Banyoya Her Gittiğinizde Elinizi Yıkamanız Gerekiyor Mu? İşte İşin Bilimi

0

Arkadaşlarınıza söyleyin.

Tuvaleti kullandıktan sonra ne yapmamız gerektiğini hepimiz biliyoruz.

Ancak birbiri ardına yapılan ölçümler (bunların bir tanesinde bilim insanları, banyoda gizlice kamp kurmuş) çirkin bir gerçeği ortaya çıkardı: İnsanlar banyodan ayrılmadan önce her zaman ellerini yıkamıyorlar. Yapılan bir çalışmada, insanların sadece yüzde 67’sinin tuvaletten çıkmadan ellerini yıkadığı öne sürülüyor.

Rutgers Üniversitesi‘nde gıda bilimi profesörü olan Don Schaffner, el yıkama üzerinde yıllardır çalışıyor ve halk arasındaki yaygın inanışın gözardı edilmemesi gerektiğini söylüyor.

“İster çiş, ister kaka yapın, fark etmez; ellerinizi her zaman yıkamanız lazım” diyor.

İşte sebebi.

Mikroplar, banyolarda uzun bir süre kalabilirler

Tuvalete yapılan her yolculuk, mikrop diyarına yapılan benzersiz bir yolculuktur. Bu yüzden bazı durumlarda, elleri daha fazla yıkamak gerekebilir.

“Eğer ellerinizin her tarafında ishal varsa… ellerinizi yıkamak; parmaklarınızda belirgin miktarda dışkı olmayan bir duruma göre çok daha fazla önem taşır” diyor Schaffner.

“Eğer ellerinize pislik bulaşırsa ve zamanınız varsa, ellerinizi mutlaka cidden iyi bir şekilde sabunlayın ve gerçekten iyi bir iş çıkarın.”

Eğer herhangi bir enfeksiyon barındırmıyorsak; idrar, dışkıya göre epey temiz durumda olabilir fakat tamamen mikropsuz değildir.

Minnesota Üniversitesi’nde Bulaşıcı Hastalık Araştırma ve Politikası Merkezi müdürü Michael Osterholm, The New York Times gazetesine konuşarak, “Pisuvarları kullanan insanlar, muhtemelen ellerini yıkamaya gerek olmadığını düşünüyorlar” diyor. (Yapılan çalışmalarda kadınlar, erkeklere göre daha sık el yıkama eğilimi gösteriyor.)

Fakat tuvalete her gidişinizden sonra ellerinizi yıkamak en iyisidir; çünkü insan dışkıları E. coli, Şigella, Streptokok, hepatit A ile E gibi hastalık yapan mikropları ve daha fazlasını taşır.

Ayrıca, hasta bir insanın kakası veya kusmuğunun bulaştığı banyo yüzeylerine dokunup, daha sonra ellerinizi ağzınıza götürerek kolay bir şekilde norovirüs kapabilirsiniz. Bu süper bulaşıcı hastalık, gıda zehirlenmesinin en yaygın sebebidir ve ishal, kusma, mide bulantısı ile karın ağrısına sebep olur.

Banyolarda, geniş çeşitlilikteki başka mikrop ve bakteriler de bulunabilir. El yıkayan araştırmacılardan meydana gelen bir takımın 2004 yılında yaptığı bir çalışmada belirttiğine göre, bazı Stafilokok soyları “neredeyse her elde bulunuyor”.

Umumi tuvaletler, bu bakterinin ilaca karşı dayanıklı olan pek çok farklı soyunu barındırıyor olabilir.

Kendi elleriniz temiz olsa bile, aynı şeyi o tuvalet koluna dokunan, sifonu kullanan veya banyonun kapısını açan son kişi için de söyleyebilir misiniz?

El yıkamak, hayat kurtaran bir alışkanlıktır

Dinî gelenekler, ayin biçiminde yapılan el yıkamayla birlikte binlerce yıldır temiz olmayı teşvik etmişti. Fakat sağlık uzmanları, el temizliğinin iyi olmasıyla enfeksiyon oranlarının düşük olmasını ancak 1800’lü yıllarda bağdaştırmıştı.

Dr. Ignaz Semmelweis, doktorların ve tıp öğrencilerinin, doğum servisinde bulunan hastalara dokunmadan önce kadavralara dokunduklarında; ateşi çıkan ve hatta ölen anne sayısının arttığını fark etmişti. Ardından, pek rağbet görmeyen klorin ile el yıkama kuralını başlatmış ve ölüm oranlarının düştüğünü görmüştü.

Benzer şekilde; Kırım Savaşı sırasında hemşire Florence Nightingale, çalıştığı İngiliz hastanesinde el yıkama kurallarına ve diğer temizlik önlemlerine önayak olmuştu. Daha sonra buradaki ölüm oranları üçte iki oranında azalmış, uygun bir temizliğin hayatları kurtardığını gösteren ilk sağlam kanıtlardan bazıları böylelikle ortaya çıkmıştı.

Enfeksiyonları önleme konusunda, mükemmellikten hâlâ uzağız

Dünya Sağlık Örgütü‘ne göre insanlar genelde temiz olmayan su içerek, (genelde kirli eller yoluyla) mikrop bulaşmış besinleri tüketerek ve “yetersiz temizlik sonucu” insandan insana temas yoluyla ishal ile temas ediyorlar (ishal, her yıl dünya çapında beş yaşın altındaki 525.000 civarı çocuğun ölümüne sebep oluyor).

Londra Temizlik ve Tropikal Tıp Fakültesi‘ndeki araştırmacıların tahminlerine göre; ellerin daha iyi yıkanması, ishalden kaynaklanan ölüm oranlarını yarıya indirebilir ve bir milyondan fazla hayatı kurtarabilir.

Düzenli şekilde el yıkamak, solunum yolu enfeksiyonu geçirme tehlikenizi de yüzde 16 oranında azaltabilir.

‘Kirli olduklarını düşündüğünüzde, ellerinizi yıkayın’

Hepimiz, iğrenç maddelerle düzenli olarak temasa geçiyoruz; özellikle de umumi kapı kollarına, cep telefonlarımıza ve nemli mutfak havlularına dokunduktan sonra. Muhtemelen bunların hepsi, genelde bir inç başına sadece 50 bakteri içeren temiz bir tuvalet oturacağından daha kirli.

Bu yüzden günün herhangi bir zamanında el yıkamak, pek çok bakteri, maya ve virüs türünün yayılmasını durdurmaya yardımcı olabilir.

“Bence genel kural olarak, kirli olduklarını düşündüğünüzde ellerinizi yıkamalısınız” diyor Schaffner. Diğer bir ifadeyle, bir lavabonun yakınında olduğunuz zaman bu fırsatı kaçırmayın.

Schaffner, ellerinin temizliği konusunda “çok paranoyak” olmadığını; fakat gün içinde köpeği gezdirdikten sonra, kirli bir yerde çalıştıktan sonra veya çiğ ete dokunduktan sonra ellerini yıkadığını söylüyor.

Sabun olmadan sadece suyla el yıkamak bile, enfeksiyonlara sebep olan bazı bakterilerle mücadele etmeye yardımcı olabilir.

Ancak bu hızlı yöntem, elinizde çiğ et veya dışkı varsa tavsiye edilmiyor. Elinizi sabun ve suyla köpürterek temizlemek, herhangi bir mendil veya dezenfektan ile temizlemekten daha etkili.

İşte, tuvalete yapacağınız bir sonraki yolculuk için Schaffner’in en iyi tavsiyeleri

Nezleye, kendi kendine gerçekleşen gıda zehirlenmesine ve ishale yakalanma ihtimalini düşürmek için, bu basit ve üç aşamalı el yıkama yöntemini takip edin.

İlk önce, suyun sıcaklığı konusunda endişelenmeyin; Schaffner’in yaptığı çalışmalar, bunun bir fark oluşturmadığını doğruluyor. “Rahat bir sıcaklığa gelene kadar suyu ayarlayın, bu sayede iyi bir iş çıkartabilirsiniz” diyor.

İkincisi; kendinize yeterli zaman tanıyarak “Elinize biraz sabun koyun, çok iyi şekilde köpürtün, tırnaklarınızın altını temizleyin” diyor.

Ellerinizi yıkarken beş saniye bile harcamak, elin üstünde bulunan bakteri miktarını azaltmaya yardımcı olabilir; ancak 20 saniye daha iyidir. ABD Hastalık Denetim Merkezi, süreyi ölçmek için kendi kendinize iki defa İyi ki Doğdun şarkısını mırıldanmanızı öneriyor.

Üçüncüsü; odadan ayrılmadan önce kurulanın. Bu adım önemli çünkü ıslak eller, kuru ellerden daha fazla bakteri aktarır.

“Eğer elleriniz hâlâ ıslaksa, gidip banyonun kapısına dokunursunuz ve ellerinizin ıslak olması aslında bakterilerin nakledilmesine yardımcı olabilir” diyor Schaffner. Schaffner, etrafta kağıt havlu yoksa avuç içlerini pantolonunda kuruladığını söylüyor.

Schaffner, düzenli olarak el yıkamanın sağlığa faydalarını gösteren tüm bulgulara rağmen, verdiği tavsiyelerin bir yere kadar olduğunu söylüyor.

“El yıkama konusunda biraz bilimsel çalışma ve biraz araştırma yapmış olabilirim fakat ellerinizi yıkamanızdan ben sorumlu değilim” diyor. “İstediğinizi yapın.”

Kaynak: Business Insider. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz