İki gün önce Sustainability bülteninde yayımlanan ve tatlı su ekosistemlerinin kaderine yönelik yeni bulgular sunan araştırmada, dünya çapındaki nehirlerin sadece yüzde 17’sinin serbest akışlı olduğu ve korunan alanlar içerisinde yer aldığı aktarılıyor. Bu durum, yüksek tehdit altındaki bu sistemlerin pek çoğunu (ve onlara bel bağlayan türleri) tehlikeye sokuyor.
Uluslararası Koruma kuruluşunda tatlı su uzmanı, Northern Arizona Üniversitesi’nde yardımcı profesör ve makale sayısının eş editörü olan Ian Harrison şöyle aktarıyor: “Tatlı su türlerinin popülasyonu, 1970’ten beri ortalama yüzde 84 azaldı. Nehirlerin yok olması, bu azalmanın önde gelen sebebi. Yüz milyonlarca insan için önemli bir besin kaynağı olan nehirlerdeki bu gidişatı tersine çevirmemiz gerekiyor.”
Dünya bu yılın sonunda gerçekleşecek BM Biyolojik Çeşitlilik Kurultayı’nda yeni koruma hedeflerinin belirlenmesini beklerken, bilim insanları da tatlı su ekosistemleri ile türlerinin daha fazla korunmasına ve su ile kara ekosistemlerinin daha iyi bütünleştirilmesine öncelik verilmesini istiyor.
Serbest akışlı nehirler ve doğal şekilde işleyen diğer tatlı su ekosistemleri biyoçeşitliliği sürdürerek, dünya çapındaki milyarlarca insan için gıda tedarik zincirine, içme sularına, ekonomilere ve kültürlere destek sağlıyor. Doğa Koruma Örgütü’nde tatlı su bilim danışmanı olan Jonathan Higgins, bu sebeple söz konusu sistemlerin korunmasının, bu değerlerin sürdürülmesi için çok önemli olduğunu belirtiyor.
Northern Arizona Üniversitesi. Ç: O.
