Illinois Chicago Üniversitesi (UIC) ile araştırmaya katkıda bulunan diğer kurumlarda çalışan bilim insanları, arsenik ve doğum sonuçları üzerinde şimdiye dek yürütülen en büyük epidemiyolojik çalışmayı sunuyor. Birleşik Devletler’deki özel su kuyusu kaynaklarında bulunan arsenik seviyelerini tahmin eden araştırmacılar, bu tahminleri belgelenmiş doğum sonuçlarıyla karşılaştırmış. Çalışma sonucunda, yer altı sularındaki tahmini arsenik yoğunluğu ile düşük doğum ağırlığı tehlikesi arasında bir bağlantı olduğu keşfedilmiş.
Environment International bülteninde yayımlanan bulgular, özel su kuyularındaki arseniği azaltma çalışmalarının özellikle kırsal bölgelerde olmak üzere sağlıklı ağırlıkta doğan bebek sayısının artmasına yardımcı olacağını gösteriyor.
Arsenik bazı formlarda içme, yemek pişirme veya tarımsal sulamada kullanılan kirli su yoluyla tüketildiği zaman yüksek ölçüde zehirli olan doğal bir element. ABD’deki bütün kamusal su sistemlerinde arsenik seviyelerinin takip edilmesi bir zorunluluk. Fakat ülkedeki insanların %14’ünün kullandığı özel su kuyuları düzenleme kapsamında değil. Sonuç olarak, ülkedeki arsenik kirliliği ve bununla ilişkili sağlık tehlikelerinin boyutuna yönelik sınırlı veri bulunuyor.
UIC Halk Sağlığı Ana Bilim Dalında epidemiyoloji yardımcı profesörü ve küresel sağlık dekan yardımcısı olan eş yazar Maria Argos şöyle aktarıyor: “Arseniğin tehlikeli olduğunu bilsek de, özel su kuyuları kaynaklı maruziyete dönük bu bilgi eksikliği ülkedeki bazı toplulukları arsenik kaynaklı olumsuz sağlık durumlarına karşı orantısız bir yatkınlığa sokuyor. Bu maruziyet tehlikelerini tahmin etmeye yönelik bir yöntemin geliştirilmesi, ülkede yaşayan herkes için gerçek maruz kalma seviyesini anlamanın ilk adımı.”
Araştırmacılar çeşitli makine öğrenim algoritmaları kullanarak, ortak sınırları olan 3.000’i aşkın ilin yer altı kaynaklarındaki arsenik yoğunluğu aralığını tahmin etmiş.
Olasılığa dayalı model tahminleri ve özel su kuyusu kullanımı verileri, 2016’da verilen bütün canlı doğum belgeleriyle ilişkilendirilmiş. Sonrasında bu modelleri halk sağlığı bölümlerince takip edilen doğum sonucu verileriyle karşılaştıran araştırmacılar, gebelik süresi ve doğum ağırlığı bilgilerini incelemişler.
Gebelik süresinde hiçbir ilişki gözlenmezken, doğum ağırlığı ve makul ölçülü düşük seviyeler arasında bile ters bir ilişki olduğu belirlenmiş.
Modelin tahminine göre özel su kuyularında bir litre su başına 5 mikrogramı aşan arsenik bulunma ihtimali daha yüksek iller, ortalamadan 1,8 gram daha düşük bir doğum ağırlığıyla ilişki sergiliyor. Benzer şekilde litre başına 10 mikrogramı aşan arsenik yoğunluklarının (federal hükümetin izlediği standart) bulunma olasılığı daha yüksek olan iller, doğum ağırlığının ortalamaya kıyasla 2,8 gram azalmasıyla bağlantı gösteriyor.
Araştırmacılar, keşfedilen ilişkinin kısmen sınırlı olduğunu çünkü yapılan analizin bireysel seviyede ölçülen maruziyetlerden ziyade maruz kalma tahminlerine dayandığını belirtiyor. Fakat aradaki ilişkinin gerçek boyutu, modelin taşıdığı kısıtlardan daha büyük olabilir.
“Doğum akıbeti, yaşam boyu sağlığın ve kronik hastalık tehlikesinin bir göstergesi” diyor Argos. “Çalışmamızın sonuçları da arseniğe maruz kalmaya yönelik farkındalık oluşturulmasının ve özel su kuyularına bel bağlayan topluluklarda kaynakların daha fazla test edilmesinin, halk sağlığı konusunda bir öncelik olması gerektiğini gösteren bulgular sunuyor.”
Kaynak: Illinois Chicago Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.