Arkadaşlarımız Genlerimize mi Bağlı? Farelerde Öyle Gibi Görünüyor

0
Arkadaş fareler. Fotoğraf: Michy Kelly

Sebebini bilmeseniz bile, hiç aniden sevdiğiniz biriyle tanıştınız mı? Peki başka zamanlarda, birden arkadaş olmak istemediğinizi düşündüğünüz biriyle?

Meşhur yazar Malcolm Gladwell, bu olguyu çok satan kitabı Blink’te incelemiş. Gladwell kitabında, örneğin biriyle ilk defa tanıştığımızda, biriyle iş görüşmesi yaptığımızda veya stres altında hızlı bir karar verme durumuyla karşı karşıya kaldığımızda, beynin “bilinçsiz” bir kısmının bilgileri kendiliğinden işlememizi sağladığını belirtiyor.

Şimdiyse Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yürütülen yeni bir çalışma, bu ani uyum tepkisinin ardında biyolojik bir temel bulunabileceğini öne sürüyor. Araştırmacılara göre beynin ruh hali ile motivasyonu düzenleyen bir bölümündeki enzimde meydana gelen değişimler, farelerin diğer farelerle sosyal etkileşim kurma isteğini kontrol ediyor gibi görünüyor. Bunun sonucunda, genetik olarak birbirine benzeyen fareler birbirlerini tercih ediyor.

Anatomi ve nörobiyoloji yardımcı profesörü Michy Kelly öncülüğünde çalışan araştırma takımına göre bulgular, insanların yaptığı sosyal seçimlere katkıda bulunuyor olabilecek benzer etmenlere işaret edebilir. Söz konusu sosyal tercihlere yön veren etmenlerin anlaşılması, şizofreni ve otizm gibi sosyal geri çekilmeyle ilişkilendirilen hastalıklarda nelerin ters gittiğini daha iyi anlamamıza ve bu sayede daha iyi terapilerin geliştirilmesine yardımcı olabilir.

Çalışma, 28 Temmuz’da Nature‘a bağlı Molecular Psychiatry bülteninde yayımlandı.

“Bunun beyinde bulunan ve sosyal tercihleri kontrol edebilen uyumlulukla ilgili pek çok biyoişaretçiden henüz ilki olduğunu düşünüyoruz” diyor Dr. Kelly. “İnsanlardaki uyumluluğunun ardındaki etmenleri gerçekten anlamanın sağladığı olasılıkları hayal edin. İnsanları daha iyi eşleştirerek aşk acısını ve boşanma oranlarını azaltabilir veya hastalar ile doktorları daha iyi eşleştirerek sağlık hizmetlerinin kalitesini geliştirebilirsiniz ki yapılan çalışmalar, uyumluluğun sağlığa yönelik sonuçları iyileştirebildiğini göstermiş.”

Arkadaşlarımız Genlerimize mi Bağlı? Farelerde Öyle Gibi Görünüyor

Sebebini bilmeseniz bile, hiç aniden sevdiğiniz biriyle tanıştınız mı? Peki başka zaman, birden arkadaş olmak istemediğinizi düşündüğünüz biriyle?

Meşhur yazar Malcolm Gladwell, bu olguyu çok satan kitabı Blink’te incelemiş. Gladwell kitabında beynin “bilinçsiz” bir kısmının, örneğin biriyle ilk defa tanıştığımızda, biriyle iş görüşmesi yaptığımızda veya stres altında hızlı bir karar verme durumuyla karşı karşıya kaldığımızda bilgileri kendiliğinden işlememizi sağladığını belirtiyor.

Şimdiyse Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yürütülen yeni bir çalışma, bu ani uyumluluk tepkisinin ardında biyolojik bir temel bulunabileceğini öne sürüyor. Araştırmacılara göre beynin ruh hali ve motivasyonu düzenleyen bir bölümünde bulunan enzimdeki değişimler, farelerin diğer farelerle sosyal etkileşim kurma isteğini kontrol ediyor gibi görünüyor. Genetik olarak birbirine benzeyen fareler ise birbirlerini tercih ediyor.

Anatomi ve nörobiyoloji yardımcı profesörü Michy Kelly öncülüğünde çalışan araştırma takımına göre bulgular, insanların yaptığı sosyal seçimlere katkıda bulunabilecek benzer etmenlere işaret edebilir. Söz konusu sosyal tercihlere yön veren etmenlerin anlaşılması, şizofreni ve otizm gibi sosyal geri çekilmeyle ilişkilendirilen hastalıklarda nelerin ters gittiğini daha iyi anlamamıza ve bu sayede daha iyi terapilerin geliştirilmesine yardımcı olabilir.

Çalışma, 28 Temmuz’da Nature’a bağlı Molecular Psychiatry bülteninde yayımlandı.

“Bunun, beyinde bulunan ve sosyal tercihleri kontrol edebilen uyumluluğa ilişkin pek çok biyoişaretçiden henüz ilki olduğunu düşünüyoruz” diyor Dr. Kelly. “İnsan uyumluluğunun ardındaki etmenleri gerçek anlamanın sağladığı olasılıkları hayal edin. İnsanları daha iyi eşleştirerek aşk acısını ve boşanma oranlarını azaltabilir veya sağlık hizmetlerinin kalitesini geliştirmek için hastalar ve doktorları daha iyi eşleştirebilirsiniz ki yapılan çalışmalar, uyumluluğun sağlığa yönelik sonuçları iyileştirebildiğini göstermiş.”

Dr. Kelly’e göre yıllarca birbiri ardına gelen olasılık dışı olay ve koşullar, bu araştırma projesiyle sonuçlanmış.

Dr. Kelly bir ilaç şirketinde çalışırken, bir grup kemik araştırmacısı gelerek kendisinden PDE11 proteini eksik olan mutant farelerden birinin davranışını tanımlamasını istemiş. PDE11 proteini eksik olan farelerin sosyal bakımdan geri çekildiğini gözlemleyen Kelly, PDE11’in beyinde bulunması gerektiğini anlamış. Sonrasında, şizofreniye yönelik bir fare modelinin kullanıldığı başka bir araştırmayı hatırlamış. Bu araştırmada beynin hipokampüs bölgesine zarar verilmesi, antisosyal davranışlara yol açmış. Kelly daha sonra sağlıklı farelerde beynin bu bölümüne bakmış ve PDE11 proteininin nerede gizlendiğini bulmuş.

Sonraları South Carolina Üniversitesi’nde fakülte üyesi olduğu sırada, mutant farelerin sosyal davranışları üzerinde bu farelerin kokuya verdiği sosyal tepkiler bakımından çalışma yürütmüş. Araştırmacılar deney yürüttükleri laboratuvardaki ahşap bilyeleri alarak, bunları bir grup farenin havadan yayılan keskin kokulu feromonlarına sürmüş ve sonrasında ikinci bir fare grubunun kaldığı kafese yerleştirmişler. Tanıdık bir farenin kokusunun bulunduğu bilye ile yabancı bir farenin kokusunun yer aldığı başka bir bilye sunulan fareler, yabancı kokunun bulunduğu bilyeyi genelde daha uzun süre inceliyor. Araştırmacılar PDE11 mutantının tercihlerine baktıklarında, bu farelerin arkadaşlarıyla tanıştıktan bir saat veya bir hafta sonra yabancı farenin kokusunu tercih ettiklerini; fakat tanıştıktan bir gün sonra (bir farenin yakın zamandaki uzun dönemli hafızası göz önüne alındığında) sosyal belleklerinin belirsiz göründüğünü ve bir arkadaş ile yabancı arasında ayrım yapmadıklarını keşfetmişler. Araştırmacılara göre bu durum, farenin kısa ve uzun dönemli sosyal hafızasının iyi çalıştığı anlamına geliyor ancak yakın zamandaki uzun dönemli hafızaya (kısa ve uzun dönemli hafıza arasındaki süre) kodlanan bilgilerde bir sorun olduğunu gösteriyor. Daha fazla süre tanındığında ise bu hafızaları geri geliyor.

Laboratuvarda çalışan bir öğrenci farkında olmadan, otizmli çocukların diğer otizmli çocuklarla etkileşim kurmayı tercih ettiklerini fark ettiğini söylemiş. Bu yüzden Dr. Kelly, PDE11 mutantlarının ve normal farelerin etkileşim kurdukları fareler yönünden tercih yapıp yapmadıklarını görmek amacıyla yeni bir test yürütmeleri gerektiğine karar vermiş. Araştırmacılar PDE11 mutantlarının, normal farelere göre diğer PDE11 mutantlarının yakınında bulunmayı tercih ettiğini; normal farelerin de kendi genetik tiplerini tercih ettiğini keşfetmişler. Bu keşfin, diğer soylardan laboratuvar fareleri üzerinde test yürütüldüğü zaman bile geçerli olduğu ortaya çıkmış. PDE11’in DNA kodundaki tek bir değişime sahip diğer bir genetik varyantını test ettiklerinde, söz konusu genetik varyantı taşıyan farelerin aynı varyantı taşıyan fareleri diğerlerine tercih ettiği ortaya çıkmış.

“Peki fareler, arkadaş tercihlerini belirleyen bu şeyi nasıl algılıyor?” diyor Dr. Kelly. “Koku ve vücut hareketlerini, duruma katkıda bulunan etmenler arasından çıkardık fakat halen test edilecek diğer bazı fikirlerimiz mevcut.”

Baltimore – Maryland Üniversitesi Tıbbi İşler Başkan Yardımcısı ve Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. E. Albert Reece, “Bu takımın yaptığı şey, araştırmacıların hayvan modellerindeki arkadaşlığın altında yatan sosyal etmenleri belirleyebildiği bir örneklem meydana getirmek” diyor. “Bu çok önemli bulgu şimdilik sadece başlangıç. Fakat umuyoruz ki, şizofreni veya yaşa bağlı bilişsel gerileme gibi hastalıklara yönelik biyolojik ve sosyal tedavilerde heyecan verici fırsatlar doğuracak. Söz konusu bozukluklarda meydana gelen şiddetli sosyal kaçınma ve izolasyon durumu, kişinin yaşam kalitesini düşürebiliyor.”

 

 

 

 

Yazar: Vanessa McMains/Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz