NASA Juno’nun Jüpiter’e doğru yolculuğunda çektiği fotoğrafları yayınladı. Bu fotoğrafların elimizde olması inanılmaz olabilir, ancak fotoğraflar ne yazık ki tek kelimeyle sıkıcı.
Bilim takipçileri olarak dünyamızdan milyarlarca uzakta bulunan yıldızların yüksek çözünürlüklü, kaliteli resimlerinin sıkça karşımıza çıkmasıyla dolayı biraz şımardık.
Oysa o denli yüksek kalitedeki fotoğraflar, Hubble gibi gezegenimize yakın ve ileri teknoloji ürünü olan donanımlarla çekilir. Zavallı Juno’nun ise elinde böyle imkanlar yoktu, üstüne üstlük aşması gereken birçok engel de vardı.
Alıştığımız fotoğraflar ve Juno’nun fotoğraflarının çekim süreçlerindeki fark, profesyonel bir fotoğrafçının bir tepede tripoda oturttuğu güçlü lense sahip kamerasıyla çekim yapmasıyla, sizin kullan-at bir kamerayla hareket halinde bir kamyonun üstünde otururken çekim yapmaya çalışmanıza benzetilebilir! Juno uydusu bu benzetmede kamyonun arkasındaki siz oluyor, tabii ki de.
Juno, Jüpiter’e bu fotoğrafları çekebilecek kadar yaklaşana kadar uzay boşluğunda yıllarca dönmek zorundaydı. Fotoğrafların kompozisyonunu tam olması gerektiği gibi yakaladı ve kare başına farklı ışık spektrumlarında 84 fotoğraf çekti. Eğer Juno izlediğinden çok az farklı bir rota izliyor veya çok hızlı hareket ediyor olsaydı, çektiği fotoğraflar bulanık ve kullanılamaz olurdu. Jüpiter, karelerde sadece 40 piksel kadar büyük, fakat fotoğrafların odağı Juno tarafından mükemmel ayarlanmış. Kameralarının tasarım aşamasında yüksek çözünürlük başka gereksinimlerin gölgesinde kalmasına rağmen Juno böyle muhteşem fotoğraflar çekebilmiş. Bütün bunlar göze alındığında, böyle fotoğraflar elimizde olduğu için çok şanslıyız.
Selin Ovalı
Eee, hani?