UFO’ları Mercek Altına Alan NASA: Veriler Karman Çorman

0
Güney Asya'da yakalanan ve ABD Tüm Alanlar Anormali Çözüm Bürosunca analiz edilen bu tanımlanamayan cisim, bir yolcu uçağı olabilir. Fotoğraf: ABD Savunma Bakanlığı

Amerikan devleti UFO’larla ilgili tartışmalardan onlarca yıldır kaçınsa da, NASA ve ABD Savunma Bakanlığı bu gizemli, açıklanamayan, havai ya da başka türlü olgulara yönelik inceleme yürütmeye başlamış durumda. Önceden UFO şeklinde adlandırılan bu şeylerin ismi artık ‘tanımlanamayan anormal olgu’ veya UAP. NASA, Ekim ayında dokuz ay sürecek bir UAP soruşturması başlamıştı. Uzay ajansı, yürüttüğü çalışmaya yönelik şeffaflık hedefi doğrultusunda Çarşamba günü bağımsız UAP çalışma takımının halka açık toplantısını canlı yayınladı. Analiz edilecek verilerin çok parçalı olduğunu belirten araştırma heyeti, bu durumun UAP araştırmalarını kısıtladığını ve kaliteli verilere ihtiyaç olduğunu söylüyor.

NASA’nın Bilimsel Görevler Yönetim Kurulunda yardımcı araştırma müdürü olan Daniel Evans, UAP konusunun “halkın, bilim camiasının ve devletin dikkatini çektiğini” belirtiyor. “Artık ortak hedefimiz, bu olguları hak ettikleri şekilde sıkı ve bilimsel bir incelemeye tabi tutmak.”

16 kişiden oluşan grupta gezegen bilimci David Grinspoon, NASA’nın eski astronotlarından Scott Kelly ve bilim gazetecisi Nadia Drake de bulunuyor. Grubun kurucusu ise kâr amacı gütmeyen bilim örgütü Simons Vakfı’nın başkanı astrofizikçi David Spergel.

NASA’nın araştırma takımı, nihai raporunu Temmuz ayında yazacak. Spergel’in aktardığına göre takımın görevi UAP’lerin tabiatıyla ilgili bir karara varmak değil, ileriki araştırmalar için zemin hazırlamak olacak. Bilim insanları, NASA’nın UAP’leri nasıl bilimsel şekilde araştırabileceğini açıklığa kavuşturmayı hedefliyor. Bu kapsamda araştırmacılar, Çarşamba günkü toplantıda UAP’ler ile alakalı eldeki bilgileri (Dünya dışı değiller), ne olabileceklerini belirleme noktasındaki bulgu standartlarını ve insanlardan yüksek kaliteli rapor elde etmenin zorluğunu değerlendirdi.

“Buradaki rolümüz söz konusu olayların tabiatını çözmek değil” diyor Spergel. “Daha ziyade NASA’ya, bu alana nasıl katkı yapabileceğine dönük bir yol haritası sağlamak üzere rehberlik etmek.”

UAP’ler ile ilgili mevcut verileri inceleyen araştırmacılar, pek çok raporun uzaktaki uçaklar, sensör hataları, yüksek irtifalı balonlar veya atmosferik olaylar gibi bilinen kaynaklara dayandırılabildiğini keşfetmişler. Fakat iş kayıtlarda rastlanan ve sürekli olarak tanımlanamayan olgular hakkında daha fazlasını öğrenmeye geldiğinde, veri eksikliği bulunduğu görülmüş.

“Şu an UAP’larla ilgili çeşitli ajanslar genelindeki veri toplama çalışmalarının sistematik olmadığını ve parçalı vaziyette olduğunu görüyoruz” diyor Spergel. “Sık sık da bilimsel veri toplamak için ayarlanmamış cihazlar kullanılıyor. Mevcut veriler ve tanık raporları, tek başına UAP olaylarının tabiat ve kökeniyle ilgili kesin kanıt sağlamaktan uzak.”

FAA radar donanımlarından yolcu uçaklarındaki sensörlere ve devletlerin casusluk tertibatlarına kadar her şeyin kullanılmasıyla UAP’lerin daha doğrudan ve hedefli biçimde gözlemlenmesi, bu konuda fark yaratabilir. Fakat ABD Savunma Bakanlığı Tüm Alanlar Anormali Çözüm Bürosu (AARO) başkanı Sean Kirkpatrick, “Devlettekiler de dahil olmak üzere çoğu insan, bütün aygıt koleksiyonumuzu arka bahçelerine yöneltmemizden hoşlanmaz” diyor.

“Bunu öyle bir şekilde ayarlamalıyız ki, sadece bir şeylerin olduğundan çok emin olduğumuz alanlarda yapmalıyız” diye devam ediyor. “Çok emin olunca da herhangi bir kanunu ihlal etmemek lazım.”

AARO birtakım gizli UAP verileriyle uğraşıyor olabilse de, NASA’daki takım sadece halka açık bilgiler üzerinde çalışıyor ki insanlar rapora tümüyle ulaşabilsin. Fakat bu durum, NASA’nın üzerinde çalıştığı verilerin altta kalır bir yanı olduğu anlamına gelmiyor. NASA’nın Bilimsel Görevler Yönetim Kurulunda başkan yardımcısı olan Nicola Fox, bir UAP görgüsünün gizli olmasının UAP’ler ile hiç ilgisinin olmadığını; gizliliğin fotoğrafı çeken şeyle ilgili olduğunu söylüyor.

“Tanımlanamamış anormal olgu görgüleri gizli olaylar değil, genelde kullanılan sensör platformu gizli” diyor ve bunun sebebinin de, yabancı muhaliflerin söz konusu sensörün kabiliyetlerini anlamasını önlemek olduğunu belirtiyor. “Eğer bir savaş uçağı Özgürlük Heykeli’nin fotoğrafını çektiyse, o görüntü gizlidir ama bu gizlilik fotoğraftaki nesne sebebiyle değil, uçaktaki sensörler sebebiyledir.”

Fakat NASA araştırmacılarının halka açık şekilde çalışmasının mahzurları da var. Evans tam olarak ne yaşandığını söylemese de, takım üyelerinin “heyete katılma kararları sebebiyle internette kötü muameleye maruz kaldıklarını” söylüyor ve ekliyor: “Katılımcılarımıza yöneltilen tüm her bir taciz şekli sadece, saygı ve açık bir çalışma ortamı gerektiren bilimsel ilerlemenin yavaşlamasına sebep olur.”

NASA’nın çalışma takımına rahatsızlık verilmesi, Spergel’a göre UAP’ler ile ilgili ciddi çalışma yürütmenin bir başka sorununu da ortaya koyuyor: Özellikle bazı uzmanlar arasında UAP gördüğünü rapor etmek hoş karşılanmıyor. “NASA her ne kadar olumsuz bakılan bu duruma dönük kapsamlı bir gayret sergilese de, UAP’lerın kökeni halen belli değil ve pek çok olayın  da bildirilmediğini düşünüyoruz” diyor. “Örneğin havayolu pilotları anormallikleri bildirmeye hiç istekli değil. NASA’nın bu noktada bir rol oynamasını istiyoruz ve hedeflerimizden biri de bu olumsuz bakışı ortadan kaldırıp, yüksek kaliteli veri elde etmek.”

 

Yazar: Jon Kelvey/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz