İster kişisel ya da profesyonel yaşamımızda olsun, ister COVID-19 salgını gibi olağanüstü koşullara tepki olarak; hepimiz hayatımızın bir noktasında strese giriyoruz. Fakat şimdiye kadar, stres seviyesi miktarını nesnel bir şekilde belirlemenin yolu yoktu.
Ancak bu durum, Lozan Federal Politeknik Enstitüsü Nanoelektronik Cihazlar Laboratuvarı (Nanolab) ile Xsensio’da çalışan müdendislerin geliştirdiği yeni ve ufak bir algılayıcı sayesinde değişebilir. Cihaz, doğrudan bir hastanın cildine yerleştirilebiliyor ve hastanın terinde, stresin temel biyolojik işaretçisi olan kortizolun yoğunluğunu sürekli şekilde ölçebiliyor.
Kortizol, böbrek üstü bezlerimizin kolesterolden ürettiği bir steroid hormonu. Bu hormonun salgılanması, hipofiz bezinin ürettiği adrenokortikotropik hormonla kontrol ediliyor. Kortizol, vücutlarımızda metabolizmanın, kan şekeri seviyelerinin ve tansiyonun düzenlenmesi gibi gerekli işlevleri yürütüyor. Aynı zamanda bağışıklık sistemini ve kalp damar faaliyetlerini de etkiliyor.
İster hayatı tehdit eden, ister olağan bir durum olsun; stresli bir durumda olduğumuz zaman kortizol hormonu devreye giriyor. Vücutlarımıza talimat vererek, gerekli enerjinin beynimize, kaslarımıza ve kalbimize yönlendirilmesini sağlıyor. Nanolab müdürü Adrian Ionescu şöyle aktarıyor: “Kortizol anında salgılanabilir; kendinizi iyi hissediyorsunuzdur ve aniden sizi strese sokan bir şey olur ve vücudunuz bu hormondan daha fazla üretmeye başlar.”
Sarah Perrin/Lozan Federal Politeknik Enstitüsü. Ç: O.