PETER DOCKRILL
Bilim insanlarından meydana gelen ve Orta Afrika beyaz gergedanını yok olmaktan kurtarmaya çalışan uluslararası bir takım, önemli bir zafer kazandıklarını açıkladı.
Geçtiğimiz gün, türün hayatta kalan son üyeleri olan Najin ile Fatu isimli iki dişiden, 10 adet yumurta toplandığı bildirilmişti.
Şimdiyse bilim insanları, bu yumurtalardan yedi tanesinin başarıyla olgunlaştırıldığını ve ICSI (Sitoplazma İçi Sperm Nakli) adı verilen bir yöntem ile yapay şekilde döllendirildiğini söylediler.
Araştırmacılar ile çevrecilerin; döllenen bu yumurtalardan, taşıyıcı bir anneye nakledilebilen embriyolar çıkıp çıkmayacağını görmek için beklemeleri gerekecek.
Orta Afrika beyaz gergedanından yalnızca iki tane kaldı: Bunlardan biri Najin, diğeri ise onun kızı olan Fatu. Bu küçük aile, tüm alttürden kalan tek şey; yani, gezegen üzerindeki son Orta Afrika beyaz gergedanları.
Fakat geriye yalnızca iki dişinin kaldığı şu an bile, nesli çok ciddi tehlike altında olan bu hayvanı canlı tutmaya yönelik büyük bir ümit var; çünkü Cuma günü araştırmacılar, bu anne ve kız ikilisinden başarıyla yumurta topladıklarını duyurdular.
Söz konusu başarı; Orta Afrika beyaz gergedanlarının geri dönülmez şekilde yok olmasını önlemeye adanan çaresiz ve tutkulu bu teşebbüste önemli bir adım olma niteliği taşıyor.
Berlin’deki Leibniz Hayvanat Bahçesi ve Yaban Hayatı Araştırma Ensitüsü’nde hayvan üreme uzmanı olan Thomas Hildebrandt, şöyle söylüyor: “Toplamda 10 adet oosit toplayabildik. Bunların beş tanesi Najin’den, beş tanesi ise Fatu’dan. Bu durum, her iki dişinin de hâlâ yumurta sağlayabildiğini ve bu sebeple de, bu şahane türleri kurtarmaya yardımcı olabileceklerini gösteriyor.”
Umut edilen ve hedeflenen şey; toplanan bu yumurtaları, artık ölmüş olan Suni ve Saut isimli iki Orta Afrika beyaz gergedanından alınan dondurulmuş spermler ile yapay şekilde döllemek.
Daha sonra ise, eğer her şey istendiği gibi giderse; sonuç olarak ortaya çıkan embriyo, diğer beyaz gergedan alttürüne ait (güney beyaz gergedanı) taşıyıcı bir anneye nakledilecek ve bu anne de, cenini doğuma kadar götürecek.
Araştırmacıların söylediğine göre dişi bir güney beyaz gergedanı gerekiyor çünkü (Kenya’daki Ol Pejeta Koruma Alanı‘nda yaşayan) Najin ve Fatu’nun, hamilelik geçirmelerine engel olabilecek sağlık sorunları olduğu düşünülüyor.
Elbette, her şeyin önceden düşünüldüğü gibi gitmesi için; birçok deneysel yapay üreme deneyinin sorunsuz şekilde gitmesi gerekecek.
Bazı zorluklara rağmen araştırmacılar, geçen haftaki başarılı yumurta toplama faaliyetinden sonra (ki Orta Afrika beyaz gergedanlarında daha önce böyle bir şey denenmemişti) gözüpekler.
Çek Cumhuriyeti’ndeki Dvur Kralove Hayvanat Bahçesi’nde çalışan ve takım üyesi olan Jan Stejskal, National Geographic dergisine şöyle söylüyor: “Beş yıl önce Fatu ve Najin’in doğal şekilde üreyemeyeceklerini keşfettiğimizde buradaydım ve sonra, yapay araçların peşine düşmemiz gerektiğinin farkına varmıştık”
“Şimdiyse nihayet bunlar oluyor.”
(Najin ve Fatu’nun genel anesteziye alındığı esnada) gerçekleştirilen toplama sürecinden sonra, gergedanların sorunsuz şekilde toparlandıkları söyleniyor.
Şimdi gergedanların yumurtaları İtalya’ya taşınıyor ve bilim insanları burada, korunmuş haldeki gergedan spermiyle birlikte döllenme sürecini titiz bir şekilde başlatacaklar. Bu süreç, buradaki bazı bilim insanlarının geçen yıl yayınladığı gergedan IVF araştırmasına dayanıyor.
Bütün gelişmeler değerlendirildiğinde; Orta Afrika beyaz gergedanı tehlikeden kurtarılmadan önce yapılması gereken daha çok iş var.
Fakat çevrecilerin söylediğine göre, umutlu olmak için yeni sebepler var (kafa yormaya devam etmemiz gereken ve o kadar da yeni olmayan bazı gerçeklerin yanısıra).
Bahsi geçen koruma parkının genel müdürü Richard Vigne, verdiği bir demeçte şöyle söylüyor: “Bir taraftan, Ol Pejeta; şu an gezegendeki son iki Orta Afrika beyaz gergedanıyla baş başa kaldığımız için üzüntülü. Bu durum, insan ırkının etrafımızdaki doğal dünyayla uçarı şekilde etkileşim kurmaya devam etmesine yönelik bir vasiyet gibi”
“Ancak ayrıca, şu an bu türün kurtarılması için uygulanmakta olan devrim niteliğindeki çalışmanın parçası olduğumuz için de son derece gururluyuz.”
ScienceAlert