Her yıl, hoteller, restoranlar ve manavlar yaklaşık 200 bin ton patatesi çürüdüğü veya üzerinde siyah noktalar oluştuğu için çöpe atıyor. Simplot şirketi ise genetiği değiştirilmiş patatesler üreterek bunu engellemeye çalışıyor. Bu patatesilerin diğerlerinden farkı daha az miktarda akrilamid bulundurması. Akrilamid patatesin yüksek sıcaklıklarda kızartılması sonucu oluşur ve kanserojen bir maddedir.
86 yıllık şirket bu patatesileri üretmek için 14 yılını harcadı. Bu süreç boyunca mühendisler kültür ve yabani patateslerden DNAlar inceleyerek neyi aradıklarını bulmaya çalıştı. Bulduklarında da yaptıkları tek şey alakalı geni susturarak çürümeyi ve akrilamid oluşumunu engellemek oldu.
Geçtiğimiz yaz Simplot’ın çığır açan patatesleri hotel mutfaklarında, restoranlarda ve manavlarda yerini almaya başladı. Ancak, Mc Donalds gibi büyük firmalar tüketicilerin tepkilerinden korktukları için henüz bu patateslere yönelemediler. Bunun sebebi ise, bilim insanlarının %88i GDO’lu besinler yararlıdır ve tüketilebilir demesine rağmen halkın %37sinin GDO’dan korkması olarak gösteriliyor.
“Ben akrilamid oranının az olduğu bir patatesin halkın ilgisini çekebileceğini düşünmüyorum. Çünkü halk akrilamid tehlikesinin ne derece büyük olduğunu bilmiyor” diyor Public Interest’in Bilim Merkezinde çalışan ve biyoteknoloji yöneticisi olan Greg Jaffe.