Tüm Hastalıklara Şifa Bulmaya Sandığımızdan Çok Daha Yakınız

1
Meme kanseri hücresinin renklendirilmiş resmi
Meme kanseri hücresinin renklendirilmiş resmi

Geçtiğimiz hafta, Facebook CEO’su Mark Zuckerberg ve eşi Priscilla Chan iddialı bir proje duyurdular: “hastalıklara şifa bulunması amacıyla temel bilimsel araştırmalara yatırım yapılması”. Çift çalışmalarına; aşağıdaki dört ana hastalık grubunu hedefleyen inisiyatife, 10 yıllık bir dönem boyunca 3 milyar ABD doları bağışlayarak başladı: kanser, enfeksiyöz hastalıklar ile kalp hastalıkları ve nörolojik hastalıklar.

‘Bütün hastalıklara şifa bulma’ arzusu takdire şayan ve 3 milyar ABD doları da güzel bir meblağ olmasına rağmen bu meblağ, tıbbi araştırmalarla ayrılan fonların geneli içinde çok küçük miktarda bir para; ancak hepimizin sormamız gereken çok önemli bir soru, bütün hastalıklara şifa bulup bulamayacağımızdır. Bilim insanlarına göre, bu sorunun cevabı hangi hastalıklardan bahsettiğimize bağlı fakat genel olarak henüz o noktaya varamamış olsak da hastalık nedenlerini anlamaya sandığımızdan daha yakın olabiliriz.

Enfeksiyöz hastalıklarla ilgili olarak; “şifa bulmak, önlemek ve yönetmek” hedefi, göründüğünden daha karmaşık olabilir. Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı okulunda çalışan bir immünoloji ve enfeksiyon hastalıkları araştırmacısı olan Eric Rubin; bakteriler, virüsler veya diğer mikroorganizmalar gibi enfeksiyon hastalıklarına neden olan her türlü küçük canlı olan patojenlerin farklı hızlarda evrilmekte olduğunu belirtiyor. Cüzzama neden olan bakteri veya Gine solucan hastalığına (drakunkuliyaz) neden olan bakteri gibi yavaş bir hızda evrilenler için şifa bulunabilmektedir fakat grip gibi hızla evrilen patojenlerle baş edilmesi çok daha zordur.

3 milyar ABD doları tutarındaki proje hakkında “iyimser” olan Rubin, “Bizleri her yıl etkileyen influenza virüsü, bir önceki yılın influenza virüsünden farklıdır.” diyor. “Aslında, herhangi bir zamanda dolaşımda bulunan farklı [grip] virüslerinden de farklıdır.”. Rubin bu değişikliklerden bazılarının küçük olduğunu ve bu gibi durumlarda hâlâ sahip olduğumuz bağışıklığın bizi koruduğunu söylüyor. Değişiklikler fazla olduğunda ise önceden mevcut bağışıklığımız çok etkili olmamaktadır. Grip gibi hızla evrilen patojenlerle baş edilmesi çok daha zordur.

Rubin bunun, hızla evrilen patojenlerin modere edilemeyeceği anlamına gelmediğini söylüyor. Açıklamasında, bir patojen herhangi bir şeye karşı direnç göstermek amacıyla evrildiğinde, büyüyerek hastalığa neden olmaya daha az uygun hale gelmektedir.

Ulusal Sağlık Enstitüleri (National Institutes of Health) Direktörü Francis S. Collins’ e göre ise içinde hiçbir enfeksiyon hastalığının bulunmadığı bir dünya hayal etmek çok güç olsa da enfeksiyon hastalıklarının kontrol altına alındığı bir dünya yaratmamız kesinlikle mümkün.“Enfeksiyöz hastalıkları dünyadan kovamayacağız ama ortaya çıktıklarında bunlarla hızla mücadele edecek stratejilerimiz olacak.” diyen Collins :

“Kanaatimce yapabileceğimiz şey; yeni enfeksiyöz hastalık problemlerinin ortaya çıkmasını giderek artan bir çeviklikle tespit edecek ve ihtiyaç duyulacak önleme ve tedavi stratejilerini uygulamaya sokacak bir sistem geliştirmektir. Zaten bu yolda hızla ilerliyoruz.” şeklinde konuştu.

Söz konusu kanser olduğunda ise işler biraz farklı. Yaş, cinsiyet, ırksal/etnik grup ve coğrafi lokasyon dâhil bir dizi faktöre bağlı olarak her biri bireyleri farklı etkileyen 100’den fazla farklı kanser türünün varlığında kaydedilen ilerleme son derece önemli.

Texas Üniversitesi MD Anderson Kanser Merkezi Başkanı Ronald DePinho, “200’den fazla hastalığına rağmen şimdi takip ettiğimiz yörünge sayesinde önümüzdeki birkaç on yıl içinde [kanserin] yönetilmesi ve giderek artan sayıda hastanın [kanserden] şifa ile kurtulması yönünde muazzam bir ilerleme kaydetmiş olacağız.” şeklinde konuştu.

DePinho; kanserin önlenmesi, belirlenmesi ve tedavisinde kaydedilen ilerlemeler konusunda iyimser olduğunu ; fakat en büyük engelin, dünyanın “eşitsizlik boşluğu” yaşanan bölgelerindeki kaliteli bakıma erişim eksikliği olduğunu söylüyor.

Kanserle ilgili olarak karşı karşıya kalacağımız en önemli mesele hastalığın önlenmesi, belirlenmesi veya yönetilmesiyle ilgili planlamalar değil, erişim olacaktır.

DePinho:

“Ömrün uzaması kanserin en önemli kışkırtıcısı olduğundan kanser daima bizimle olacak. Bizimle kalmaya devam edecek.” diyor. “Kanserle ilgili olarak karşı karşıya kalacağımız en önemli mesele hastalığın önlenmesi, belirlenmesi veya yönetilmesiyle ilgili planlama değil, erişim olacaktır.”

Nihayetinde, hastalığa şifa bulunması kavramı durumdan duruma değişiklik gösterebilmektedir; fakat Collins bunun mümkün olduğunu belirtmektedir.

Collins,

“Bu cesur, cüretkâr bir hedef ama ben cüretkâr hedefleri severim ve bence bütün hastalıkların şifa bulmasına yönelik çözümler geliştirilmesi, bu yüzyıl bitmeden gerçekleşebilecek bir şey.” şeklinde konuştu. “Bunları etkilenen her bir kişiye başarıyla uygulayıp uygulayamayacağımız ayrı bir mesele ama sahip olduğumuz mücadele azmimiz sayesinde araştırmaların, önümüzde gördüğümüz her şeyi ayrıntısıyla ele alabilmesi gerekmektedir.


Çeviren : Gürcan Albeniz

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz