Dünya küçük. Özellikle de kelebek etkisini düşünecek olursak, daha da küçük. Sahra’daki tozlar Amazon’u dölleyebilir. Çin’deki hava kirliliği bizi etkileyebilir. Şili’deki demir madeni de Antartikayı.
“Arsenik oraya nasıl geldi?” sorusu araştırmacıların kafasını kurcalamış. Burada da damlaya damlaya göl olur felsefesi işlemeye başlıyor. Saf demir, arsenikli demirden daha pahalıdır. Bu yüzden üreticiler saf demir elde etmeye çalışır. Arsenikli demirin içerisinden demiri ayıklamak bu yöntemlerden bir tanesi. Ancak arsenik nereye gidiyor? Doğrudan Antartika’nın yolunu tutmuyor ancak havaya karışıyor, suya karışıyor ve bir şekilde Antartika’ya ve diğer birçok yere ulaşabiliyor.
Ekiplerin buz katmanları üzerinden yaptıkları incelemeler göre 1900’lü yılların başlarında arsenik oranı 1.9 iken 1950lerde bu oran 7.94’e kadar çıkmıştı. Ancak 1990lı yıllarda bu oranın 1900lerin oranlarına düştüğü görüldü. Bunun sebebi ise Şilili üreticilerin çevreci tutumları.
Bahsettiğimiz rakamlar kabul edilebilir düzeyde çünkü bir içme suyundaki kabul edilebilir arsenik oranı 10. Ancak incelenen kısım buz dağının sadece görünen yüzü olabilir. Görünmeyen kısımlarının durumu daha da kötü olabilir. Bunu öğrenmek için yapılan araştırmalar devam ediyor.
