İnsanlık tarihi yakından incelendiğinde, insanların en çok sağlıkları ve yazgıları için kaygılandıkları görülür. Mesela günümüzde tıp bilimi, insanların sağlıklarını tehdit eden durumları ortadan kaldırmak ve onları daha uzun süre hayata tutmanın yollarını arayarak gelişimini devam ettiriyor. Çünkü herkes sağlıklı yaşamayı ve mümkünse hiç yaşlanmamayı umut ediyor. Bu konuda güvendikleri en önemli alan da nihayetinde tıp alanındaki gelişmeler oluyor. Son birkaç yıldır çeşitli medya yayınlarının da katkısıyla genç kanı, her derde deva, gençlik ve güzellik aşısı olarak anlatılıyor. Kanlarına genç kanı enjekte edilen yaşlıların, gençleşip güzelleştiği rivayet edilmeye başlandı bile. Hatta Silikon Vadisi milyarderlerinden Peter Thiel, genç insanlardan kan satın almak istediğini açıkladı. Bunun yanı sıra birkaç şirket yaşlı zenginler için benzer tedaviler oluşturmaya çalışıyor. Ortalık gençleşme hevesi ile doluyken, kısa süre önce Nature Communications dergisinde yayınlanan bir araştırma, bütün umutları söndürdü. Çalışmaya göre gençlerin kanı ilaç olmadığı gibi, yaşlıların kanı da toksik olabilir.
Araştırma sırasında genç bir fareden alınan kan, daha yaşlı bir farenin kanına enjekte edildiğinde yaşlı fare üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı anlaşıldı. Bunun aksine yaşlı fareden alınan kan, daha genç fareye enjekte edildiğinde organ ve dokularda çeşitli problemlere yol açtığı gözlemlendi. Sonuçlar yaygın bir kanının da değişmesi gerektiğine işaret ediyor. Araştırma ekibi genç kanında tedavi edici molekülerin bulunduğu ve yaşa bağlı olarak azalıp yok olduğu düşüncesi yerine; yaşlılığın arkasındaki ana etmenin kanda zamanla biriken zararlı moleküler olabileceğini söylüyor.
Konu hakkında Popular Science’a konuşan, Kaliforniya Üniversitesi biyo-mühendislik profesörü ve aynı zamanda çalışmanın yazarlarından biri olan Irina Conboy, “Bu çalışma, genç kanının tek başına tedavi olarak kullanılamayacağını bize gösterdi” diyor.
Peki genç kanının yararlı olduğuna dair bu kadar tartışmanın sebebi nedir?
Olayın özü şu ki bugün tartışmalara son veren ekibin bir kısmı, 2005’te Nature dergisinde yayınladıkları bir makale ile tartışmaları başlatanlardı. O çalışmada, genç ve yaşlı iki farenin dolaşım sistemini, “parabiosis” dedikleri cerrahi bir yöntemle birbirlerine bağlayarak, iki fare arasında kesintisiz bir kan döngüsü sağlamışlar. Bu deney sonunda yaşlı farede çeşitli dokuların iyileştiği ve gençleştiği görülmüş. Araştırma ekibi, medyanın sonuçları sadece kana bağlayıp olayı gençlik aşısı üzerinden vererek bu algının oluşmasına sebep olduğunu düşünüyor. Prof. Conboy, o çalışmada farelerin birbirine bağlı olduğunu ve olayın sadece kandan kaynaklanmadığını, yaşlı farenin aynı zamanda genç farenin akciğerlerini, böbreklerini ve diğer kan dolaşım sistemi unsurlarını da kullandığını söylüyor.
Prof. Conboy, 2005’teki çalışmada kanın dokuları yenilediği ve vücudu gençleştirdiğine dair kesin bir söylemin olmadığını belirtiyor. Bu yüzden son çalışmada özellikle diğer açıklamaları ve konu ile ilgili tartışmaları sonlandırmak için iki fare arasında sadece kan değişimini sağlayan teknik kullanılmış. Böylece bir önceki çalışmada dolaşım sistemleri arasında bağlantı kurulan farelerin, bu çalışmada sadece kanları değiştirilmiş.
Fareler arasındaki kan değişimine; vücutlarındaki kanın yarısı kendi kanı, yarısı transfer edilen kan olana kadar devam edilmiş. Bu durum hem genç hem de yaşlı fareler için uygulanmış. Kan transferi yapıldıktan bir ay sonra, farenin bütün organları test edilerek değişimleri gözlemlenmiş örneğin karaciğer, beyin ve özellikle onarıcı kas dokusu. Test sonuçlarına göre yaşlı farelerde olumlu ve anlamlı bir değişim olmazken, genç farelerin ise sağlıklarının kötüye gittiği görülmüş. Genç farelerde neredeyse her organ sisteminde bir aksaklık oluşurken, özellikle beyin hücrelerinin gelişiminde derin etkiler oluştuğu anlaşılmış. Sonuç olarak bilinenin aksine genç kanının yaşlı bireyler üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı ama yaşlı kanının genç bireyler için zararlı ve sağlıksız olduğu belirtiliyor.
Peki yaşlı kanının ne sorunu var?
Prof. Conboy ve diğer araştırmacılara göre, bir kişi (veya fare) yaşlandıkça kanında hücre büyümesini ve gelişimini inhibe edebilen belirli moleküller birikiyor. Prof. Conboy, yaşlı bireylerde biriken bu inhibitörlerin genç kanında bulunan moleküllere kıyasla daha baskın olduğunu ve deneydeki genç farelerin neden yaşlı kan nakliyeleri yüzünden hastalandığını da açıklayacağını söylüyor.
Şimdiden birçok araştırma ekibi yaşlı kanındaki inhibitörleri hedef alan ilaçlar üzerinde çalışmaya başlamış bile. Yaşlı kanında birçok inhibitör bulunmasına rağmen, bazı araştırmacılar da bunlardan bazılarının düzenleyici ve geri kalan inhibitörleri kontrol eden görevlerinin olabileceğini de düşünüyor. Yine de araştırmacılar inhibitörleri manipüle ederek yaşlı bireylerin organların bu duruma nasıl reaksiyon vereceğini görmek istiyorlar. Prof. Conboy, bu alandan yapılacak daha çok işin olduğunu ve eğer başarılı olursa osteoporoz, bağışıklık zayıflaması ve tip II diyabet gibi birçok hastalığa potansiyel tedavi olabileceğini düşünüyor.
Son bulgulara bakılırsa, gençliğin ve güzelliğin dermanın genç kanında değil ve ne yazık ki, gençlik aşısını teşvik eden şirketleri destekleyen hiçbir kanıt da yok. Belki ilerde bilim insanları biyolojik saati (yaşlanmayı) geri almanın yollarını bulabilirler ancak yaşlılığın transfüzyon ( kan nakli) kadar basit bir şey tarafından düzeltilmeyeceğini herkesle iddiaya girebilirsiniz.
Prof. Conboy, yaşlanmanın karmaşık bir süreç olduğunu söylüyor. İyi ve üretken bilim yapmanın, tek bir gümüş mermiye odaklanmaktan daha iyi olduğunu da ekliyor.
Çeviren : Musa TARTİK
Geçen ayki dergide genç kan plazmasının yaşlılığın etkilerini durdurduğuna dair bir yazı vardı. Görünen o ki hala tartışmalı bir konu…
Merhabalar, o çalışma benimde dikkatimi çekti. Ama o yazıya daha detaylı bakma şansınız olursa, farelere genç insan kanı vererek denemişler. Bu çalışmada ise genç ve yaşlı fareler arsında kan nakli gerçekleştirilmiş.
Kendi içinde tutarsız bir yazı yasli kanı gençlere verince problem ler olmuş yane yasli kan zararlı yane genc kanda bu zararlı maddeler yok .yane genc ve yasli kan arasında bir fark var.ne hikmetse zararlı maddeler olmayan kan verilince bir ise yaramıyor.bence aslında sizler bir ise yaramasını istemiyorsunuz.böyle bir şey gerçek bile olsa mutlaka haşır altı edersiniz.
Ben çözdüm bu işi bir kısmını paylaşayım istedim.yaslanmanin bir nedenide kansere karşı bizi koruyan mekanizma bizi yaslandiriyor bu proteinler kanda birikiyor hangisi olduğunu da söyliyeyim bu p53 fazlası yaslandiriyor .genc kanın etkili olduğunun delili hamile kadınlar onlar bebek kanını paylaşıyor bu etki doğumdan 2 ay sonra bitiyor