Antik Süper Yırtıcı Nasıl Bu Kadar Büyümüştü?

0
Fotoğraf: Kate Golembiewski, Field Müzesi.

340 milyon yıl önce yaşayan ve 1,8 metre uzunluğunda semender benzeri bir canlı olan Whatcheeria, zamanının T. rex‘iymiş: Yaşam alanındaki en büyük, en fena yırtıcıymış. Yapılan yeni bir çalışma ise bu canlıların “dev” boyutlarına nasıl ulaştığını ortaya koyuyor: Günümüzdeki pek çok sürüngen ve yüzergezer gibi hayatları boyunca yavaş ve sabit şekilde büyümek yerine, büyüme süreçlerinin büyük bir bölümünü gençliklerinde tamamlıyorlar.

Şikago’daki Field Müzesi, tarih öncesi bir süper yırtıcının en iyi, en eksiksiz fosillerine ev sahipliği yapıyor. Fakat T. rex‘ten yüzlerce milyon yıl önce yaşamış bir yırtıcı bu. Whatcheeria, semender benzeri bir vücudu ve uzun, dar bir kafasıyla gölde gezen 1,8 metre uzunluğunda bir canlıymış. Fosilleri, ABD’nin Iowa eyalentine bağlı What Cheer şehri yakınlarındaki bir kalker ocağında keşfedilmiş. Tekli kemiklerden eksiksiz iskeletlere kadar gün yüzüne çıkarılan 350 civarı Whatcheeria numunesi var ve bunların her biri Field Müzesi’nin koleksiyonlarında bulunuyor. Communications Biology bülteninde yayımlanan yeni bir çalışmada ise bu numuneler, Whatcheeria‘nın nasıl suda gezen avlarını tehdit edecek kadar büyüdüğünü ortaya çıkarmaya yardımcı oluyor: Bu yırtıcılar günümüzdeki çoğu sürüngen ve yüzergezerin yaptığı gibi “yavaş ve sabit” şekilde büyümek yerine, gençliklerinde hızlı şekilde büyümüşler.

Chicago Üniversitesi ile Field Müzesinde doktora öğrencisi ve yeni çalışmanın eş yazarlarından biri olan Ben Otoo, “Whatcheeria‘yı görecek olsaydınız, muhtemelen dar bir kafası ve bir sürü dişiyle timsah şeklindeki büyük bir semender gibi görünürdü” diyor. “Eğer gerçekten kıvrılsaydı, ki bu durumda muhtemelen hiç rahat edemezdi; küvetinize sığabilirdi fakat orada olmasını ne siz ne de kendisi isterdi.”

Bunun sebebi, Whatcheeria‘nın üst seviye bir yırtıcı olması. Duyusal organlar için kafatasında bulunan ve balıklar ile sucul yüzergezerlerin paylaştığı kemiksi oluklar, kendisinin su altında yaşadığını ortaya çıkarıyor. Kuvvetli ayak kemikleri ise bir noktaya çömelip avının geçmesini beklemesine yardımcı olmuş olabilir. “Muhtemelen nehir ve göl dipleri civarında çokça vakit geçirmiş, sevdiği şeyleri avlayıp yemiştir” diyor Otoo. “Bu şeyi kesinlikle ‘zamanının T. rex‘i’ şeklinde adlandırabilirsiniz.”

 

Kaynak: Field Müzesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz