Araştırmacılar, Beyindeki Protein Kümelerine Bağlı Olarak Farklı Alzheimer ‘Türleri’ Belirlediler

0

Alzheimer sadece tek bir hastalık değil.

Uluslararası araştırmacılardan oluşan bir takım, bir kişinin beynindeki belirli protein kümelerinin, farklı Alzheimer hastalığı ‘türlerini’ belirlemeye yardımcı olabileceğine dair bulgular elde etti.

Bu bulgular, gelecekteki araştırmacıların ve doktorların, hastalığın farklı alt türlerini isabetli şekilde belirlemelerinde yardımcı olabilir ve tedaviler ile teşhis uygulamalarını daha özel hale getirerek, Alzheimer’ı yenmeye bizi bir adım daha yaklaştırabilir.

Daha önce farklı Alzheimer ‘türlerini’ duymamış olabilseniz de, araştırmacılar bundan önce, bir zamanlar tek hastalık olarak düşünülen bu hastalığın, bir kişinin hangi alt türe sahip olduğuna bağlı olarak farklı şekilde işlediğini bulmuşlardı.

Kısacası, bilinen üç farklı Alzheimer türü bulunuyor: genel Alzheimer, arka korteks körelme Alzheimer’ı ve hızlı ilerleyen Alzheimer.

Yeni çalışmada yer almayan fakat üç alt türü belirlemek için önceden çalışma yapmış olan Los Angeles’taki California Üniversitesi’nden Dale Bredesen şöyle söylüyor: “Kavrama gücünün kişiden kişiye değişmesinden dolayı, Alzheimer’ın bir hastalıktan daha fazlasını temsil ettiği konusunda yıllardır bir şüphe vardı.”

“Bunun sahip olduğu önemli sonuçlar, her bir grup için en uygun tedavinin farklı olabileceği, farklı sebepler bulunabileceği ve gelecekteki klinik denemelerde, bu durumun belirli gruplar üzerinde ayrı ayrı çalışmaya yardımcı olabileceği yönünde.”

Bredesen’in katıldığı önceki çalışmalar, bu alt türlerin, amiloid beta peptitlerinin bir araya gelerek, Alzheimer sahibi olanların beyinlerinde lifcik olarak bilinen protein liflerini nasıl oluşturduğunu açıklığa kavuşturabileceğini öne sürmüştü.

Şimdi, ABD’deki Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) ve diğer organlar ile çalışan bir araştırmacı takımı, bu lifciklerin (bunları ‘protein kümeleri’ olarak düşünebilirsiniz) aslında hastalığın farklı alt türleri ile ilişkili olduğunu buldu.

NIH’ten Robert Tycko’nun önderlik ettiği takım, bu sonuca varmak için, her birinin üç farklı Alzheimer alt türünden birine sahip olduğu 18 bireyden alınan 37 farklı doku örneğinin içindeki lifcikleri incelediler.

Takım, doku örnekleri içinde barınan lifciklerin, genel Alzheimer ve arka korteks körelmesi için özel bir yapıya sahip olduklarını buldular, yani bu yapıların mevcut olması, bu iki türün önemli bir göstergesi olabilir.

Diğer yandan, hastalığın hızlı ilerleyen şekline sahip olanlar, çok sayıda lifcik yapılarına sahiplerdi ve bu durum, buna ait özel bir yapı olmadığından, belirlemeyi çok daha zorlaştırmıştı.

Bu bulguların öne sürdüğü şey, doktorların hastalığın hangi alt türüne sahip olduklarına isabetli şekilde karar vermeleri için, Alzheimer teşhisi konan hastalardaki doku örneklerini çözümleyebilecekleri.

Bu durum, doktorların sonra bu özel tür için muhtemelen daha elverişli bir tedaviyi uygulayarak, hastalığa sahip olan kişilere yeni bir umut sunabilecekleri anlamına geliyor.

Ayrıca, üç alt türün birbirlerinden ne şekilde farklı olduğunu anlamak, genel olarak hastalık için bir tedavi bulma konusunda bizi daha ileriye götürebilecek olan daha iyi, daha özel tedavilere yol açabilir.

Takım şöyle söylüyor: “Nörotoksik amiloid beta kümelerini ve bunların yapıları ile hastalığın alt türleri arasında bulunan ilişkileri daha iyi anlamak, Alzheimer hastalığı için yeni tanı testlerinin ve tedavilerinin gelişimine yardımcı olabilir.”

Ancak, son çalışma için kullanılan örnek boyutunun epey küçük olduğunu, takımın sadece 18 bireyden alınan dokuları çözümlediğini belirtmekte fayda var. Herhangi bir karara varılmadan önce daha kapsamlı bir havuz gerekecek, ancak bu kesinlikle iyi bir ilk adım.

Sadece ABD’de yaklaşık 5.4 milyon kişi Alzheimer hastası ve bu durum, bireyler ile ailelere tedavi bakımından yıllık 5.000 ABD dolarına kadar ve genel olarak ekonomiye yılda 236 milyar ABD doları masraf oluşturuyor. Bir tedavi, veya en azından daha iyi muameleler bulmak, dünya çapındaki bilim insanları için önemli bir iş.

Takımın çalışması Nature bilim bülteninde yayınlandı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz