Şimdiden, gündelik hayatlarımızda yapay zeka ile etkileşim içerisindeyiz. Furby ve Clippy bunun önceki formlarındandı, sürücüsüz araçlar ve Facebook’un chatbotları ise günümüzde bu rolü üstleniyorlar. Ancak yapay zeka evrimini sürdürmeye devam ederse daha ikna edici bir biçimde insana benzemesi gerekiyor. An itibarıyla, yapay zekanın duygusal derinlik kapasitesi ciddi ölçüde yetersiz durumda.
Geçtiğimiz hafta New York’taki bir bilişsel mimari konferansında, Moskova Mühendislik Fizik Enstitüsü’nün Sibernetik Bölümü’nde profesör olan Alexei Samsonovich, çok parçalı bir test önerisinde bulundu. Bu test, sanal bir dünyada avatar kılığı altındaki bir makine ile bir insanın etkileşim halinde olmalarını içeriyor. İki taraf takım çalışması, güven, ihanet ve sosyal iletişimin çeşitli yöntemlerini içerecek oyunlar oynayacaklar. Eğer yapay zeka duygusal anlamda becerikli olursa, insan ile bir bağ geliştirebilir ve en sonunda insan, yapay zekanın iyiliğini kendininkinden üstün tutabilir. Bu test, 1950’de geliştirilen ve bir makinenin başarılı bir şekilde insan olarak kabul edilip edilemeyeceğini belirleyen Turing testinden esinlenildi.
Samsonovich’in bir basın bildirisinde dediğine göre, “Sanal araçlar ve robotlar insanlar gibi olmalı, bu sayede insanlar onlara güvenebilir ve kendi denkleri olarak onlarla iş birliği yapabilirler. Bu yüzden, yapay zeka sosyal ve duygusal açıdan karşılık verebilir nitelikte olmalı ve tıpkı insanlar gibi düşünebilmeli ve öğrenebilmeli. Burada kastedilen işleyişler ise öyküleyici düşünme, otonom hedef belirleme, yaratıcı yorumlama, aktif öğrenme ve duygu üretimi ile kişiler arası ilişkileri devam ettirme yeteneği şeklinde örneklenebilir.”
Yapay zeka konusunda Stephen Hawking ve Elon Musk ile aynı taraftaysanız, bunun yalnızca insanlık aleminin yapay zeka tarafından inşa edilmekte olan tabutuna yeni bir tahta çaktığını söyleyebiliriz. Bu esnada, Siri ile etkileşim çok daha eğlenceli hale gelebilir.
Şevki Dilek