İngiltere’deki bilim insanları, beyindeki özel bir bağlantı durumu ve bir kişinin olumlu hayat şekli ve davranış özellikleri göstermesi olasılığı arasında güçlü bir bağlantı bulduklarını söyledi.
Beyin taramalarının ortaya çıkardığına göre kelime haznesi, hafıza, hayattan duyulan memnuniyet, gelir ve eğitim süresi gibi olumlu özellikler, beynin belirli bölgelerindeki yüksek bağlanılırlık ile bağdaştırılırken, öfke, kural çiğneme, madde kullanımı ve zayıf uyku kalitesi gibi olumsuz özellikler düşük bağlanılırlık ile bağdaştırıldı.
Oxford Üniversitesi’nin İşlevsel MRI Merkezi’nden baş yazar Stephen Smith, Independent’a şöyle konuştu: “Beyinde gördüklerimizi, farklı insanlarda ölçebildiğimiz davranışsal yeteneklere nasıl bağlayabileceğimizi denedik. Böyle yaparak beynin ‘kaputunun altında’ neler gerçekleştiğini anlayabilmeyi umduk.” Smith’in takımı, İnsan Konektom Projesi (HCP)’deki veriler ile çalıştı.
HCP şimdiye kadar yaşları 22 ile 35 arasında değişen bu deneklerden 461 tanesinin verisini yayınladı ve Smith ile takımı bunların beyinlerindeki bağlantıları çözümledi, ardından bunları yaş, kişilik özellikleri, uyuşturucu kullanımı, sosyoekonomik durum ve farklı zeka testlerindeki verim gibi 280 davranışsal ve demografik ölçümle karşılaştırdı.
Smith ve iş arkadaşları, kişiselleştirilmiş ‘konektomlara’ ulaşmak için her katılımcının beynindeki işlemleri nasıl haritaladıklarını Nature Neuroscience’ta yayınlayarak anlattılar. Bu konektomlar, beyindeki 200 ayrı bölgede sinirler arasındaki bağlantıları işaretliyor ve birbirleriyle ne kadar etkili şekilde iletişim kurduklarını ve meydana gelen sinir sinyali miktarına dayanarak en güçlü bağlantıların nerede yattığını ölçüyor.
Smith şöyle konuşuyor, “Bunu, beyin boyunca işlevsel olarak birbirinden farklı olan 200 bölgenin ortalama nüfus haritası olarak düşünebilirsiniz. Sonra tüm katılımcılardaki bütün bu bölgelerin birbirleriyle ne kadar iletişim kurduğuna baktık.”
Ardından, araştırmacılar her denek için 280 farklı davranışsal ve demografik ölçümü aldı ve iki veri dizisi için bir “standart ilişki çözümlemesi” gerçekleştirdi. Bu basit bir biçimde, karmaşık değişkenlerin iki büyük dizisi arasındaki ilişkileri belirlemek için birçok karmaşık matematik ve bilgisayar desenleri kullandıkları anlamına geliyor.
Bu ilişkilerin kişilik ve davranış özellikleri ile beynin fiziksel özellikleri arasındaki fiziksel bir bağlantıyı gerçekten yansıtıp yansıtmadığı henüz açık olmasa da, araştırmacılar onları tanımlamada gelecek girişimlere bu ihtimali doğrulamaları veya yanlışlamalarında yardımcı olabilir.