Hava aracı taşıyan gemiler, deniz savaşlarının tarihini değiştirdiler. Taşıyıcı gemilerden önce devasa savaş gemileri deniz savaşlarının kaderini tayin ediyordu. Devasa topları hem diğer tekneleri hem de sahilde yer alan şehirlerin korkulu rüyasıydı. Bu gemilerden sonra sahneye çıkan uçak gemileri, karadan uzakta uçakların operasyonlar düzenlemesini sağlayan ve onlara birer hangar olan yüzen adalar halini almışlardı. Bu gemiler, taşıdıkları uçaklar sayesinde toplarının yetişmeyeceği gemileri batırabiliyor ve düşman gemilerini görüş alanına dahi girmeden yok edebiliyordu.
Bu gemilerin öneminin anlaşılması birkaç on yıl kadar sürdü ancak donanma plancıları bunu da anladıktan sonra savaş gemileri iyi amaçlar uğruna batırıldı. Şimdi ise DARPA uçak taşıyıcı gemilerin devrimini, küçük gemilerden kalkabilen ve bu gemilere iniş yapabilen bir İHA geliştirerek daha da ileriye taşımak istiyor. Geliştirilecek olan bu teknolojiyle birlikte ulaşım ve ateş gücü yalnızca büyük gemilerde değil, küçük gemilerde de yer alacak.
TERN olarak kısaltması yapılan ve açılımı “Tactically Exploited Reconnaissance Node” (Keşif Devresinin Taktiksel Verimli Kullanımı) olan İHA, güvertelere ve karaya dikey iniş yapabiliyor ve bu yüzeylerden dikey olarak havalanabiliyor. Havalandıktan sonra ise 90 derece dönerek bir uçak gibi uçabiliyor. Geliştirilmesi planlanan araç orta irtifalı uzun sürede havada kalabilen, MALE olarak adlandırılan bir uçak (medium-altitude long endurance vehicle). Bu adlandırma aynı zamanda robotun cinsiyetinden şüphe duyanlara da bir mesaj olarak konulmuş. Uçağın burnunda yer alan ve ters yönde dönen iki pervane ilk kalkışın yapılmasını sağlıyor ve sonrasında da uçağa itiş gücünü veriyor; gövde ise uçan bir kanat halini alıyor. Kullanılmadığı zaman ise TERN güvenli bir şekilde geminin içinde bekliyor.
DARPA bu projenin üçüncü aşama ödülünü Northrop Grumman’a vermiş bulunuyor. Projede yapılması amaçlanan şey ise deniz üzerinde havalanabilen, yatay uçuşa ve dikey uçuşa geçişleri yapabilen, bir destroyer veya daha güçük savaş gemilerinden kalkış yapabilen, çalışan bir tam ölçekli model geliştirmek. Bu özellikleri yeni modeli, yine aynı şirket tarafından üretilecek olan X-47B insansız muharebe hava aracından ayıran noktalar zira X-47B ancak bir uçak gemisinin pistinden havalanabiliyor.
TERN programının faaliyete geçip geçmeyeceğini tam olarak bilemiyoruz ancak geleceğin gemilerinin bu tarz projeler düşünülerek tasarlandığı ayrı bir gerçeklik olarak karşımızda. ABD Donanması’nın bu ay ilk kez denize inen son teknoloji Zumwalt destroyerinin yan tarafında iki helikopter veya birkaç küçük İHA için iniş alanları bulunmakta. Britanya’nın gelecekteki gemilerine ait bir konsepti olan T2050’de ise yine bir adet büyük İHA ve birçok küçük İHA için iniş alanları bulunmakta.
Uçak gemileri, savaşların gidişatını ölümcül ve devasa gemilerin ulaşabildikleri yeri geişleterek değiştirdi. Eğer TERN projesi planlandığı gibi işlerse uçak gemilerinin tarihinde ikinci çağı başlatabilir. Bu çağda ise küçük gemilerden büyük gemilere bütün gemilerin kendine ait uçakları olduğunu, bu gemilerin casusluk faaliyetlerinde bulunabildiğini ve gerektiğinde ulaşamayacakları hedefleri vurabileceklerini söyleyebiliriz.
Olaya bilimsel ve ahlaki bir perspektiften bakmamak elde değil.Bundan sonra daha çok insan ölecek demek ki.Eğer söz konusu bu savaş aletleri dünyanın güvenliği ve geleceği için teröre karşı ortaya atılmış bir çabanın ürünü ise egzozlara fabrika bacalarına doğayı tehdit eden her şeye çözümler ve ar-ge lere destek verilirse daha onurlu bir mücadele olur tabiat için…