Yeni Çalışmaya Göre Haftada Dört Gün Çalışmak İşçi ve İşverenlere Fayda Sağlıyor

0
Pilot programda yer alan firmaların hiçbiri, haftalık dört günlük çalışma planını tutmaya karşı çıkmamış. Fotoğraf: Deposit Photos

‘Belki de şimdiye kadarki en şaşırtıcı bulgu, ortada şaşırtıcı bir şeyin olmaması.’

Pek çok kişi için haftada 40 saat çalışmak, insanı tüketen bir angarya gibi gelebilir. Fakat yeni araştırma, çözümün ille de düşünce yapınızı düzeltmeye odaklanmak, daha iyi uyumak veya durumu kabullenmek olmadığı görüşünü destekliyor. Kanıtlar 21 Temmuz’da Nature Human Behavior bülteninde yayımlanan bir çalışmada sunuluyor.

Beş günlük, 40 saatlik çalışma haftası, ABD’deki işgücü eylemcileri için zor elde edilen bir kazanımdı. Bu resmi güvenceye nesiller boyunca toplum tabanını oluşturan insanların organize olmasından, birliklerin dayanışmasından ve fiziksel fedakarlıktan sonra ulaşılmıştı. Hatta bu hak, günümüzde bile birden fazla yarı zamanlı ya da kısa süreli işte çalışan kişiler için garanti değil. Yine de bu durum, pek çok işgücü savunucusunu iş yerinde çok daha büyük kazanımlar için baskı yapmaktan alıkoymuş değil.

Sayıları giderek artan organizasyonlar ve uzmanlar, geçtiğimiz yıllarda dört günlük mesai haftası için mücadele etmeye başladı. 4 Day Week Global (4DWG) gibi kâr amacı gütmeyen kuruluşlara göre üç günlük haftasonu sadece çalışanlar için değil, aynı zamanda işletmeler için de çok daha iyi şartlar sağlıyor. Yakın zaman önceki araştırmalar sayesinde, taleplerini güçlendirecek bilimsel veriler topluyorlar.

[İlgili: Neden haftada beş gün çalışıyoruz?]

En büyük sürpriz, sürpriz değil

4DWG geçenlerde sosyologlardan oluşan uluslararası bir araştırma takımına ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve İrlanda çapındaki 140’tan fazla şirketi altı aylık pilot program deneylerine dahil etme görevi vermiş. Firmaların çalışanları bu süre boyunca maaş ya da haklarda düzenleme yapılmadan dört günlük haftaya geçiş yapacakmış. 4DWG her firmaya yeni sistemi ayarlaması için yardım sunmuş ve bu yılın başlarında yaklaşık 3.000 çalışan, haftada 40 saat yerine 32 saat çalışmaya başlamış.

Araştırma takımının yaklaşık 33 firmayı kapsayan ilk iki deneyinden gelen ilk veriler netmiş. Şirketlerin hiçbiri, dört günlük haftayı sürdürmeye mutlaka karşı olduklarını söylememiş ve iş yerindeki üretkenlik artışının yanısıra kâr büyümesi de olduğunu rapor etmişler. Bu arada çalışanlar eskisi kadar stres ve tükenmişlik hissi yaşamadıklarını, bunun yanısıra fiziksel ve zihinsel durumlarında genel bir düzelme olduğunu belirtmişler. Çalışmayı düzenleyenlere göre bu sonuçlar şaşırtıcı değil.

Boston College üniversitesinde çalışan makale eş yazarı ve sosyolog Wen Fan, “Belki de şimdiye kadarki en şaşırtıcı bulgu şaşırtıcı bir şey olmaması, ki genelde akademik araştırmalarda böyle olmaz” diyor bir açıklamada. “Genellikle bazı hipotezler desteklenirken diğerleri çürütülür ama bu projede aslında beklediğimiz her şey çıktı.”

Fan, azalan saatler sonrasında çalışanların dört günlük yeni haftalarında daha sıkı çalışması gerekmediğini de belirtiyor. “Organizasyonel açıdan önemli unsurlar sürdürülmüş” de aynı zamanda.

“Bence bu, çalışmanın yeniden tasarlanmasında iyi düşünülmüş güçlü adımların gerçek dünyada ne kadar etkili bir farklılık yaratabileceğini göstermesi bakımından ideal bir örnek” diye ekliyor.

[İlgili: Haftada 39 saatten fazla çalışmak sizin için kötü]

Tükenmişliğin tükenmesi

Çalışmanın yazarları, daha kısa saatlerde yönetilebilir iş yükleri sağlamanın önemli bir yönteminin de büyük oranda gereksiz toplantılara son vermek olduğunu açıklıyor. İşverenler bunun yerine telefon görüşmelerine, mesajlaşma platformlarına ve diğer iletişim araçlarına daha fazla dayanmış sadece.

Bir diğer verimlilik artışı da çalışanların haftasonundaki fazladan günlerinde ne yaptıklarında yatıyor. Genelde insanlar bu üçüncü günü kişisel işleri ve genelde daha yoğun 40 saatlik haftalarına sıkıştırmaya çalıştıkları sağlık randevuları için kullanmış. Hobiler, boş zaman aktiviteleri, ev işi ve kişisel bakım için de daha fazla zaman kalmış; tüm bu alanlar, genel ruh hali ve sağlığın düzelmesine yardımcı oluyor. Bu arada şirketler, sağlık masraflarının düşmesi ve çalışanların yeniden organize edilme oranlarının azalmasıyla sık sık tasarruf sağlamış.

Boston College üniversitesinde çalışan ve 4DWG akademik heyet üyesi olan Juliet Schor, “Sağlık veya öğretim gibi alanlarda yüksek eğitimli bireyleri strese ve tükenmişliğe kurban etmemek kesinlikle kaydadeğer bir hedef” diyor. “Pek çok işverenin pozisyon doldurmakta zorlandığını gördüğümüz bir zamanda bu dört günlük hafta faydalı addedilebilir.”

(Fazladan) günü yaşamak

Suchur ve Wan, yıllarca fazla mesai yapan içgücü kuvvetlerini incelemiş ancak dört günlük haftanın çok yakın zaman öncesine kadar zor kabul edilen bir şey olduğunu söylüyorlar.

“COVID öncesinde birçok insana boş umut gibi gelir ve şirketler için uygulanabilir olmadığı düşünülürdü” diyor Schur. “Ancak salgın yüksek bir stres ve tükenmişlik seviyesi oluşturdu ve pek çok işvereni ‘Hayatımı farklı şekilde yaşamak istiyorum’ demeye yöneltti. Bu da işin kafalarda yeniden canlandırılması bakımından daha fazla alan yarattı ki onun bir parçası da dört günlük hafta.”

Fan’a göre insanlar, başka türlü yıkıcı olacak bir salgının ardından sunulan bu fırsatı değerlendirmeseydi büyük bir kayıp olurdu.

“Sosyal değişim her zaman zordur; özellikle de nasıl, ne zaman ve nerede çalışacağımızı söyleyen kökleşmiş kurumsal mantıklara meydan okumaya geldiğinde” diyor Fan. “İş yerlerinde hızlandırdığı köklü yenilikler bağlamında bu COVID krizini heba etmeyelim.”

Yazar: Andrew Paul/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz