Güney Kutbu’ndan 1 Trilyon Tonluk Devasa Bir Buzdağı Koptu

1

Son dakika!

Görüntü biraz bulanık, fakat bilim insanlarına göre şüphe götürmez: Şimdiye kadar kaydedilmiş en geniş buzdağlarından birisi Güney Kutbu’ndan koparak serbest kaldı.

Araştırmacılara göre kabaca Delaware eyaletinin alanında ve Michigan Gölü’nün hacminde olan buzdağından sorumlu olan şey, Güney Kutbu’nun Larsen C buz sahanlığındaki bir çatlak.

Araştırmacılar Güney Kutbu buzundaki belirgin yarığı 2010 yılında fark etmişlerdi ve bu yarık 2016 yılından beri hızlı şekilde büyüdü. Araştırmacılar, buzdağının 10 Temmuz ile 12 Temmuz arasında parçalandığını söylüyor.

Swansea Üniversitesi’nde bir buzulbilimci olan Martin O’Leary, MIDAS Projesi için bugün sabahın erken saatlerinde attığı bir tvitte şöyle yazdı: “Son Dakika! Buzdağı Larsen C’den tamamen koptu; daha fazla detay yolda.”

MODIS adı verilen ve Dünya’yı gözleyen bir NASA uydusu, Güney Kutbu’ndan kopan kocaman buz kütlesini ilk fotoğraflayanlar arasında.

NASA Dünyabakışı/MODIS

Yukarıdaki görüntüye ve Swansea Üniversitesi’nde bir buzulbilimci ile MIDAS Projesi üyesi olan Adrian Luckman’in oluşturduğu başka bir görüntüye dayalı olarak, buzdağının bozulmamış halde durduğu görünüyor.

12 Temmuz 2017 tarihli NASA MODIS termal görüntüsünün bindirildiği yukarıdaki görüntüde, buzdağının doğduğunu gösteren bir Larsen C haritası görebilirsiniz.

The Antarctic Report’un 6 Temmuz’da attığı bir tivite göre bu durum, uydu ölçümleri başladığından beri kaydedilmiş olan en büyük üçücü şey olabilir.

Luckman ve O’Leary, 12 Temmuz tarihli bir blog gönderisinde bunun kabaca 1 trilyon metrik tonluk bir ağırlıkla “şimdiye kadar kaydedilen en büyüklerden biri” olduğunu ve muhtemelen buna A68 adı verileceğini söylediler.

“Bu buzdağının parçalanması, Larsen C Buz Sahanlığı alanının %12’den fazla küçülmesine yol açtı ve Güney Kutbu Yarımadası’nın manzarasını sonsuza kadar değiştirdi,” şeklinde yazdılar.

Yeni buzdağı ne kadar büyük ve nereye gidiyor

Buz kütlesinin alanı kabaca ABD Delaware eyaleti veya Galler ülkesi ile kıyaslanabilir. Fakat Avrupa’nın buz gözlem uydusu olan CryoSat, geçenlerde kütle kalınlığının şimdiye kadarki en kesin ölçümlerini yaptı ve bilim insanlarına bunun toplam hacmini hesaplama olanağı sağladı.

Edinburgh Üniversitesi’nde bir buzulbilimci olan Noel Gourmelen ve meslektaşları, buz kopmadan günler önce, şimdi Güney Okyanusu boyunca kayan buzdağının yaklaşık 190 metre kalınlığında olduğunu ve aşağı yukarı 1.155 kilometre küp donmuş su barındırdığını tahmin ettiler.

Bu miktar, 460 milyondan fazla Olimpik yüzme havuzunu veya dünyadaki en büyük tatlısu kaynaklarından biri olan Michigan Gölü’nün tamamını buzla dolduracak kadar fazla.

Gourmelen ve ESA, 5 Temmuz günü buzdağının ebatlarını gösteren bu 3 boyutlu canlandırmayı yayınladı:

Ve işte karşılaştırma yapmak için Michigan Gölü’nün boyutu:

Buzdağı Güney Kutbu’ndan “günler içinde” koptuğundan, bu gibi geniş parçalanmalar çok nadir olduğu için bilim insanları daha önce ne olacağından emin olmadıklarını söylemişti.

Leeds Üniversitesi’nde bir buzulbilimci olan Anna Hogg, ESA yayınında şöyle söylüyor: “Aslında, bölümler halinde bir parçalanma veya kısa süre sonra bir kopma bile olabilir. Okyanus akıntıları, bütün olarak veya parçalar halinde bunu kuzeye, hatta Falkland Adaları kadar uzağa sürükleyebilir.”

Bu adalar, Güney Kutbu’ndaki Larsen C’den 1.000’lerce kilometre uzakta duruyor.

1999’dan 2010’a kadar olan süre boyunca yüzlerce buzdağının güzergâhını gösteren bu örnekleme, buzdağı tamamen erimeden önce bu sürüklenmenin nasıl gerçekleşebileceğini gösteriyor.

NASA Dağılımölçer İklim Kayıt Rehberi; ESA

Bir buz kütlesi binlerce yılda oluşuyor

Güney Kutbu’nun Larsen C buzul sahası, güney kıtasında bu gibi sahaların en büyüklerinden biri.

MIDAS Projesi’nin attığı bir tivite göre, “parçalanan buzun çoğu, geçtiğimiz birkaç yüzyıl boyunca buz sahasına kar olarak düşmüştü, fakat iç kısımda biraz daha eski olan bir çekirdek var.”

MIDAS Projesi Haziran ayının başlarında, uydu görüntülerinin, yarığın parçalandığını, kuzeye yöneldiğini ve Güney Okyanus’una doğru ilerlemeye başladığını gösterdiğini duyurmuştu.

MIDAS Projesi’nde meslektaşlarıyla beraber buz sahasını yakından gözlemleyen Luckman, yarığın hızlı şekilde büyümesini gösteren bir canlandırmayı daha önce yayınlamıştı (aşağıda).

Bu canlandırma, yarığın zayıf buz şeritleri boyunca parçalanırken nasıl “zıpladığını” ve daha güçlü, daha kalın buz ile karşılaştığında yavaşladığını gösteriyor. Okyanus zümrüt yeşili olarak (üst sağda), Larsen C buz sahası açık mavi parça olarak ve arkasındaki buzul beyaz olarak betimleniyor.

Son çerçevedeki görüntü, çatlağın ucunun birden çok yönde kırıldığını gösteriyor; bu durum, buzdağının parçalanmasının eli kulağında olduğunun işareti.

ESA’nın Kopernik uydusundan alınan bir yakın çekim, 6 Temmuz tarihinde çatlağın ucundaki kaosu daha açık şekilde gösteriyor:

Bunun ardında insanlar mı var?

Buzdağı, deniz seviyelerini kayda değer oranda yükseltmeyecek çünkü zaten Larsen C’nin bir parçası olarak okyanusta yüzüyor ve suyu yerinden çıkarıyordu. Fakat Luckman ve O’Leary daha önce Larsen C’nin kendi buzdağını kaybettiğinde, sahanın geri kalanının “yarığın öncesine göre daha istikrarsız olacağını” söylemişti.

Başka şekilde söylemek gerekirse: yeni buzdağının, bütün Larsen C buz sahasının ve onun ardındaki antik bir buzulun yavaşça parçalanıp denize düşmesine sebep olma ihtimali çok düşük.

Ancak kaos benzersiz olmayacaktı. 2002 yılında, Larsen B adı verilen komşu bir buz sahası çökmüş ve Kuzey Okyanusu’nda parçalanmıştı. Bu canlandırma, 31 Ocak’tan 13 Nisan 2002’ye kadar gelişen olayı gösteriyor:

Larsen C ve buna eşlik eden buzul nihayet çökerse veya çöktüğünde, bazı bilim insanları deniz seviyelerinin 10 cm’ye kadar yükselebileceğini düşünüyor.

Ancak, Güney Kutbu buzulu uzmanları, böylesi bir kaybın son derece ihtimal dışı olduğunu ve çoğunlukla doğal süreçler sebebiyle gerçekleşeceğini söylüyorlar.

Scripps Okyanusbilim Kurumu’nda Güney Kutbu buzulu üzerinde çalışma yapan bir buzulbilimci olan Helen Amanda Fricker, geçen ay The Guardian gazetesinde şöyle yazmıştı: “Bunun gibi geniş parçalanma olayları, onyıllar, yüzyıllar, binyıllar boyunca oluşan sağlıklı bir buz katmanında görülen normal süreçlerdir; bu devirler, bir insanın veya uydunun ömründen çok daha uzundur.”

“Çok büyük kayıp gibi görünen bir şey, Güney Kutbu’nun bu bölümü için yalnızca sıradan bir ev temizliğidir.”

Ancak Fricker, büyük oranda insan faaliyetlerinin yönlendirdiği iklim değişikliği hakkında boşvermememiz gerektiği konusunda uyarıyor.

“Güney Kutbu buz sahanlıkları genel olarak hızlanmış bir incelme yaşıyor ve buz katmanları Güney Kutbu’nun kilit bölümlerinde kayboluyor,” diyor. “Kayıpların devam etmesi, yakın zaman sonra geri döndürülemez azalmaya yol açabilir.”

 

 

 

 

Business Insider

 

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz