Yeşil yemişin yeni bulunan faydasına herkes çok sevinecek.
Avokado sevmiyorum demek, olağanüstü yemişe yapılan büyük bir saygısızlık. Amerika’da Avokado çılgınlığı insanları, sıcak bir odada esnemenin etkisinden bile daha hızlı etkisi altına almış durumda. Bunun sonucundaysa avokado, son zamanlarda her yönüyle büyük bir değer kazandı. Sağlıklı yağlarca zengin olduklarını biliyor muydunuz? B6 vitamininden yana da zenginler!
Bu çılgınların, onların tatlı, kremamsı yeşil lezzetlerini takdir etmek için başka bir nedene ihtiyaçları aslında yoktu. Ama kimyagerler güzel meyvenin başka yararları olduğunu keşfettiler (botanikte avokado bir yemiştir).
Devasa çukurundan çıkan büyük çekirdeğinin zarı, yeni bir avokado ağacının filizlenme olayından bile daha meyveli bir kullanım alanına sahipmiş. Kimyagerler, Amerikan Kimya Topluluğu’nın toplantısında, haftalık çalışmaları olarak, çukurun etrafını saran ince, kağıtsı zarla sunum yaptılar, çünkü, içinde saklanmış antiviral ve antioksidan bileşikler bulmuşlardı.
Aslında bu kabuğu yiyemiyoruz. SAKIN AVOKADO ÇEKİRDEĞİNİN KABUĞUNU YEMEYİN. Kabuklar olağanüstü tıbbi uygulamaları bulunan bileşikler içeriyor olsalar da, aynı zamanda bazı zehirli maddeler de içeriyorlar. Bu maddeler, aslen plastik üretimine uygundur ve insan tüketimine uygun değildir.
Neyse ki, bu buluşu yapan kimyagerler, avokadonun ince kabuk zarını sadece soymak istememişler. Yeniden dönüştürülsün istemişler. Pet şişe ve konserve atıkları zaten yeterince yaygın – neden avokado çekirdek zarı atıkları da bunlara eklenmesin?
Çekirdek zarları sonuçta normal bir arazide çözünüyor (pet şişe ve konservelerin aksine), yani çok saçma bir fikir değil. Kahve çekirdeği atıklarını yeniden kullanma konusunda da insanlar sürekli fikirler ortaya atıyorlar – Amerika’da kafelerin bir çoğu şimdilerde 10 $’ye avokado tostu servis ediyor (bu maliyetleri düşürdüğü için mantıklıdır da). Eğer, iç kabukları biriktirmeye başlarlarsa, kimyagerler bunları ilaç ve plastik şeklinde yeniden dönüştürmeye başlayabilirler.
Yakın gelecek için muhtemelen iyimser bir düşünce, ama doğadan ilaç yapımı için bu son derece normal bir düşünce. Kanser ilaçlarının yaklaşık yarısı ya doğal ürünlerdir ya da doğadan elde edilmişlerdir, antibiyotiklerin yüzde 75’i de böyledir. Avokado kabukları lorik asit, bütillenmiş hidroksitoluen ve docosanol içerirler, bunlar zaten Abreva adı altında antiviral ilaç olarak satılıyorlar. Kimyagerler, biraz kurcalayarak, avokadonun tam teşekkülü ilaç yapımına katılması ile, bu doğal tedavileri arttırma kapasitesi olacağını düşünüyorlar.
Eğer avokadonuzdan maximum fayda elde etmek istiyorsanız işte size bir yöntem: Çöpe atmak için ayıklamaya uğraştığınız zara yapışan koyu yeşil parçaları ayıklamaktan vazgeçebilirsiniz. En dış katman yemişin en sağlıklı (yenebilen) kısmıdır. Bu hafif sert parçalar karotenoidlerin asıl saklandıkları yerdir. karotenoidler esasen antioksidandır. Onları zaten doğal boyar madde olarak tanıyor olabilirsiniz. Havuçlara, kayısılara ve flamingolara renklerini veren bunlardır.
İçinde bulunduğumuz on yılda, kanser riskinde önemli etkisi olan gıda antioksidanları çok rağbet görüyorlar. Bazı çalışmalar önleyici etkilerini de buldu. Diğer çalışmalarsa olumsuz hiç bir şey söylememiştir. Beslenme bilimi dünyasında çoğu zaman kesin sonuçlar yoktur.
Avokado severler, akıllı tercihinizin tadını çıkarabilirsiniz. Diğerleri de, basit bir meyve parçasına 6 Tl ödemiyor olmanın tadını çıkarsınlar.