Birbirimizi yargılama yeteneğine sahip olduğumuz için kısmen büyük beyinlerimize teşekkür etmeliyiz. Scientific Reports(Bilimsel Raporlar)’da yayımlanan çalışmada sosyal mukayese ve cömertlik fikri incelendi. Oyuncuların itibarları temel alınarak hazırlanan simülasyonda oyunculardan hangi diğer oyuncuya bağış yapıp yapmayacağı konusunda karar vermesi istendi. Çalışmanın yazarları insanların kendileri kadar iyi ya da daha iyi üne sahip olan kişilere bağış yaptıklarını tespit ettiler. Eğer bir oyuncu daha cömert gözüküyorsa katılımcılar o kişiye daha fazla bağış yapıyor ama kişi açgözlü olarak biliniyorsa ona bağış yapmıyorlar.
“Cömert bir şekilde işbirliği yapmanın bulaşıcı olduğu, bağış makbuzlarının kişilerin sonradan ortaya çıkan cömertliğini pozitif bir şekilde etkilediği gözlemlenmiştir.” diyor araştırmacılar. Bu durum bizim hayatta kalma içgüdülerimize de işlemiş: Sen benim sırtımı kaşırsan bende seninkini kaşırım!
Kendimizin ve diğer insanların itibarlarını sürekli olarak değerlendirmek beynimiz için zor bir egzersiz.-Tüm memeliler arasında en büyük beyin zarına sahibiz.- Bu yüzden bizde iletişim ve sosyal normları işlemek üzere evrildik.
Bu bulgular sürücüsüz arabalar ve diğer öğrenen makine sistemleri gibi yapay zekâ algoritmalarının diğer robotlarla iletişime geçmesi için yararlı olabilir. Çalışmanın başyazarı Profesör Roger Whitaker bir açıklama da: “ Bu tek seferlik etkileşimlerde onların kendi hareketlerini yönetmeleri gerekiyor ama aynı zamanda da kendi ortamlarında diğerleriyle işbirliği içerisinde olmalılar.” dedi. Ne zaman otonom bir araç diğer sürücüye kendi yol hakkını verebilir? Muhtemelen kendisi için yararlı olduğunda.
Ayşenur Öner