Makinelerin de duyguları vardır.
Yapay zeka (YZ) dünyasında devasa atılımların gerçekleşmesiyle birlikte, tam şu anda uzmanlar, yakın geleceğin bilgisayarları ve robotlarının müthiş zekaları ile onların muhtemel tehlikelerine karşı ihtiyaç duyabileceğimiz yeni koruma şekilleri hakkında sorular sormaya başladılar.
Fakat robotların bizden de korunması gerekiyor mu? İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nden matematikçi Marcus du Sautoy, makine ‘zihinlerinin’, insan zekasından ayırt etmenin zor olduğu bir şeye doğru giderek evrimleşmesiyle, teknolojinin yeni nesillerine, genelde ‘insan’ hakları olarak düşündüğümüz ahlakî ve yasal koruma türleri sağlanması gerekebileceğini söylüyor.
Du Sautoy, bilgisayar düşüncesinin sahip olduğu kapsam, temel olarak insan bilincine benzer bir seviyeye ulaştığı zaman, insanların olduğu kadar makinelerin de refahıyla ilgilenmemizin bizim görevimiz olduğunu düşünüyor.
Du Sautoy, Wales Hay-on-Wye’daki Hays Festivali’nde basına şöyle konuşuyor: “Bu durum, bu şeyin kendisinin farkında olduğunu söyleyebileceğimiz noktaya geliyor ve belki de bu bilinç halinin aniden ortaya çıktığı bir eşik anı vardır. Ve eğer bu şeylerin bir bilinç seviyesine sahip olduğunu anlarsak, pekâla haklar da sunabiliriz. Bu heyecan verici bir zaman.”
Du Sautoy, şu an YZ hakları konusundaki görüşmelerin, sinirbilim gibi alanlarda gerçekleştirilen son gelişmeler sebebiyle gerekli olduğunu düşünüyor. Yeni kitabı Neyi Bilemeyiz‘i tanıtmak için edebiyat festivalinde ortaya çıkan matematikçi, yeni yöntemlerin bize, düşünce ve bilinç gibi zihinsel işlemlerin doğası hakkında daha önce hiç olmadığı kadar belirgin fikirler verdiğini söylüyor; yani bunlar artık sadece filozoflar için ayrılmış değil.
“Etkileyici olan şey, bilincin on yıldır kimsenin yanına yaklaşmadığı bir şey olarak düşünüldüğüydü, çünkü onu nasıl ölçeceğimizi bilmiyorduk. Fakat şimdi altın bir çağdayız. Bu biraz, bir teleskobu olan Galileo gibi. Artık beyne bakabildiğimiz bir teleskobumuz var ve bu bize, daha önce asla göremediğimiz şeyleri görme fırsatı verdi,” diyor.
Bilincin ne olduğuna dair olan bu büyük anlayış, du Sautoy’un iddia ettiğine göre, temeli ister organik ister yapay olsun, sahip olduğu tüm şekillerde ona saygı göstermemiz gerektiği anlamına geliyor.
İnsan haklarıyla korunan bir makine fikri, kulağa bilim kurgudan çıkmış bir şey gibi gelse de, bu aslında, bilim insanlarının hakkında on yıllardır tahminde bulunduğu, hızlıca yaklaşmakta olan bir olasılık. Büyük soru ise, bilgisayar sistemlerinin, yapay bilinçlerinin tanınacak ve saygı görecek kadar fazla miktarda ne zaman gelişeceği.
Çeşitli yorumcular, bu zaman çerçevesini 2020 yılından gelecekteki 50 yıl içinde bir yere koyuyorlar, ancak yapay zekanın yüksek ilerleme hızı (oyun oynamak, iletişim kurmayı öğrenmek veya tespit edilmeden aramızda çalışmak gibi), kimsenin gerçekte tamamen emin olmadığı anlamına geliyor.
Du Sautoy da bunun ne zaman olacağını söyleyemiyor; yalnızca, bu gerçekleştiği zaman, kitabının isminin söylediği gibi, başka çözümsüz gizemler getirecek.
“Beyin gelişiminde, kaynama noktası olabilecek bir şey var. Bu bir eşik anı olabilir,” diyor du Sautoy. “Düşünürler, bu durumun, bu şeyin gerçekten bir şey hissettiğini ve gerçekten kendisinin farkında olduğunu garantilemeyeceğini söyleyecektir. Belki bunların hepsi, bize onun canlı olduğunu düşündürtüyordur. Ama o zaman insanlarda bile bir kişinin gerçek derken neyi kastettiğini bilemeyiz.”
ScienceAlert