Renkli yapraklar, sonbaharın en bilinen özelliklerinden biri. Fakat insanlar mevsim değişimlerinin kokusunu da alabiliyor. Her Ekim ayında burunlarımıza gelen o tanıdık koku neyin nesi? Görünüşe göre bu durum, odun dumanından ve kabak aromalı lattelerden daha karmaşık.
Çoğu bilindik aroma, çok sayıda hoş kokulu molekülün bir araya gelmesiyle oluşuyor. Örneğin bir gülün kokusu, havayla taşınan yüzlerce farklı kimyasaldan meydana geliyor. Balkabağı aromalı lattenin aroması ise daha basit bir şey ve sadece kısa zincirli altı karbon bileşeninden oluşuyor. Bunlar arasında, sinemadaki patlamış mısırın ardındaki aroma olan diasetil ve laboratuvarlarda kullanılan yaygın bir çözücü olan piridin de var. Peki yağmurdan sonraki toprak kokusu? Ozon, geosmin (toprak bakterilerinin çıkardığı bir kimyasal) ve bitkilerin yaydığı az buçuk uçucu yağ.
Aroma kimyası yeterince karmaşık bir konu fakat koklama duyusunu diğer duyusal algılarla karıştıran insanlar, işleri çok daha kafa karıştırıcı hale getiriyor. Koku psikolojisi uzmanı olan Rachel Herz, “Koku bizlerin gördüğü, duyduğu ve fiziksel ile duygusal olarak hissettiği şeylerin kesişme noktasıdır” diyor. Büyükannenizin kokusu; kendisinin sıktığı kokuların, pişirdiği yemeklerin ve ona ait anıları tetikleyen işitsel ve görsel ipuçlarının bir karışımı olabilir.
Peki, her Ekim’de burnunuza gelen o tanıdık sonbahar kokusu neyin nesi? Bu kokusal algı, çok sayıda etmenle de tetikleniyor.
En büyük etmenlerden biri sıcaklık. Hava ne kadar sıcak ve nemli olursa, o kadar fazla aromatik molekül taşıyabilir ve bu moleküller de o kadar hızlı gezinebilir. (Bu yüzden sıcak bir çöp yığını, soğuk bir çöp yığınından daha kötü kokar ve fırından yeni çıkmış kurabiyeler bu yüzden dayanılmazdır.)
Soğuk ve kuru bir günde, koklanacak koku miktarı azalır. “Her gün aynı şeyleri kokluyoruz ve sonra bir sabah uyanıyoruz ve artık hava ‘sonbahar’ gibi kokuyor” diyor Herz. “Sıcaklık ve nem düşmüş, şehir ise eskisi kadar yoğun kokmuyor. Bir bakıma, diğer her şeyden daha fazla değişim tespit ediciyiz.”
Havada toplanan kokular da mevsimlerle beraber değişiyor. Eğer bir şehirde yaşıyorsanız, yaz mevsimi benzin ve sokakta satılan yiyecek kokuyor olabilir. Sıcaklık düşer düşmez, bu kokuların yoğunluğu azalır ve diğerleri (çürüyen yaprakların veya geçmiş meyvelerin kokusu) belli olmaya başlar.
Büyükannenizde olduğu gibi, mevsim kokusunda da güçlü bir psikolojik bileşen vardır. Sinirbilimci Alan Hirsch’in Discovery News sitesine söylediğine göre koklamayı umduğumuz şey, gerçekte kokladığımız şey üzerinde büyük bir etki oluşturuyor.
“Bir kokunun neye ait olacağını düşünmek, onu sevip sevmediğinizi ve onu ne olarak algıladığınızı etkiler” diyor Hirsch. “Bu yüzden kışın dışarı çıkarsanız ve kar ya da alevde kestane koklamaya alıştıysanız veya dışarıda her ne kokluyorsanız; kokuları o şekilde yorumlarsınız.”
Farklı “sonbahar kokularının” oranı ve bunlar ile ilişkilendirdiğimiz bağlamsal işaretler, nerede ve ne şekilde yaşadığımıza bağlı olarak değişecektir. Hangi içecekleri seviyorsunuz? Sonbaharda daha fazla mı mum yakıyorsunuz veya dışarıda yaprakları tırmıklayarak daha fazla mı zaman geçiriyorsunuz?
Sonbahar adetleriniz ne olursa olsun, bunlar dünyayı algılayış şeklinizi etkiliyor. Bu yüzden iki kişinin mevsim değişimlerini çok da aynı “koklamadığını” söylersek, galiba hatalı konuşmuş olmayız.
Yazar: Maddie Stone/Gizmodo. Çeviren: Ozan Zaloğlu.