Rüya Sırasındaki Göz Hareketleri, Rüyamızda Baktığımız Şeylere Karşılık Geliyor

0
Fotoğraf: iStock

San Francisco – California Üniversitesinde çalışan araştırmacıların yeni çalışmasına göre gözlerimiz REM uykusu esnasında hareket ettiği zaman, beyinlerimizin hayal dünyasında oluşturduğu şeylere bakıyoruz. Bulgular, nasıl hayal gördüğümüzün yanısıra hayal gücümüzün nasıl çalıştığına da ışık tutuyor.

İsmini kendisiyle ilişkilendirilen hızlı göz hareketlerinden alan REM uykusu, 1950’li yıllardan beri uykunun rüya görülen aşaması şeklinde biliniyor. Fakat bu göz hareketlerinin amacı, şimdiye dek büyük bir gizem ve tartışma konusu olmuştu.

Beş gün önce Science bülteninde yayımlanan çalışmanın kıdemli yazarı Massimo Scanziani (PhD), “Bu göz hareketlerinin rastgele olmadığını gösterdik” diyor. “Farelerin sanal hayal dünyasında gerçekleşen şeylerle eş güdümlü haldeler”

“Yeni çalışma, uyuyan beyinde devam eden bilişsel süreçlere kısa bir bakış atmamızı sağlıyor ve bilim insanlarının onlarca yıldır merak ettiği bir bilmeceyi çözüme kavuşturuyor” diyor Scanziani.

Göz hareketinin rüyadaki yön ile bağlanması

20’nci yüzyılın ikinci yarısında bazı uzmanlar, REM uykusundaki bu hareketlerin hayal dünyasındaki sahneleri takip ediyor olabileceğini düşünmüştü. Fakat hipotezi test etmek için fazla yöntem yoktu ve yapılabilen deneyler (rüya gören birinin göz hareketini fark edip kişiyi uyandırarak, rüyada nereye baktığını sormak) çelişkili sonuçlar meydana getirmişti. Pek çok araştırmacı, REM hareketlerini rastgele gerçekleşen ve belki de göz kapaklarını kaygan tutmayı sağlayan eylemler biçiminde görmüştü.

Scanziani ile San Francisco – California Üniversitesinde doktora sonrası araştırma görevlisi olan Yuta Senzai, günümüzde çok daha gelişmiş teknolojiler sayesinde REM uykusu yaşayan farelerin beyinlerindeki “yönelme” hücrelerini incelemişler. Bir pusula gibi çalışan bu hücrelerin faaliyeti, farenin algıladığı gidiş yönünü gösteriyor.

Araştırma takımı farenin göz hareketlerini izlediği sırada, bu hücrelerden farenin yöneldiği istikametle ilgili verileri de kaydetmiş. İki veriyi karşılaştıran araştırmacılar, göz hareketlerinin yönü ve farenin dahili pusulasının REM uykusu sırasında tıpkı fare uyanık olduğu ve etrafta gezindiği zamanki gibi tamamen eşleştiğini keşfetmişler.

Mükemmel derecede ahenkli sahte bir dünya

Scanziani “üretici beyinle”; yani cisim ve senaryo oluşturma kabiliyetiyle ilgileniyor.

“İnsanlar olarak sahip olduğumuz kabiliyetlerden biri de, gerçek dünyadaki deneyimlerimizi şu an var olmayan ve hiçbir zaman var olmayabilecek diğer şeylerle birleştirebilmemiz” diyor. “Beynimizin bu oluşturma kabiliyeti, yaratıcılığımızın temelini oluşturuyor.”

Fakat bu türden bir beyin fonksiyonunun incelenmesi kolay değil; duyusal girdi olmadığı zaman, yeni deneyimler ve fikirler geliştirdiği sırada beynin incelenmesini gerektiriyor. Rüya görmek, tam da bunun için bir fırsat sağlıyor.

Scanziani, bir rüyada iken tanıdık şeyleri imkansız şeylerle birleştirebildiğimizi söylüyor. Scanziani, genç bir dalgıçken sürekli su altında nefes alabildiği bir rüya gördüğünü ve uyandığında bunun gerçek olmadığını fark ettiğini aktarıyor. “Ancak rüyada gerçek olduğuna inanıyorsunuz çünkü sizi gerçekliğe geri döndüren duyusal girdiler olmuyor. Mükemmel derecede ahenkli sahte bir dünya bu.”

Beyindeki aynı bölgelerin (çok sayıda) hem rüya görme sırasında hem de uyanık olunduğu zaman eşgüdümlü çalıştığını keşfeden araştırma takımına göre bu durum, rüyaların gün boyunca toplanan bilgiyi bütünleştirme yollarından biri olduğu görüşüne destek sağlıyor.

Beyindeki bu bölgelerin birlikte çalışarak söz konusu üretici kabiliyeti nasıl meydana getirdiği ise Scanziani’nin ortaya çıkarmaya çalışmaya devam edeceği gizemlerden biri.

“Beynin biriktirilen deneyimlere göre kendini nasıl güncellediğini anlamak önem taşıyor” diyor. “Uyku sırasında beynin bu kadar farklı bölgelerinin eşgüdümlenmesini sağlayan işleyişlerin anlaşılması, bu deneyimlerin dünyaya dönük bireysel fikirlerimizin nasıl birer parçası haline geldiğini ve nasıl işlediğini daha iyi anlamamızı sağlayacak.”

 

Yazar: Robin Marks/San Francisco – California Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz