Bebeğinize kitap okumak köpeğinizle konuşmaya benzer. Ne kadarını anladıklarından emin olamazsınız, ama anladıklarını düşünmek sizi iyi hissettirir. Köpeklerin (kısmen) olmasa da, bebeklerin kelime hazinesi ve okur yazarlık yetenekleri siz onlara kitap okudukça gelişiyor. Her ikisi de sizin ilginizden fayda sağlıyor.
Akademik başarıyı etkileyen pek çok faktör ebeveynlerinin kontrolünün dışında kalıyor. Özellikle, sosyoekonomik durum. Ancak bu dışsal faktörler kontrol edildikten sonra dahi, çocuklarla kitap paylaşmak, onların okuduğunu anlama becerisini geliştiriyor. Hatta, sadece evde kitap bulunması bile yardımcı oluyor. Yüz adet kitaba sahip olan ailelerdeki çocukların okuma becerileri, akranlarından 1.5 okul yılı daha ileride oluyor. Daha fazla kitap daha da yardımcı oluyor – 500 kitap sahibi olmak sizi 2.2 yıl ileriye götürebilir; tabii bundan daha fazlasında geri dönüş daha az oluyor (artı evinizi kitaplarla doldurmuş oluyorsunuz). Ve tabii ki, sadece kitap sahibi olmak, bir çeşit edebi ozmoz yoluyla çocuğunuzun okuma yeteneklerini arttırmaz. Onlara yeterince okuma materyali sağlamanın, kitap sahibi olan ve okuyan bir aile olmak ile birleşmesi gerekiyor. Gerçek şu ki, çocukları okumaya teşvik etmek, öğrenmelerini ilerletmenin en iyi yollarından biri.
Geçen hafta Amerikan Pediatri Birliği’nin toplantısında sunulan yeni araştırma sonuçlarına göre bebekler de bundan fayda görüyor. Karton sayfaların üzerine salyalarını akıttığı sırada bebeğinizle kitap paylaşmak yararsız görünse de, okula başladıklarında yararı açığa çıkıyor. Daha kaliteli kitaplar okumanın çocukların dil gelişimine olumlu etki edip etmediğini belirlemek isteyen pediatrik gelişim uzmanları, 6 ay ile 4.5 yaş arası çocuklar ile paylaşılan kitapların sayısına ve kalitesine baktılar. Ve, tahmin ettiğiniz gibi, sonuç olumlu. Aslında, beraber kitap okumak, erken dönemde anlanan ve kullanılan kelime hazinesini, bebeklerin sesleri kelime olarak algılamasını ve çocukların daha erken okumaya başlamalarını geliştiriyor.Tüm bu gelişmeler okul yaşına geldiklerinde biraraya gelerek, sınıf içi görevlerini anlamakta yarar sağlıyor.
Garip bir şekilde, bu araştırma baba-çocuk örneklerini değil, sadece anne-çocuk örneklerini incelemiş. Tabii ki, ebeveyn bilgisini vermeden, sadece anneler okuma bilgisini paylaşmış olabilir, ancak dengesizliği belirtmekte de fayda var. Bu babaların çocuklarına kitap okumadıkları anlamına gelmiyor. Ve tabii ki, annelere, kişisel katkıları sorulmadan sadece okuma aktiviteleri sorulmuş olabilir. Ancak yine de, okumak gibi cinsiyetten bağımsız bir konunun bile ebeveynin cinsiyetine göre ayrılmış olması garip.
Her şekilde, çocuklarınızı erken dönemde okuma tutkunu yapmak, onların daha iyi öğrenciler olmasını sağlıyor. Ayrıca serbest zamanlarında okumayı seviyorlarsa bu iki kat daha etkili oluyor. Serbest okuyucular, tüm testlerde daha başarılı oluyorlar ve kitap sevmeyen akranlarına kıyasla daha sağlam bilgi dağarcıkları oluyor.
Hatta hayatın ilerleyen yıllarında, işverenler çalışanlarının güçlü okuma ve yazma becerileri olmasını istiyorlar. Bu bariz şekilde açık olsa da, lise ve üniversite mezunlarının yeterince iyi okuyup yazamamaları en öncül şikayetlerden biri haline geldi. Yetkin bir şekilde okuyabilmek, finans ve yönetim alanlarında yüksek maaşlı işlerde çalışmanızı sağlayabilir. Amerikan Ulusal Sanat Kurumu’nun yaptığı bir araştırmanın sonuçlarına göre, okuması zayıf olan kişilerin yüzde 70’i okuma sorunlarının, profesyonel hayatta geride kalmalarına neden olduğunu belirtiyor.
Tabii ki bu okumanın mucize bir çözüm olduğu anlamına gelmiyor; ancak hiçbirşeyin pek kesin olmadığı ebeveynlik biliminde, mucizeye en yakın şey olabilir. Ve tıpkı sağlıklı beslenme ve egzersiz gibi, çocuklarınıza okuma sevgisi aşılamak, onların düzenli okuma alışkanlığı geliştirmelerini çok daha kolaylaştıracaktır. Yani minik çocuk akıllarını Narnia, Hogwarts ya da Redwall’e gönderin. Şimdiden içine dalsınlar, size sonra teşekkür edecekler.