Özellikle sürekli gece vardiyasında çalışanlar olmak üzere vardiyalı çalışan kişilerde, orta ila şiddetli astım tehlikesi artabilir.
Araştırmacılar, sanayileşmiş ülkelerde vardiyalı çalışma ile astımın yaygınlığı göz önüne alındığında, elde edilen bulguların halk sağlığı konusunda “geniş kapsamlı” sonuçlar barındırabileceğini belirtiyor.
Gelişmiş ülkelerde yaklaşık beş çalışandan biri, sürekli veya devirli gece vardiyasında çalışıyor. Vardiyalı çalışma, kişinin dahili vücut saatinin (sirkadyan ritmi), dışsal aydınlık ve karanlık döngüsüne ayak uyduramamasına sebep oluyor.
Bu hizasızlık ise çeşitli metabolik bozukluklar, kalp damar hastalıkları ve kanser tehlikesinin artışıyla ilişkilendiriliyor.
Hırıltılı soluma ve hava yolunda ıslık sesi çıkması gibi astım belirtileri, gündüz ve gece saatlerine göre önemli oranda değişiklik gösteriyor. Araştırmacılar ise gece vardiyasının, astım tehlikesinin ve/veya şiddetinin artışıyla da ilişkili olup olmayabileceğini görmek istemişler.
Araştırmacılar, uyku düzeni tipinin (gündüz veya gece faaliyetine yönelik bireysel vücut saati tercihi) ve genetik yatkınlığın astımda ne kadar etkili olduğunu da araştırmak istemişler.
Yaş, cinsiyet ve muhtemelen etkili diğer tehlike etmenlerini hesaba katan araştırmacılar, normal çalışma saatlerinde çalışan kişilere kıyasla sürekli gece vardiyasında çalışan kişilerde orta ila şiddetli astım ihtimalinin %36 arttığını bulmuşlar.
Benzer şekilde, hırıltılı soluma ve solunum yolunda ıslık sesi çıkma ihtimali de, üç vardiya kalıbının herhangi birinde çalışan kişiler arasında %11-18 daha yüksekmiş. Akciğer fonksiyonunun zayıf olma ihtimali, gece hiç çalışmamış veya nadiren çalışmış vardiya çalışanlarında ve sürekli gece vardiyası çalışanlarında yaklaşık %20 daha yüksek çıkmış.
Sabah çok erken kalkan ve gece dahil düzensiz vardiyalarda çalışan kişilerde ise orta ila ciddi astım tehlikesinin %55 daha yüksek olduğu bulunmuş.
Ancak araştırmacılar çalışmanın gözlemsel nitelikte olduğunu ve sebep sonuç ilişkisi çıkarılamayacağını belirtiyor.
BMJ. Ç: O.
