Sera Gazları, Deniz Seviyesi ve Okyanustaki Asitlenme 2021’de Rekor Kırdı

0
Fotoğraf: bilanol.i.ua/Deposit Photos

Birleşmiş Milletlere bağlı Dünya Meteoroloji Örgütüne göre 2021 yılı, iklim krizinin işaretlerinde rekor kırılan bir yıl oldu.

DMÖ, Küresel İklimin Durumu 2021 raporunu Çarşamba günü yayımladı. Raporda, insanlığın iklim üzerinde meydana getirdiği küresel çaptaki etkiler altı başlıkta inceleniyor. Bu başlıklarda atmosfer, karasal alanlar, okyanus, Dünya’nın kirosfer adı verilen donmuş suları, olağanüstü hava olayları ve tehlikeler ile çözümler değerlendiriliyor. Küresel ısınmanın dört işareti olan sera gazları, deniz seviyesindeki yükseliş, okyanustaki ısı ve asitlenmende geçtiğimiz yıl yeni rekorlar kırılmış.

Küresel karbondioksit yoğunlukları, 413,2 parça/milyona veya sanayi öncesi seviyenin yüzde 149’una ulaşarak 2020 yılında yeni bir yüksekliğe ulaşmış. Ayrıca veriler, bu seviyelerin 2021’de ve 2022’nin başlarında artmaya devam ettiğini gösteriyor. Küresel ortalama deniz seviyesi her yıl 4,5 milimetre yükselirken, 2021’deki deniz seviyeleri modern tarihin en yüksek değerine ulaşmış. Sıcaklık ve ısı, okyanusların daha derin bölgelerine ulaşıyor. Okyanusun pH seviyeleri ise benzeri görülmemiş düşüşler. Bu durum, deniz suyunun hiç olmadığı kadar asitli hale gelmesi demek.

Kurum raporda ayrıca son yedi yılın kayıtlardaki en sıcak dönem olduğunu belirtiyor; üstelik, genelde Pasifik bölgesinde soğutma etkisi yaratan 2021’deki La Niña olayına rağmen.

BM genel sekreteri António Guterres, The Guardian gazetesine şöyle aktarıyor: “Yeni İklimin Durumu raporu, insanlığın iklim bozulmasıyla mücadele etmeyi başaramadığını yeniden gösteriyor. Sürdürülebilir olan tek gelecek, yenilenebilir gelecek. Neyse can simidi tam önümüzde duruyor. Rüzgar ve Güneş kolaylıkla bulunabilen kaynaklar ve çoğu durumda da kömür ve diğer yakıtlardan ucuzlar. Eğer birlikte hareket edersek, yenilenebilir enerji dönüşümü 21’nci yüzyılın barış projesi olabilir.”

Dünya günümüzde Paris İklim Anlaşması’nın 1.5-2°C’lik ısınma hedeflerine ulaşma yolunda gitmiyor. Küresel iklimin kötüye giden durumu, olağanüstü hava olaylarını tespit ve tahmin etmek üzere daha iyi sistemlere acilen yatırım yapmamız gerektiğini de gösteriyor.

DMÖ genel sekreteri Petteri Taalas yaptığı videolu bir açıklamada, “Çeşitli raporların gösterdiği üzere iklim değişimine uyum sağlamanın en güçlü yöntemlerinden biri de, erken uyarı sistemlerine yatırım yapmak” diyor. “Daha iyi erken uyarı sistemlerinin olması, hem ekonomik hem de insani kayıpların önüne geçmemizi sağlayabilir.”

DMÖ raporu, Hükümetlerarası İklim Değişimi Panelinin Altıncı Değerlendirme Raporu kapsamında yazılmış. Her iki belge de Birleşmiş Milletlerin Kasım ayında Mısır’da gerçekleştirilecek olan iklim değişimi konferansı COP27’deki görüşmelerde kullanılacak.

 

 

 

 

Yazar: Hannah Seo/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz