MS, dünya çapında 2,8 milyon kişiyi etkileyen ve kesin tedavisi olmayan ilerleyici bir hastalık. Harvard Üniversitesi T. H. Chan Halk Sağlığı Fakültesindeki araştırmacıların öncülüğünde yürütülen yeni bir çalışmaya göre ise bu hastalığın sebebi Epstein-Barr virüsü (EBV) olabilir.
Araştırmacıların bulguları, üç gün önce Science bülteninde yayımlandı.
Harvard Üniversitesinde epidemiyoloji ve beslenme profesörü olan kıdemli yazar Alberto Ascherio, “Bizim grubumuz ve diğer araştırmacılar, EBV’nin MS’e sebep olduğunu söyleyen bu hipotezi birkaç yıldır araştırıyordu fakat sebep sonuç ilişkisine yönelik kuvvetli kanıtlar ilk defa bu çalışmada sağlandı” diyor. “Bu büyük bir adım çünkü bulgular, çoğu MS vakasının EBV enfeksiyonunun durdurulmasıyla önlenebileceğini ve EBV’nin hedef alınmasının, MS tedavisinin keşfine yol açabileceğini akla getiriyor.”
Merkezi sinir sisteminin kronik şekilde iltihaplanmasına sebep olan MS hastalığı, beyin ve omurilikteki nöronları koruyan miyelin kılıflarına saldırıyor. Hastalığın sebebi bilinmese de, en büyük şüphelilerden birisi EBV. Bir herpes virüsü olan EBV, enfeksiyöz mononükleoz veya diğer adıyla öpücük hastalığına sebep olabiliyor ve konak canlıda ömür boyu süren gizli bir enfeksiyon meydana getiriyor. Söz konusu virüs ile hastalık arasında bir sebep sonuç ilişkisinin kurulması kolay olmamış çünkü EBV yetişkinlerin yaklaşık %95’ine bulaşırken, MS ise nadir görülen bir hastalık. Ayrıca MS’in belirtileri, EBV enfeksiyondan yaklaşık on yıl sonra başlıyor. EBV ile MS arasındaki bu bağlantıyı belirlemek üzere ABD ordusunda aktif görev yapan 10 milyonu aşkın genç yetişkin üzerinde çalışma yürüten araştırmacılar, hizmet dönemi sırasında MS teşhisi konan 955 kişi belirlemiş.
Ordunun iki yılda bir aldığı serum örneklerini analiz eden araştırma takımı, askerlerin ilk örneğin alındığı zamanki EBV durumunu ve aktif görev dönemi boyuncaki EBV enfeksiyonu ile MS başlangıcı arasındaki ilişkiyi belirlemiş. İncelenen örnek grubundaki MS tehlikesi, EBV enfeksiyonu sonrasında 32 kat artış göstermiş ancak diğer virüs enfeksiyonlarından sonra değişmemiş. Serumdaki nörofilament hafif zincir seviyeleri (MS’in genel özelliği olan sinir dejenerasyonunun biyolojik bir işareti), sadece EBV enfeksiyonundan sonra artış göstermiş. MS’te bilinen herhangi bir tehlike unsuruyla açıklanamayan bulgular, MS’in önde gelen sebebinin EBV olduğunu akla getiriyor.
Ascherio’ya göre EBV enfeksiyonu ve MS başlangıcı arasındaki bu gecikme, kısmen hastalık belirtilerinin ilk aşamalarda tespit edilmemesinden, kısmen de EBV ile konağın bağışıklık sistemi arasında evrimleşen ilişkiden kaynaklanıyor olabilir. Bağışıklık sistemi, uyuyan virüsün faaliyete geçmesi halinde yeniden uyarılıyor.
“Şu an EBV enfeksiyonu etkili şekilde önlenip tedavi edilemiyor fakat bir EBV aşısı veya virüsün EBV’ye özgü antiviral ilaçlar ile hedef alınması, nihayetinde MS’in önlenmesini veya tedavi edilmesini sağlayabilir” diyor Ascherio.
Harvard Chan Fakültesinde görev yapan ve çalışmaya katkı sunan diğer araştırmacılar arasında Kjetil Bjornevik, Marianna Cortese, Michael Mina ve Kassandra Munger de bulunuyor.