Google 2004 yılında Gmail hizmetini tanıttığında, bir arama motoru şirketinin AOL ve Hotmail gibi e-posta hizmeti sunan devlere karşı hiçbir şansı olmadığını düşünmüştük. Ancak kapalı deneme sürecine dahil olmamız için gönderilen davette, bu düşüncelerimizin ne kadar yanlış olduğunu görmüş ve Gmail’in oyunun kurallarını değiştirecek bir oyuncu olduğunu deneyimlemiştik.
2011 yılında ise Google+’ın tanıtılmasıyla birlikte Google’ın Facebook ve Twitter gibi internetin yükselen sosyal medya çılgınlığına karşı nasıl bir yenilikle geleceğini görmek için sabırsızlanıyorduk. Ancak günümüzde geldiğimiz noktada çoğumuz Google+ hesabına sahip olmasına rağmen çok azımız gerçekten uygulamayı kullanıyoruz. Gmail ve Hangouts gibi servisler, aslında Google’ın ana alanı dışında ne kadar iyi işler ortaya koyabildiğinin birer örneği. Ancak geçtiğimiz dört yıl süresince Google+, bu örneklerden biri haline gelebilmiş değil.
Google’ın resmî blogundaki G+’ın arayüzünün bütün platformlarda değiştiği haberini okuduğumuzda ise Google’ın sancılı sosyal medya deneyimi için küçük de olsa bir umut filizlendi içimizde. Sosyal medya hizmetinin en önemli ve büyük iki yeniliği ise kullanıcıların Topluluklar ve Koleksiyonlar isimli yerlerde meydana gelmiş.
Ürün yöneticisi Luke Wrobleski, paylaştığı ayrı bir G+ gönderisinde yeni özellikleri ve nasıl kullanıldıklarını şöyle açıklıyor: “Koleksiyonlar ilgi duyduğunuz bir alanda kullanıcıların paylaştıkları içeriklere ve fotoğraflara erişmenizi sağlıyor. Topluluklar ise ortak ilgi alanlarına sahip kullanıcıların bir araya gelip bu alanlar hakkında iletişim kurmalarını sağlıyor. Koleksiyonlar ve Topluluklar ile ilginizi çeken şeyleri keşfetmek artık çok kolay: İlginizi çeken ne varsa takip edin veya katılın.”
Siz de Google+’ın 2,5 milyon üyesinden biriyseniz siz de “Google’ın bütün servislerindeki sosyal deneyimi” geliştirme girişimini deneyimleyebilirsiniz. Ayrıca kendinizi yalnız hissediyorsanız Popular Science’ın hesabını takip etmeyi unutmayın deriz.
Google+ ilk çıktığında sosyal bir RSS okuyucu olarak çıkmıştı. Herkesin severek kullandığı Google Reader kapatıldı. Bence insanlar makaleleri sırayla okumaya alışmıştı. Google+ karışık geldi. Koleksiyonlar değilde topluluklar kendine bir kitle edindi.