Queensland Üniversitesi’nde çalışan araştırmacılar, mide ülseri hastalığının genetik etmenleri üzerine şimdiye kadar yapılmış en büyük araştırmada depresyon ve mide ülseri arasında bir bağlantı bulunduğunu onaylamışlar.
QÜ Moleküler Biyobilim Enstitüsü (IMB) ile Queensland Beyin Enstitüsü’nde çalışan Profesör Naomi Wray ve IMB’de çalışan Dr. Yeda Wu, yaklaşık yarım milyon kişinin sağlık verisini inceleyerek bağırsak ve beynin birlikte nasıl çalıştığına yönelik ipuçları sağlıyorlar.
Dr. Wu’ya göre bu araştırma, insanların yüzde beş ila yüzde 10’unu hayatlarının bir döneminde etkileyen mide ülseri gibi mide bağırsak hastalıklarına sahip kişilerde bütünselci bir yaklaşım sergilenmesini destekliyor.
“Tıp öğrencisi olduğum sıralarda, psikoterapi veya psikiyatri tedavisinin ardından bazı hastalarda mide bağırsak belirtilerinin iyileştiğini fark etmiştim” diyor Dr. Wu.
“Majör depresyon ile mide bağırsak bozukluklarındaki tehlike artışını birbirine bağlayan bu çalışma, söz konusu durumların eş zamanlı hastalık niteliğini de açıklıyor.”
Stresin, daha önce mide ülseri hastalığının başlıca sebebi olduğu düşünülüyormuş. Fakat Nobel ödülü sahibi Avustralyalı bilim insanları Barry Marshall ve Robin Warren, bu durumu H. pylori bakterisine bağlamış.
Dr Wu, hastalığın o zamandan bu yana ilaç kullanımıyla azaldığını fakat yaşam şekli ve psikolojik etmenler gibi diğer tehlike unsurlarının öneminin artık yeniden vurgulanması gerektiğini söylüyor.
Araştırmacılar yeni çalışmada, mide ülseri hastalığına yakalanma tehlikesiyle ilişkili sekiz genetik varyant tespit etmiş.
Queensland Üniversitesi. Ç: O.