Turku Üniversitesi, Finlandiya Sağlık ve Refah Enstitüsü ile uluslararası bir araştırma takımının yürüttüğü yeni çalışmada, insanlardaki bağırsak mikrobiyotası ile sonraki onlarca yılda sağlık ve ölüm oranları arasındaki bağlantı inceleniyor. Araştırma, bu konuda şimdiye kadar yapılan nüfus seviyesindeki en büyük çalışma olma özelliğini taşıyor.
Araştırma deneklerindeki bağırsak mikrobiyotasının bileşimi, 2002 yılında toplanan dışkı örneklerinden analiz edilmiş ve araştırmacılar, deneklerin ölüm oranlarına yönelik verilere 2017 yılına kadar erişmiş.
Turku Üniversitesi’nde tıp profesörü olan Teemu Niiranen şöyle aktarıyor: “Zararlı olduğu bilinen pek çok bakteri suşu, ölüm oranlarını haber veren enterobakteriler arasında bulunuyordu. Yaşam şeklimiz, bu bakterilerin bağırsaktaki miktarı üzerinde etki meydana getirebilir. Bağırsak mikrobiyotasının bileşimini inceleyerek; sigara kullanımı ve obezlik gibi ilişkili diğer tehlike unsurlarını hesaba katarken bile, ölüm oranındaki tahminleri iyileştirebiliyoruz. Bu araştırmada kullanılan veriler, insan bağırsak mikrobiyotasının sağlık üzerinde oluşturduğu uzun vadeli etkinin nüfus seviyesinde incelenmesini ilk defa mümkün kıldı.”
Herkesin kendine özgü mikrobiyotası var
Büyük oranda bireysellik gösteren insan mikrobiyotası, çok geniş çeşitlilikle bakteri ile diğer mikroorganizmalardan meydana geliyor. Araştırmacılar sağlığa ilişkin verileri ve milyarlarca DNA ipliğini deneklerin mikrobiyotasından alınan verilerle karşılaştırdığı zaman, kısa bir ömrün habercisi olan bakteriler keşfetmişler.
Turku Üniversitesi’nde çalışan Yardımcı Profesör Leo Lahti şöyle aktarıyor: “Verileri tarayan bir makine öğrenim algoritması geliştirdik ve bu algoritma, araştırma denekleri arasında numune alımınından sonraki 20 yılda görülen ölüm oranlarıyla önemli ilişkiler sergileyen mikrop türlerini buldu.”
Araştırma iki gün önce Nature bülteninde sunuldu.
Turku Üniversitesi. Ç: O.
