Yakın zaman önce Journal of Alzheimer’s Disease bülteninde yayımlanan bir araştırmaya göre yediğimiz yiyecekler, hayatın sonraki dönemlerindeki algısal keskinliğimiz üzerinde doğrudan bir etki oluşturabilir.
Belirli besinler ile hayatın ileri dönemlerindeki algısal keskinliği birbirine bağlayan çalışma, türünde ilk olan büyük ölçekli bir analizden meydana geliyor.
Araştırmacılar, İngiltere’deki UK Biobank üzerinden yaşları 46 ila 77 arasında değişen 1.787 yetişkine ait veriyi analiz etmiş (UK Biobank: İngiltere’deki yarım milyon insana ait derinlikli genetik bilgi ve sağlık bilgileri içeren, büyük ölçekli biyomedikal bir veritabanı ve araştırma kaynağı.) Dünyada en yaygın görülen ve yaşamı tehdit eden hastalıklara yönelik önemli araştırmalar yürüten onaylı araştırmacılar, veritabanına bütün dünyadan erişebiliyor.
Çalışmaya katılan kişileren hızlı düşünme yetenekleri ölçülmüş ve bu kişiler ayrıca hem başlangıçta, hem de sonradan yapılan iki takip çalışmasında gıda ve alkol tüketimlerine yönelik soruları cevaplamışlar. Besin Sıklığı Anketi’nde, katılımcılara taze meyve, kuru meyve, çiğ sebze ve salata, pişmiş meyve, yağlı balık, yağsız balık, işlenmiş et, kümes hayvanları, sığır eti, kuzu eti, domuz eti, peynir, ekmek, tahıl, çay kahve, bira ve elma şarabı, kırmızı şarap, beyaz şarap, şampanya ve likör tüketimleri sorulmuş.
Çalışmanın en önemli bulgularından üç tanesi şu şekilde:
Peynirin, yaşa bağlı algısal sorunlara karşı açık ara en koruyucu besin olduğu gösterilmiş; hayatın geç dönemlerine kadar bile… Günlük alkol tüketimi, özellikle de kırmızı şarap; algısal işlevlerde görülen iyileşmelerle bağlantılıymış. Aşırı tuz tüketimi kötüymüş ancak yalnızca; halihazırda Alzheimer hastalığı tehlikesi altında olan bireylerin, zamanla gelişen algısal sorunlardan kaçınmak amacıyla tuz alımlarına dikkat etmesi gerekebilirmiş.
Dan Kirkpatrick/Iowa Eyalet Üniversitesi. Ç: O.