Son iki hafta, aşı cephesinden gelen olumlu haberler ile geçmişti. An itibarıyla insanlar üzerinde denenen 54 COVID-19 aşı adayı bulunuyor. Bunlardan iki tanesi ise oldukça büyük bir ilerleme kaydetti. İki hafta önce Pfizer, son aşama deneylerinde aşının COVID-19’u en az yüzde 90 engellediğini açıklamıştı. Şimdiyse daha fazla veri geldi ve şirket aşının yüzde 95 etkili olup, henüz ciddi bir yan etki görülmediğini söyledi. Bu haberler, ilaç şirketi Moderna’nın geçen hafta başında yaptığı ve kendi aşısının da yüzde 94,5 etkili olduğunu açıkladığı duyuruyla birbiri ardına geldi.
Yeni veriler, aşının genel etki oranına ilaveten hem orta, hem de ağır COVID-19 vakalarını önlemede de etkili olduğunu ve ciddi belirti göstermeye özellikle yatkın olan yaşlı yetişkinlerde (65 yaş üstü) yüzde 94 etki sağladığını gösteriyor.
Umut veren bu sonuçlar, COVID-19 vakalarının dünya çapında zirve yaptığı bir zamanda geldi. Fakat araştırmacıların, bu aşının esasında göründüğü kadar etki sağladığından emin olması için katedilmesi gereken bir miktar mesafe var.
ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü başkanı Anthony S. Fauci, “Sonuçlar gerçekten de oldukça iyi. Yani olağanüstü” diyor. Diğer harici uzmanlar da benzer bir ihtiyatlı iyimserlik sergiliyorlar. Georgetown Üniversitesi’nde tıp ve bulaşıcı hastalıklar profesörü olan Jesse Goodman, “Gerçek verileri görmemiz lazım ve ayrıca uzun vadeli sonuçlara ihtiyacımız olacak” diyor. “Bu kadar iyi ve hızlı sonuç almak, sıkı çalışmaya ve bilime olan inancımızın bir göstergesi.”
Yüzde 95 etki ne anlama geliyor?
Bağımsız uzmanlar kurulunca değerlendirilen (fakat henüz hakem denetimine girmeyen) bu yeni sonuçlar, Temmuz’da başlayan 3. Aşama bir klinik deneye dayanıyor. Deneye yaklaşık 44.000 kişi katılmış. Bunların yarısına aşı yapılırken (bir aylık süre boyunca iki doz halinde), geri kalanına ise tuzlu sudan oluşan bir plasebo (etkisiz ilaç) verilmiş. Sadece bağımsız araştırmacılardan oluşan ve sonuçları incelemekten sorumlu olan takım, kime neyin verildiğini biliyormuş.
Aşının etkisini değerlendirmek için, araştırmacıların deneye katılanlar arasında yeteri kadar kişinin COVID-19 kapmasını beklemesi gerekmiş. İki hafta önce duyurulan ilk analiz, yeni virüs hastalığı kapan 94 katılımcıya dayanıyormuş ve harici bir değerlendirme takımı, aşının yüzde 90’dan fazla etkili olduğunu belirlemiş. Pfizer daha sonra, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’ne (FDA) acil kullanım onayı başvurusu yapmadan önce en az 164 kişi COVID-19 kapana kadar beklemeyi planlamış. Aşının halka ulaştırılmasında ilk büyük engel buymuş.
Dünya çapındaki koronavirüs enfeksiyonlarında yaşanan zirve sebebiyle Pfizer, sadece bir hafta sonra 170 vakaya ulaşmış. Şirketin söylediğine göre bu 170 enfeksiyondan 162 tanesi plasebo verilen katılımcılar arasındayken, sekiz tanesi ise aşı adayının verildiği kişilermiş. Üstelik şirket, bu 170 kişiden 10 tanesinin ciddi COVID geçirdiğini bildiriyor. Bu 10 kalıtımcıdan dokuz tanesine plasebo ve bir tanesine de aşı verilmiş.
Aşının yüzde 95 etkili olması ne kadar iyi? Salgının ilk zamanlarında, aşı deneyleri artmaya başladığında FDA, bir aşının acil yetki kazanması için deneylerde en az yüzde 50 etkili olması gerektiğini belirtmişti. Grip aşıları genelde yüzde 40 ila 60 etkili oluyor. Bu değerler, tüm aşılar arasında en alt ucu oluşturuyor. Kızamık aşısı ise yüzde 97 etki oranıyla en etkililer arasında.
Elbette tüm aşılar, fiili dünya şartlarında klinik deneylerdeki gibi aynı seviyede etki göstermiyor. Bu yüzden, bu aşının çok daha fazla insana verildiğinde ne kadar iyi çalışacağını bilmek şimdilik imkansız. Fakat deneylerde yüzde 95’lik etki elde edilmesi, harici virüs uzmanları ile halk salığı uzmanlarının yorumlarına göre iyi bir işaret.
Üstelik, Pfizer’ın katılımcıları çok uzun süre izlemediğini belirtmekte fayda var. Bu yüzden, deneydeki kaç katılımcının uzun vadede koronavirüs kapacağını bekleyip göreceğiz.
Claire Maldarelli/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.