Robot’un “beyni”, bir canlandırma yazılımının içinde eğitildi.
ANYmal ile tanışın; kendisi, İngilizce’de “animal” (hayvan) şeklinde telaffuz edilen, dört ayaklı bir robot. 33 kilogram olan ve köpeğe benzeyen bu makine, İsveç’te geliştirilmiş. Yapay zeka sayesinde daha hızlı koşabiliyor, daha verimli çalışabiliyor ve düştükten sonra daha başarılı şekilde toparlanabiliyor.
Science Robotics bülteninde yayınlanan yeni bir çalışmada yer alan bu robot, hem YZ ile, hem de masaüstü bir bilgisayarda bulunan bilgisayar canlandırması yoluyla eğitilmiş. Bu yaklaşım; bir robotu gerçek ve fiziksel bir dünyada eğitmekten çok daha hızlıymış. Aslında çalışmaya göre bu sanal canlandırma, gerçek dünyadan yaklaşık 1.000 kat daha hızlıymış.
Sanal canlandırmanın önemli olduğu tek alan bu da değil: Kendi kendini süren arabaların dünyasında, sanal canlandırmada geçirilen zaman; şirketlerin taşıtları işleten yazılımı test edip geliştirdiği çok önemli bir kavram. Bu vakada ise araştırmacılar, robot bir köpek üzerinde benzer bir taktik kullanmışlar.
Sanal köpeğin yeteneklerini geliştirdiği bu sanal canlandırmanın hatasız olduğundan emin olmak isteyen araştırmacılar, ilk önce robot köpeğin gerçek dünyada nasıl davrandığıyla ilgili verileri canlandırmaya dahil etmişler. Ardından ise sanal canlandırmada yer alan yapay bir sinir ağı (bir çeşit makine öğrenme aracı), robotu nasıl kontrol edeceğini öğrenmiş.
Bu yöntem, canlandırmanın hız yönünden sağladığı faydaların yanısıra; araştırmacıların robotun gerçek hayatta yapmasını istemeyecekleri şeyleri robota yapmalarını mümkün kılmış. Örneğin, İsviçre Zürih’deki Robotic Systems Lab kurumunda doktora sonrası akademi üyesi ve projenin baş araştırmacısı olan Jemin Hwangbo; kırılabilen robo-köpeği sanal canlandırmada sanal olarak havaya fırlatabildiklerini söylüyor. Ardından, köpek yere konduktan sonra nasıl yeniden ayağa kalkacağını öğrenebiliyor.
Takım, yapay sinir ağının sanal canlandırmadaki eğitimi tamamlandıktan sonra; bu eğitimi, fiziksel robotun kendisine uygulamış. Fiziksel robotun boyu 61 santimetrenin üzerinde, 12 eklem yeri mevcut, elektrikten güç alıyor ve Boston Dynamics’in yaptığı SpotMini isimli robota benziyor.
Canlandırmada geçen süre ve YZ’den sonraki nihaî sonuç; robot itin talimatları daha doğru şekilde takip etmesi olmuş. Örneğin Hwangbo’ya göre; saatte 1.8 km hızda yürümesi istendiğinde, bunu eskisinden çok daha kesin şekilde yapabiliyormuş. Ayrıca, düştükten sonra başarılı bir şekilde kalkabiliyor ve daha hızlı koşabiliyormuş. ANYmal gibi karmaşık bir robotu, düştükten sonra nasıl kalkması gerektiğine yönelik belirli talimatlar ile proglamak çetrefilli bir iş; fakat kendisinin yapay bir canlandırmada bunu nasıl yapacağını öğrenmesini sağlamak, çok daha sağlam bir yaklaşım.
Carnegie Mellon Üniversitesi’ndeki Robotbilim Enstitüsü’nde ve İnsan-Bilgisayar Etkileşim Enstitüsü’nde profesör olan Chris Atkeson, Hwangbo ve takımının kullandığı bu yöntemin; bir robota onun yapmasını istediğiniz şeyi yaptırma konusunda zaman ve para tasarrufu sağladığını söylüyor.
“Robot programlamayı daha ucuz hale getirdiler” diyor. “Programlamak çok pahalıdır ve robot programlamak çok daha pahalıdır, çünkü esasında robotların dilinden anlayan insanlar gerekir.” Bunun sebebi ise; robotları programlayan insanların hem kodlamada, hem de robotun mekaniklerini uygun şekilde yerine getirmesini sağlamada iyi olmaları gerekmesidir.
Fakat Hwangbo ve takımı ile birlikte robot; programcıların her bir eylemi dikkatli şekilde kontrol etmesi gerekmeden, sanal bir canlandırmanın içerisinde öğrenebiliyor. Bu, “bu tür işleri otomatik hale getirmeye yönelik atılan büyük bir adım” diyor Atkeson.
Robotic Systems Lab’in, tekmelenen bir robotu gösteren videosuna gelirsek; galiba burada robotun ne kadar sağlam olduğu test ediliyor? “Bu robot süper zeki olduğunda, çok kızacak” diye espri yapıyor Atkeson. “Buradaki videoda, onu tekmeledikleri görülüyor; bu yüzden, robot devrimi başladığında ilk gidecek olanlar bu kişiler olacak.”