San Francisco – California Üniversitesi’nde çalışan araştırmacıların yürüttüğü ve türünün en büyüğü olan çalışmada, ölçülü (orta) kahve tüketiminin kalp ritim bozukluğu tehlikesini artırdığına yönelik hiçbir bulguya ulaşılamamış.
Hatta araştırmacılar, araştırmada yer alan yaklaşık 400 bin kişinin her gün tükettiği her ilave bardak kahvenin, herhangi bir ritim bozukluğu tehlikesinin yüzde 3 düşmesiyle ilişkili olduğunu belirtiyor. Bu bozukluklar arasında atrium kasılması, ventrikül erken vuruları ve diğer yaygın kalp durumları da bulunuyor. Üç gün önce JAMA Internal Medicine bülteninde yayımlanan araştırmada, dört yıllık bir takip çalışması da bulunuyor.
SFCÜ Kalp Bilimi Bölümü’nde tıp profesörü olan eş yazar Gregory Marcus, “Kahve, çoğu insan için temel kafein kaynağı” diyor. “Bunun yanında, ritim bozukluklarının artmasına sebep olduğuna yönelik bir şöhreti de var”
Ritim bozukluğu tedavisinde uzmanlaşan Marcus, “Fakat kafein tüketiminin, ritim bozukluğu tehlikesinin artmasına yol açtığına ilişkin hiçbir kanıt bulmadık” diyor. “Nüfus tabanlı çalışmamız, ritim bozukluğunun azaltılması bakımından kafeine yönelik yaygın yasakların muhtemelen yersiz olduğunu gösteren bir güvence sağlıyor.”
Bazı profesyonel topluluklar ritim bozukluğu tehlikesini azaltmak için kafeinli ürünlerden kaçınmayı önerse de, bu bağlantı tutarlı şekilde gösterilmemiş. Aslında iltihap karşıtı faydalar sağlayabilen kahve tüketimi, aralarında kanser, diyabet ve Parkinson hastalığının da bulunduğu bazı hastalıklarda tehlikenin azalmasıyla da ilişkilendirilmiş.
Yazar: Elizabeth Fernandez/San Francisco – California Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.