Sukroz, glukoz veya fruktoz.
Geçenlerde Medical Journal of Australia bülteninde yayınlanan makalemizde, Avustralya ve Avrupa’daki hafif içeceklerin ABD’deki hafif içeceklere göre daha yüksek yoğunluklarda glukoz ve daha düşük fruktoz içerdiğini bulmuştuk.
Avustralya’daki hafif içeceklerde bulunan toplam glukoz yoğunluğu, ABD’deki formüllerde bulunandan ortalamada yüzde 22 daha yüksekti. Ünlü ve küresel şekilde pazarlanan dört markadaki (Coca-cola, Fanta, Sprite ve Pepsi) şeker bileşimlerini, Avustralya, Avrupa ve ABD’deki örnekleri kullanarak karşılaştırdık.
Toplam şeker yoğunluğu, markalar veya coğrafi konumlar arasında önemli oranda değişiklik göstermese de, ülkeler arasında belirli şeker yoğunluklarında farklılıklar bulunuyordu, hatta içecekler aynı firma adı altında pazarlanırken bile durum böyleydi.
Bu farklılıkların uzun dönemli sağlık üzerinde farklı etkilerinin olup olmadığı şu an belli değil. Kuşkusuz, glukoz veya fruktozun aşırı tüketimi, 2. tür diyabet ve kalp hastalığı gibi bir dizi sağlık durumuyla ilişkilendirilmiş olan kilo alımına katkı yapacaktır.
Ayrıca vücudun glukozu ve fruktozu farklı şekillerde metabolize etmesinden dolayı, bunların etkileri değişiklik gösterebilir.
Sukroz, glukoz ve fruktoz
ABD’de ‘sodalar’ ve İngiltere’de ‘köpüren içecekler’ şeklinde adlandırılan hafif içecekler, alkollü olmayan, karbonatlı, şeker ile tatlandırılmış meşrubatlardır. Avustralya kişi başına hafif içecek tüketiminde 10 ülke arasında yedinci sıradadır.
Şekerler, hafif içeceklerde ana içeriktir ve glukoz, fruktoz veya sukroz içerir. Ünlü hafif içeceklerde bulunan şekerlerin kaynağı, küresel bölgeler arasında değişiklik gösterir.
Bunun sebebi, şekerlerin dünyanın farklı bölgelerinde farklı ekinlerden elde edilmesidir.
Avustralya’daki hafif içecekler çoğunlukla şeker kamışından gelen sukroz ile tatlandırılır. Sık sık ‘sofra şekeri’ olarak adlandırılan sukroz, kimyasal bağlar ile birleşmiş olan bir glukoz molekülü ile bir fruktoz molekülünden oluşur.
Bu durum, sukroz sindirildiği zaman kan akışına eşit miktarlarda glukoz ve fruktoz yayıldığı anlamına gelir.
Hafif içecekler Avrupa’da sukroz bakımından zengin şeker pancarı veya ABD’de yüksek fruktozlu mısır şurubu ile tatlandırılır. Yüksek fruktozlu mısır şurubu da glukoz ve fruktozdan meydana gelir ancak sukrozdan daha yüksek bir fruktoz-glukoz oranı içerir.
Sağlık üzerinde farklı etkileri mi var?
Fruktozun aşırı tüketilmesinin, karaciğer yağlanması hastalığına katkıda bulunduğu biliniyor. Karaciğer yağlanması hastalığı, Batı’da yaklaşık on insandan birini etkiliyor. Alkollü olmayan yağlı karaciğer hastalığı, karaciğer hastalığının başlıca sebebi.
Bazı araştırmacılar, beslenme düzeninde çok fazla fruktozun karaciğere alkole benzer bir şekilde zarar verebileceğini öne sürmüştü. Ancak bu endişe, beslenme düzenindeki ilave fruktoz ile ilgili; doğal kaynaklar ile ilgili değil.
Meyve, bal ve bazı sebzeler gibi doğal fruktoz kaynakları genelde aşırı tüketilmezler ve besin lifi ile vitaminler gibi diğer önemli besinleri sağlarlar. Bu yüzden meyveler genel olarak karaciğer yağlanması hastalığı için bir tehlike oluşturmaz.
Yüksek glukoz tüketimi, kan glukozu ile insülinini hızlıca yükseltir. Bu durum, ruh hali ve yorgunluk da dahil olmak üzere beyin işlevini etkileyebilir. Yüksek kan şekerinin diyabet ile bağlantılı olması yüzünden, yüksek glukozlu içecekler tüketmek diyabet ve kalp damar hastalığı tehlikesini de artırabilir.
Bütün hafif içecekler enerji bakımından yoğun, besin bakımından zayıf ve sağlık için kötü olarak düşünülür. Ancak, alandaki doğal zorluklardan birisi de, bu içeceklerde bulunan gerçek glukoz veya fruktoz dozlarını belirlemenin olanaksızlığı olmuştur.
İnsanların belli bir süre boyunca takip edildiği ve hafif içecek tüketiminin sağlık bakımından yan etkiler ile bağdaştırıldığı çalışmalarda, ya bu çalışmalarda bulunan insanların enerji bakımından zengin olan çok fazla besin yiyip yemediği, ya da hafif içecek tüketiminin diğer yetersiz sağlık davranışlarına denk gelip gelmediği bilinmiyordu ve bu durum işleri zorlaştırıyordu.
Bu yüzden, farklı yoğunluklarda fruktoz ve glukoz içeren hafif içeceklerin farklı sağlık tehlikeleriyle ilişkili olup olmadığına karar vermek için daha fazla araştırma gerekiyor.
Hafif içecek önlemleri
Şeker bileşimlerindeki farklılıklar ile ülkeler arasındaki hafif içecek tüketimi kalıpları hakkında hâlâ öğrenecek birçok şey bulunuyor. Türkiye, Meksika ve Fransa’nın da içinde bulunduğu az sayıdaki ülke, halihazırda hafif içecekler üzerinde vergilendirme uyguluyor.
Bu eylemlerin obezlik, diyabet ve kalp hastalıkları oranlarını azaltıp azaltmadığı henüz karara bağlanmadı.
Bazı ülkeler yine de hafif içecek tüketimini azaltmak için harekete geçiyorlar. Bir dizi müdahale stratejisi düşünülüyor, bunlar arasında şekerli hafif içecekleri okullarda ve hastanelerde yasaklamak, vergilendirme ve meşrubat pazarlamasını düzenleme bulunuyor.
Bazı ülkelerde şekerli içecekler otomatik satış makinelerinden, kafelerden ve yiyecek içecek hizmetlerinden çekiliyor.
Bunlar önemli adımlar. Şekerli hafif içeceklerin sağlık üzerindeki yan etkileri konusunda toplumsal farkındalığı artırmaya devam etmeliyiz.
Bronwyn Kingwell, NHMRC Metabolizma ve Kalp Damar Fizyolojisi Başkanı, Kıdemli Baş Araştırma Görevlisi, Baker Kalp ve Diyabet Enstitüsü; Pia Varsamis, PhD Öğrencisi, Metabolizma ve Kalp Damar Fizyolojisi, Baker Kalp ve Diyabet Enstitüsü, ve Robyn Larsen, Besin Biyokimyasında Doktora Sonrası Araştırma Görevlisi, Baker Kalp ve Diyabet Enstitüsü / The Conversation