İş egzersiz yapmaya geldiğinde, ortada sihirli bir sayı yok ancak bu durum, sayıların önemli olmadığı anlamına gelmiyor.
Sonuçta rakamlar hatırlanması kolay, kullanışlı şeyler. Ayrıca egzersiz, miktarı kolayca belirlenebilen bir şey olduğundan; rakamların yapmamız gereken egzersiz miktarının sembolü olarak kullanılması, halk sağlığında önemli bir rol oynayabilir.
Yürümek söz konusu olunca, çoğumuzun aklına gelen en bariz sayı 10.000. Bu sayı uzun bir süre, sağlığın iyileştirilmesi için her gün atılması gereken adım miktarı şeklinde idealleştirilmiş.
Bunu destekleyen bulgular da var. Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir dizi çalışma, gündelik olarak daha fazla adım atmanın erken ölüm tehlikesinin azalmasıyla bağlantılı olduğunu ve bu adımların nereden geldiğinin önemli olmadığını göstermiş.
Elbette her analiz diğerinden biraz farklı ve iki örnek grubunun hiçbiri birbiriyle aynı değil.
Bu sebeple bilim insanları, X adım yürümenin insanlar için ne kadar iyi olduğuna yönelik yeni ve sayıları artan keşifler yapmaya; bunlardan kimlerin ve ne kadar fayda göreceğini belirlemeye devam ediyor.
Bu alanda yapılan son çalışmada ise Amherst – Massachusetts Üniversitesi’nde çalışan fiziksel faaliyet epidemiyoloğu Amanda Paluch’un öncülüğünde çalışan bir araştırma takımı, ABD’nin dört farklı şehrinden gelen 2.000’in üzerinde orta yaşlı siyahi ve beyaz erkek ile kadının oluşturduğu bir örnek grubunu takip etmiş.
Çalışmanın gözlemsel tabiatı, yürümenin deneydeki kişilerin sağlığını nasıl iyileştirdiği (veya iyileştirmediği) konusunda kesin kanılara varamayacağımız anlamına gelse de; genel olarak örnek grubundaki faaliyet seviyeleri ile sağlık açısından meydana gelen sonuçlar arasındaki bağlantıların belirlenmesini sağlayabilir.
Araştırma takımı, ortalama yaşı 45’in biraz üzerinde olan grupta her gün en az 7.000 adım atan bireylerin, her gün ortalama 7.000’den az adım atan kişilere göre yüzde 50 ila 70 civarı daha düşük erken ölüm tehlikesi taşıdığını bulmuş.
Araştırmacılar çalışmada, “Günde 10.000’den fazla adım atmanın, ölüm tehlikesinin daha çok azalmasıyla bağlantı sergilemediğini keşfettik” yazıyor.
Bulgular JAMA Network Open bülteninde sunuldu.
Yazar: Peter Dockrill/ScienceAlert. Çeviren: Ozan Zaloğlu.