Maskeniz Nemlenip Islansa Bile İşe Yarıyor

2
Fotoğraf: Noah Syed/Unsplash

Yürütülen bir çalışma, maskelerin uygun olmayan şartlarda bile görevini yaptığını gösteriyor.

Salgında yaklaşık iki yılı geride bırakırken, maskelerimizi nasıl kullanmamız gerektiğini ve maskelerin mevsimler boyunca nasıl değiştiğini derinlemesine öğrendik. İster yazın yaptığınız uzun bir yürüyüşten kaynaklanan ter olsun, ister kış ortasında burnunuzdan damlayan su; pek çoğumuz ıslak bir yüz maskesinin COVID’e karşı hâlâ etkili olup olmadığını merak edip endişelendi. Ayrıca resmi sağlık kuruluşlarından haber merkezlerine kadar herkes güvenilir cevaplar sunmaya çalıştı.

Şimdiyse elimizde daha kesin bilgiler var. Geçenlerde Phyical Review Fluids bülteninde yayımlanan bir çalışma sayesinde, ıslak yüz maskelerinin virüs parçacıklarını kuru maske kadar iyi önlediğini gösteren güçlü bulgular var. San Diego – California Üniversitesi, Toronto Üniversitesi ve Hindistan Bilim Enstitüsünde çalışan akışkan mekaniği araştırmacılarının kaleme aldığı makale, hem kumaş hem de ameliyat maskeleri söz konusu olduğunda nemin bir sorun yaratmadığını gösteriyor.

Kendi Maskenizi Kendiniz Yapın; Dikiş Makinesine Gerek Yok

UC San Diego’da makine ve havacılık mühendisliği profesörü olan eş yazar Abişek Saha, “Maskenin ıslansa bile sizden çıkan bir damlacığı engelliyor olması, içimizi bir nebze rahatlatıyor” diyor.

Grip ve mevcut SARS-CoV-2 virüsü gibi virüsler, havadan taşınan su damlacıkları şeklinde yayılıyor ve onları soluyan kişilere bulaşıyor. Yüz maskeleri ve bu maskelerin hastalıkları önlemedeki etkisi üzerine yürütülen bol miktardaki araştırmada, maskelerin damlacıkların içeri girmesinden ziyade dışarı çıkmasını önlemede en iyi oldukları bulunmuş. Bu yüzden eğer birisi hastaysa ve yüz maskesi takıyorsa, bu kişinin bulaş içeren damlacıkları maskesinde takılı kalacak ve kişinin hastalığını başkalarıyla paylaşma olasılığı düşmüş olacak.

Saha ile başka bir grup araştırmacı, 2021 yılının Mayıs ayında Science Advances bülteninde yayımladıkları bir makalede maskelerin solunumsal parçacıkları ne kadar iyi önlediğini incelemiş. Yapılan deneyler, nemli koşullardaki bir maskenin de işe yarayıp yaramayacağı sorusunu akıllara getirmiş ki bu soru, havanın güneşli olduğu San Diego’da yaşayan Saha’nın da ilgisini çekmiş. Bu yüzden Saha yeni bir takım toplayarak, üç farklı maskeye çarpan solunum damlacıklarını canlandırmış. Söz konusu maskelerin bir ameliyat maskesi ve değişen kalınlıklardaki iki kumaş maske olduğu belirtiliyor. Bir şırınga pompasından maskeye yavaşça sıvı damlatıp maskenin nemlenmesini sağlayan araştırmacılar, daha sonra damlacık katmanlarının malzemeyle nasıl etkileşime girdiğini yüksek hızlı bir kamerayla takip etmişler. Kamera, oluşan bu etkiyi saniyede 4.000 kareyle kayıt altına almış.

Çalışmada kullanılan hem kumaş maskeler hem de ameliyat maskeleri, her ne kadar farklı şekillerde olsa da geçer not almış. Ameliyat maskelerin iç kaplaması, su itici özellik taşıyan politetrafloroetilenden yapılmış. Dolayısıyla su itici katmana gelen bir su damlası, emilmek yerine boncuk halini alıyor. Boncuklaşan sıvı, daha fazla solunumsal parçacığa karşı ilave direnç oluşturuyor. Böylelikle damlacıkların geçmesi, kuru bir maskeye göre daha zor oluyor.

Fakat kumaş maskeler suyu sevdiğinden, suyla temas ettikleri zaman suyu emiyorlar. Kuru bir kumaş maskeye su damlası geldiğinde, gözeneklerden oluşan ağ sisteminden geçme ihtimali bulunuyor. Fakat ıslak bir maskede bu gözenekler zaten dolu olduğundan, daha fazla damlacığın geçmesi zor oluyor. “Gözenekte halihazırda var olan bu sıvı, damlacığa ilave direnç sağlıyor” diye açıklıyor Saha.

Maskeler, Fiziksel Egzersiz Sırasında Akciğerin Çalışmasını Etkilemiyor

Yine de bunlar, bile bile ıslak maske giymeye başlamamız gerektiği anlamına gelmiyor. Çalışma dışarı çıktığımız zaman ıslanan maskeler konusunda rahatlama sağlasa da, bu maskelerin mümkün olduğu zaman kuru ve yeni maskeyle değiştirilmesi önem taşıyor. Nefes almayı zorlaştıran ıslak yüz örtüleri, kenarlarda daha fazla sızıntı olmasına yol açabilir. Yürüttüğü deneyde test edilen tek unsurun, maskelerin nemli oldukları sırada damlacıkların yayılımını önlemede etki gösterip göstermediği olduğunu vurgulayan Saha, çalışmada bu ıslaklığın kulak iplerindeki gerginliği veya nefes alınabilirliği nasıl etkilediğine bakılmadığını söylüyor.

COVID-19’la geçen ikinci kış mevsimimize doğru yol alırken, maskeyle yüzümüzü sıcak tutabilir ve diğer insanların güvende kalmasını sağlarken kendimizden daha emin hissedebiliriz. Burun ve ağzın üzerine yerleştiren çoğu örtü iş görse de, KN95 maskelerinin kullanılması öneriliyor. Çok katmanlı veya birden fazla maske kullanmanın da faydası olabilir. Maskelerin virüslere karşı nasıl işlediğine yönelik yeni araştırmalar yayımlandığında bile, asıl önemli olan COVID-19’un yayılışını yavaşlatmaya yardımcı olmaları ki tüm istediğimiz de bu.

 

 

 

 

Yazar: Elana Spivack/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

2 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz