YAZAR: BEC CREW
Neredeyse kırk yılı kapsayan ve Danimarka’da 100.000’den fazla yetişkinin katıldığı bir çalışmada, ‘fazla kilolu’ vücut kitle endeksine (veya VKİ) sahip olan kişilerin; ‘sağlıklı’, ‘normalden hafif’ ve ‘obez’ kategorisinde bulunan insanlardan uzun yaşamalarının daha muhtemel olduğu bulundu.
2016 yılının Mayıs ayında yayınlanan bu sonuçlar, sağlımıza yönelik temel varsayımlardan birini; ‘sağlıklı’ bir VKİ’nin, daha uzun bir yaşama denk olması varsayımını tartışmaya açıyor.
Üstelik bu çalışma ilk değil; geçmişte yapılan bir dizi bilimsel çalışmada, fazladan birkaç kilo almanın nihayetinde o kadar da kötü olmayabileceği bulunmuş.
Detaylara girmeden önce belirtmekte fayda var; bu sonuçlar, spor salonu üyeliğinizi iptal etmenize veya kahvaltıda dondurma yemenize bahane değil. Hiç kimse, hareket etmekten vazgeçmenin veya ıvır zıvır yemenin uzun ve mutlu bir yaşam için en iyi fırsat olduğunu söylemiyor.
Bu sonuçlar, “fazla kilolu” teriminin aslında ne anlama geldiğini yeniden düşünmemiz gerekebileceğini öne sürüyor.
Kopenhag Üniversitesi Hastanesi’nde klinik biyokimyacı olan Borge Nordestgaard’ın önderliğinde yürütülen bu çalışmada, Danimarka’da yaşayan ve birbirinden yaklaşık 15 yıl arayla üç grup halinde kayda alınan 100.000’den fazla yetişkinin tıbbi verileri çözümlenmiş.
Araştırmacılar, (1976’dan 2013’e kadar) yaklaşık kırk yıl süren bu analiz esnasında, en düşük ölüm tehlikesiyle ilişkili olan VKİ’nin, 23.7’den 27’ye çıktığını bulmuşlar.
Eğer VKİ’niz, 18.5 ile 24.9 arasındaysa; normal veya ‘sağlıklı’ olarak düşünülüyorsunuz. VKİ’niz 25 ile 29.9 arasındaysa, ‘fazla kilolu’ olduğunuz düşünülüyor. 30 veya daha yüksek bir VKİ, ‘obez’ şeklinde sınıflandırılıyor.
Çalışmada ayrıca, ‘obez’ kategorisinde olan kişilerin ölüm tehlikesinin, ‘normal’ aralıkta olanlarla aynı olduğu bulunmuş; yaş, cinsiyet, ailedeki hastalık geçmişi, sosyo ekonomik durum ve sigara içme durumu gibi etmenler hesaba katıldığı zaman bile sonuç değişmemiş.
Bu durum; en uzun ömür süresiyle ilişkilendirilen kilo kategorisinin, son 40 yılda açık bir şekilde ‘normal’den ‘fazla kilolu’ tarafa gittiğini ortaya koyuyor. Ayrıca, ya ‘normal’ kilo sınıflandırmasının yanlış olduğunu; ya da kilomuz ile genel sağlığımız arasındaki bağlantının, sandığımızdan çok daha karmaşık olduğunu akla getiriyor.
Pennsylvania Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışan ve bu çalışmada yer almayan doktor Rexford Ahima, 2016 yılında Science News sitesine şöyle söylüyor: “Bir rakam olarak VKİ, sağlığın ve ölüm tehlikesinin tahmin edilmesi bakımından tek başına yeterli olmayabilir. Bunun bağlam içinde değerlendirilmesi gerekiyor.”
NFL’nin yıldız oyuncusu Tom Brady ve kıdemli NBA oyuncusu Paul Pierce’in, bilindiği üzere ‘obez’ kategorisine sarkmasıyla beraber; VKİ’nin sağlıklı bir kilo konusunda başvurulacak ölçü olmasına yönelik yapılan tartışmalar bir süredir artış gösteriyordu. Ayrıca 2016’nın başlarında yayınlanan bir çalışmada, 34.4 milyon ‘fazla kilolu’ ve 19.8 milyon ‘obez’ Amerikalının, bir dizi kardiyo metabolik sağlık işaretlerine göre aslında sağlıklı oldukları bulunmuştu.
Açıkçası, vücut kitle endeksi kusurlu gibi görünüyor.
Santa Barbara’daki California Üniversitesi’nde çalışan ve ‘fazla kilolu’ ile ‘obez’ Amerikalıların sağlıklı olduğunu gösteren bu daha önceki çalışmada yer alan Jeffrey Hunger, “Fazla kilolu VKİ kategorisinde bulunan kişilerin yüzde 47’si, mükemmel derecede sağlıklı” diyor.
“VKİ’yi bir sağlık vekaleti şeklinde kullanmak; ki özellikle o kategoride bulunan herkes için; açık bir biçimde hatalı. Bizim çalışmamız, VKİ’nin tabutuna son çiviyi çakmış olmalı.”
Üstelik, Nordestgaard ve takımının Danimarka çalışmalarında bulduğu bu değişiklik; yüksek kolesterol ve yüksek tansiyon gibi daha yüksek bir kiloyla ilişkilendirilen çok sayıda sağlık tehlikesinin, artık 40 yıl öncesine göre daha etkili bir şekilde teşhis ve tedavi edilebileceğini gösteriyor olabilir.
Nordestgaard, o zamanlar Science News sitesinden Esther Landhuis’e şöyle söylemiş: “Bu yüzden, eğer [bu durumlara yönelik] tedavi olmuşsanız fazla kilolu olabilirsiniz.”
Çalışmanın bazı kısıtlamaları bulunuyor. Analiz edilen bu 100.000 kişinin, Kopenhag nüfusunu iyi biçimde temsil ettiği düşünülse de; bu kişiler çoğunlukla beyaz insanlardan oluşuyor. Bu yüzden bu sonuçların, başka geçmişi olan insanlar için ne anlama gelebileceği söylenemiyor.
“Örneğin, Asyalıların önemli bir kısmında; bu kişiler fazla kilolu olmaya yönelik mevcut bitiş noktasından daha düşük VKİ’lere sahip olmasına rağmen, tip 2 diyabet ve kalp hastalığı gelişebiliyor” diye belirtiyor Landhuis.
Fakat, yapılan bir miktar çalışmada öne sürülen şeylere katılıyor; bir kişinin ne kadar uzun yaşadığı, vücudundaki kilo ve santimetre oranından çok daha karmaşık bir şey.
Landhuis şöyle açıklıyor:
“Tip 2 diyabet hastaları üzerinde yapılan bir çalışmada; teşhis konulduğu sırada normal kiloda olanlar, fazla kilolu veya obez olan kişilere göre daha yüksek ölüm tehlikesi taşıyormuş. Ayrıca 2013 yılında 97 çalışma üzerinde yapılan bir meta analizde, fazla kilolu olmanın, normal bir VKİ’ye sahip olunmasına göre daha düşük ölüm tehlikesiyle ilişkili olduğu bulunmuş. Aynı araştırmacılar, 2005 yılında yaptıkları bir çalışmada da benzer şeyler bulmuşlar.”
Bunun gibi daha çok çalışma yayınlandıkça, önümüzdeki yıllarda sağlığa yönelik daha kişisel bir yaklaşım sergilenmesi ve bu sayede birey için en iyi olan şey söz konusu olduğunda, hatalı şeylere odaklanılmaması ümit ediliyor.
Sonuçlar JAMA bülteninde yayınlandı.
ScienceAlert