Araştırmacılar, Dilde Koku Almaçları Olduğunu Söylüyor

1

Yeni yapılan bir araştırma, tat ve koku duyularının düşündüğümüzden çok daha iç içe olduğunu ortaya koyuyor.

Monell Center’da çalışan bir araştırma ekibi, dillerimizdeki tat alma hücrelerinde, işlevsel koku alıcıları (burundaki kokuları algılayan algılayıcılar) bulduğunu bildirdi. Bulgular, her ikisi de tat içeren koku ve tat alma duyusu arasındaki etkileşimlerin beyinde değil, dilde başlayabildiğini düşündürüyor.

Çilekleri  Koklamak

Monell’de hücre biyoloğu ve araştırmanın başyazarı olan Dr. Hakan Özdener, “Araştırmamız, koku moleküllerinin, tat algısını nasıl modüle ettiğini açıklamaya yardımcı olabilir ”diyor.

“Bu araştırma; yeme alışkanlıklarından kaynaklanan, aşırı tuz, şeker ve yağ tüketimine bağlı obezite ve diyabet türü hastalıkların üstesinden gelmeye yardımcı olabilecek, koku bazlı tat değiştiricilerin geliştirilmesinde önemli rol oynayabilir.”

Bir şeyin çilek gibi koktuğunu nasıl fark ettiğimizi biliyorsunuz; çileklerin kokusu olmasa bile. Bu durum, kokunun, tat oluşturmaya nasıl yardımcı olduğunu gösteriyor.

Tat alma duyusu; dildeki tatlı, tuzlu, ekşi, acı ve umami (baharatlı) molekülleri işler. Bu duyu; beynimizin, çiğnemekte olduğumuz şeyin ne kadar besleyici olduğunu bulması ve zehirli olup olmadığından emin olmak için evrimleşmiş. Ancak, koku da, bir sonraki atıştırmayı tespit etmede önemli bir yer tutuyor. Armut ve elma yerken burnunuzu tıkarsanız, her iki meyvenin de tadı hemen hemen aynı gelecektir. Beyinlerimiz, bir şeyler yediğimizde;  diğer duyulardan gelen bilgilerin yanı sıra tat ve kokuyu da birleştirerek, tat olarak algıladığımız şeyi oluşturur.

Genel kanıya göre, tat ve kokudan gelen bilgiler, beyne ulaşana kadar ayrı kalıyordu. Ancak Özdener, daha önce kimsenin bu varsayımı kontrol etmediğini fark etti. Kendisi bu varsayımı, 12 yaşındaki oğlu, yılanların koku almak için dillerini uzatıp uzatmaması gerekiyor mu diye sorduğunda düşünmüş. Böylece Özdener; Monell’deki meslektaşlarıyla birlikte, insanlardaki canlı tat hücrelerini kültür ortamında yetiştirmeye başlamış.

Bu tür bir kültürü sürdürmelerini sağlayacak teknikleri geliştirdikten sonra, ekip, hücreleri inceleyerek bu moleküllerin çoğunun insanların koku almaçlarında mevcut olduğunu bulmuş. Daha sonra bu hücrelerin; koku almaçlarına benzer şekilde koku moleküllerine tepki gösterdiğini göstermek için, kalsiyum görüntüleme kullanmışlar. Veriler hep birlikte ele alındığında, tat alma sistemlerimizde rol oynayan koku almaçlarına işaret ediyor. Muhtemelen bunu da, dil üzerindeki tat almaçları ile etkileşime girerek gerçekleştiriyorlar. Monell’de çalışan bilim insanlarının diğer deneyleri; tek bir tat hücresinin, mevcut bulguları destekleyen biçimde hem tat hem de koku almaçları içerebildiğini gösterdi. Özdener, “Koku ve tat almaçlarının aynı hücrede bulunması; dilde, koku ve tat uyarıcıları arasındaki etkileşimleri incelemek için heyecan verici fırsatlar sağlayacak” diyor.

Bulgular, koku ve tadın nasıl etkileşime girdiğini daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Yine de, bizi, bu duyuların her biri hakkında ayrı ayrı bilgilendirebilirlerdi. Örneğin, 400 çeşit işlevsel insan koku almacının büyük çoğunluğunu ve hangi bileşiklerin bunları faaliyete geçirdiğini hâlâ bilmiyoruz. Kokuya cevap veren ve araştırma ekibi tarafından kültür ortamında yetiştirilen bu hücreler, böyle almaçlara bağlanan molekülleri taramak için de kullanılabilir.

Bu makale, Chemical Senses bülteninde “Memeli Tat Alma Hücreleri Fonksiyonel Koklama Reseptörlerini belli ediyor” başlığıyla yayımlandı.

 

 

 

 

Zme Science

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz