Çoğu Bilimsel Deney Sadece Erkek Denek Kullanıyor. Bu Neden Kötü Bir Fikir?

0
Çalışma, bilimsel deneylerde eşit sayıda dişi ve erkek hayvan kullanmamanın kuş beyinlilik olduğunu gösteriyor.
Çalışma, bilimsel deneylerde eşit sayıda dişi ve erkek hayvan kullanmamanın kuş beyinlilik olduğunu gösteriyor.

Nörobiyoloji, fizyoloji ve davranış profesörü Rebecca Calisi güvercinlerin insanlığın sevimli bulduğu büyüleyici yaratıklar olduğunu söylüyor. “Ortalama bir insan onların haşere kadar yaygın ve sıkıcı bir tür olduğunu düşünebilir, ancak güvercinler yüzyıllardır biyoloji ve üremenin sırlarını açığa çıkarıyor. Charles Darwin‘in bile güvercin baktığı, hatta onlardan kısmen esinlendiği söyleniyor.”

Calisi, Scientific Reports  bülteninde geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir çalışmanın eş yazarı. Çalışma dişi ve erkek güvercinlerin HPG eksenindeki genetik ifadelerin farklarını inceliyor. HPG, yani hipotalamus-pituit-gonad sisteminin, çocuk yapmak istememizin baş sorumlusu olduğu söylenebilir. Gen ifadesi, bir genin belli bir özelliği sergileyebilmek için aktive olmasına deniyor. Örneğin göz rengi: bir insan mavi göz karakteri taşıyabilir. Ancak sahip olduğu diğer genlere de bağlı olarak bu özellik mavi, ela, hatta kahverengi olarak ortaya çıkabilir. Bu çalışma, gelecek gen ifadesi çalışmaları için temel niteliği oluşturan sonuçları nedeniyle son derece özel. Onu diğer çalışmalardan ayıran bir başka özelliği ise; bilim dünyasında sıklıkla gözardı edilmesine rağmen kadınların varlığını kabul etmesi.

Kadınlar ne yazık ki bilim dünyasında hem araştırmacı, hem de denek olarak yeterince temsil edilmiyorlar. Dünyada kadın ve erkek sayısı neredeyse eşitken, hayvansal çalışmalarda bile yüzde seksen oranında erkek denek kullanılıyor. Kadınların dahil edildiği deneylerdeyse genelde biyolojik olarak en “erkeksi” oldukları dönemlerde çalışmalar yapılıyor. (örneğin yumurtlama döneminde olmadıklarında veya adet görmediklerinde) Bu yağmurun yağışını sadece güneşli günlerde anlamaya çalışmaya benziyor. Araştırmacılar yumurtlama döngüsünün kadınlar üzerinde çalışmayı çok “karmaşıklaştırdığını” öne sürüyorlar. Ancak Calisi, “Bu kadınların varoluşuyla ilgili çok önemli bir özellik, bu yüzden bu konuda çalışabilmenin yollarını bulmalıyız.” diyor.

Tam da bu yüzden, kadınlar üstünde çalışmadığımız için, onların hasta olmasına yol açıyoruz. Kadınların ilaç kullanımı sonucu negatif yan etkiler deneyimleme oranı, erkeklerinkinden çok daha yüksek. Bunun nedeni kısmen, kadınların ilaçları daha farklı metabolize etmeleri. Basit bir grip aşısı bile erkekler üzerinden tasarlanmış, ve kadınların ihtiyacından iki katı fazla oranda doz farkı içeriyor. Kadınlar nasıl bir yapıya sahip ki, hem daha yüksek hastalık riski taşıyıp hem de semptomlarını iyileştirebiliyorlar? Bu özellik erkeklerdeki hastalıkların da tedavisinde kullanılabilir mi?

Calisi, “Seksizm bir çok yerde ve şekilde gözlemleniyor, ancak bu durum kesinlikle bilimsel çalışmaların gücünü ve kesinliğini etkiliyor,” diyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz