Kendinizi elektrikli bir arabanın direksiyonunun başında hayal edin. Rahatsız hissediyor musunuz? Ya da gergin? Diliniz damağınız kuruyor mu? Peki ya el ve ayaklarınızda uyuşma ya da karıncalanma var mı? Eğer tüm bu semptomlara sahipseniz mesafe kaygısından, yani elektrikli aracınızın şarjının olabilecek en kötü zamanda biteceği ve elinizde güç kablosu ile sizi medeniyetten uzakta çaresiz bırakacağı korkusundan muzdarip olabilirsiniz. Her ne kadar hastalıklar kataloğunda (DSM-5) tanımlanmamış olsa da mesafe kaygısı elektrikli araç araştırmacılarının, geliştiricilerinin ve satıcılarının kafalarını kaşımalarına sebep olan gerçek bir sorun. Elektrikli araçlara olan güçlü tüketici ilgisine rağmen pek çok kişi hala elektrikli bir arabanın bireysel ihtiyaçlarını karşılayabileceğinden emin değil.
“Bilinmezlik çevre dostu bir araba seçerken gerçek bir engel.” diyor Lawrance Berkeley Ulusal Laboratuvarı’nda araştırmacı olan Samveg Saxena. Saxena kendisini çevre dostu ulaşım konusunda aman vermeyen tutkulu biri olarak tanımlıyor ve araç seçiminin enerji ağınına ve çevreye devasa etkileri olan kritik bir karar anı olduğuna inanıyor. Mesafe kaygısını aşmanın ve çevre dostu araçların değeri ile ilgili diğer belirsizlikleri gidermenin yolu bilgi diyor. Bu bağlamda sürücülerin sanal olarak çevre dostu araçları test edip en iyi olanı seçmelerine olanak tanıyan bir uygulama geliştirmiş.
Uygulama MyGreenCar (BenimÇevredostuArabam) olarak adlandırılmış. Telefonunuza yüklüyorsunuz, sanal olarak test etmek istediğiniz arabaları seçiyorsunuz ve her zaman yaptığınız gibi kendi arabanızı kullanıyorsunuz. Uygulama kişisel sürüş tarzınızı takip ediyor (ani fren yapan ya da çabuk hızlanan), güzergahınızın coğrafi özelliklerini kaydediyor (tepelik ya da düz alan) ve sürüş anı olayları inceliyor (trafikte sıkışma ya da akan trafik). Sonrasında size araçların yakıt tüketimi, mesafe ve maliyet tasarrufları ile ilgili bilgileri veriyor.
“Bunu günlük aktivite aksesuarları (Fitbit) gibi olabilecek en kolay şekilde ve sezgisel olarak yapmak istiyoruz.” diyor Saxena.
Uygulamanın kullanım kolaylığı arka plandaki yazılımın karmaşıklığını gizliyor. MyGreenCar takımı aerodinamik sürtünme, hareket direnci, tork çıkışı ve çekiş gücü gibi özel faktörleri piyasadaki her bir araç için dikkate alarak araçlara özel modellemeler yapmış. Devasa bir görev. Her yıl kendine has özellikleri olan 1.200 yeni araba modeli piyasaya çıkıyor. Şimdiye dek takım neredeyse 2010 yılından 2015 yılına kadar her modeli kapsayan 5.000’den fazla aracın ayarlarını yaratmış.
“Amaç, kullanıcıları olabilecek en yeşil aracı almalarına ikna etmektense kendileri için en gerçekçi çevre dostu aracı bulmalarını sağlamak.” diyor Saxena. Bazı durumlarda tüketiciler belirli bir model üzerinde karar vermiş olabiliyorlar, fakat yine de yakıt tüketimini etkileyen silindir deaktivasyonu ya da sürekli değişken şanzıman gibi özel ayarları karşılaştırmak isteyebilirler. Çevre dostu özellikler genellikle daha yüksek etiket fiyatları demek olduğundan tüketicilerin uzun vadede bu özelliklerin kendilerine paradan tasarruf ettireceğini bilmeleri gerekir.
“Çevre dostu araba almakla ilgilenen insanlar için kişiye özel ve üzerine aksiyona geçilebilen bilgi yok.” diyor Saxena. “Uygulama bu engeli aşmamıza yardımcı olacak.”
Saxena ABD Çevre Koruma Ajansı ve Enerji Bakanlığı ile iş birliğine giderek, tam da 2017’de yayımlanacak olan federal yakıt ekonomisi kuralları ile çakışacak şekilde, yıl sonuna kadar MyGreenCar’ı milyonlara erişilebilir yapmayı umuyor.
Evren Akgül