İsveç’teki Lund Üniversitesi’nde yürütülen bir çalışmada, son 500 milyon yılda Dünya’ya gelen gök taşları ilk defa takip edilmiş. Araştırmacılar mevcut kuramların aksine, asteroit kuşağında meydana gelen büyük çarpışmaların genelde Dünya’ya çarpan cisim sayısını çok etkilemediğini belirlemişler.
Bitki örtüsü, hayvan topluluğu ve iklimin milyonlarca yılda nasıl değiştiğini anlamak isteyen bilim insanları, 19’ncu yüzyıldan beri jeolojik diziler üzerinde çalışıyor. Fakat şimdiye kadar, antik gök taşı akışı hakkında neredeyse hiçbir şey bilinmiyordu. Kulağa mantıklı geliyor çünkü çarpışmalar nadiren yaşanıyor. Dövülmüş gök cisimleri de Dünya’nın oksijeniyle karşılaştıkları zaman hızla parçalanıyor. PNAS bülteninde yayımlanan yeni çalışma, Lund Üniversitesi’ndeki araştırmacıların son 500 milyon yılda Dünya’ya yapılan gök taşı bombardımanını nasıl yeniden oluşturduklarını gösteriyor.
Lund Üniversitesi’nde jeoloji profesörü olan Birger Schmitz, “Araştırma camiası, daha önce Dünya’ya gelen gök taşı akışının asteroit kuşağındaki çarpıcı olaylarla bağlantılı olduğuna inanıyordu” diyor. “Fakat yeni çalışma, bu akışın aslında çok durağan olduğunu gösteriyor.”
Lund Üniversitesi Astrojeobiyoloji Laboratuvarı’nda çalışan bilim insanları, araştırmayı yürütmek için antik deniz yataklarında bulunan neredeyse on ton tortul kayayı kuvvetli asitlerde çözmüşler. Söz konusu tortular, Dünya’ya düşen gök taşlarına ait düşme zamanından kalma kalıntılar barındırıyor.
Gök taşları, bozunmaya karşı çok dirençli olan ufak miktarda krom oksit minerali barındırıyor. Laboratuvarda ortaya çıkarılan mikroskobik krom oksit taneleri, bol miktarda bilgi sunan bir zaman kapsülü görevi görüyor.
“Çözünmüş tortular, son 500 milyon yıldaki 15 dönemi temsil ediyor. Toplamda, neredeyse 10.000 farklı gök taşından krom oksit çıkardık. Daha sonra yapılan kimyasal analizler, tanelerin hangi tip gök taşlarını temsil ettiğini belirlememizi sağladı” diyor Birger Schmitz.
Lund Üniversitesi. Ç: O.