Ebola gibi salgın hastalıklar toplum sağlığını önemli ölçüde etkiliyor ve ilerisi için büyük tehlike arz ediyor. Philosophical Transactions of the Royal Society B dergisinde bulaşıcı hastalıkların yeni bölgeler ve konaklara, ki bunlara insanlar da dahil, iklim değişiklikleri sebebiyle yayıldığı fikri ortaya atılmış.
Zoolog Daniel Brooks ve Eric Hoberg 30 yıldır tropik ve Arktik Kanada’da parazitik enfeksiyonlar üzerinde çalışma yapıyorlar. Yıllar geçtikçe, araştırmacılar iklim değişikliklerinin habitatı altüst ettiğini, popülasyonları yerlerini değiştirmeye zorladığını ve hastalıkların yeni türlere bulaştığını gözlemlediler. Mesela genelde Kuzey Amerika’daki Ren geyiklerinde bulunan akciğer kurtları kuzeye yönelerek, Misk sığırlarında da görülmeye başladı. Bu saçılmalar bulaşıcı hastalıkların nasıl yayıldığını açıklayan teorinin gerçekliğini gözler önüne seriyor.
Bulaşıcı hastalıklar patojen olarak adlandırılan virüsler, bakteriler, mantarlar ve parazitler tarafından taşınır. Bu patojenler konak türe özel evrimleşirler ve eğer popülasyon yok olursa başka bir türe uygun olarak evrimleşmeleri zaman alır. Bilim insanlarının düşüncesi bu yöndeydi. Fakat Brooks ve Hoberg, patojenlerin konaktan konağa hemen bulaştığını ve bunun düşünüldüğünden daha hızlı olduğunu söylüyor. Onların teorisi patojenlerin yeni türe hemen uyum sağlamalarına izin verecek ata DNA’ya sahip olduğu yönünde.
Zoologlar hangi türün hangi paraziti taşıdığını öğrenmenin zorunlu olduğunu söylüyorlar. Veterinerlerin, halk sağlığı çalışanlarının ve evrimsel biyologların gelişmekte olan salgın hastalıklara karşı hazırlanmak için işbirliği içerisinde çalışmalarını istiyorlar. Dünya ısınmaya devam ettiği sürece “veterinerlik ve medikal sağlık sistemlerinde birçok salgın hastalık baskısı oluşacak” diyor Brooks yayımlanan haberde.
