıldırıyorsa, yalnız kalmaya karşı anormal bir tepki olan ayrılma anksiyetesinden (diğer adıyla ayrılmayla ilişkili bozukluk) muzdarip olabilme ihtimali her zaman vardır. “Bir webcam kurmayı ve siz dışarıdayken köpeğinizin nasıl göründüğünü değerlendirmeyi düşünün” diyor Gerken. “Volta atma, kesik kesik nefes alma, havlama, uluma, idrar ve kaka yapma gibi tedavi gerektiren sıkıntı işaretleri var mı diye bakın.”
Elbette durum sadece köpeğinizin hayatı içinde siz olduğunuzda daha iyi bulmasından ya da sizi gördükleri için çok, çok, çok heyecanlanmalarından ibaret olabilir.
Yazar: Laura Kiniry/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.