Bilim İnsanlarına Göre Evren’in Aslında Var Olmaması Gerekiyordu

3

Ancak hâlâ buradayız.

Bilim insanları, Evren’in merkezindeki problemi onayladı: Evren aslında hiç var olmamalı.

Çünkü varoluşun en başında eşit miktarlarda madde ve anti madde vardı ve bunlar birbirini ortadan kaldırmalıydı. Yani bu makaleyi yaklaşık 13.8 milyar yıl sonra okumuyor olmalıydınız.

Bu konudaki muhtemel açıklamalardan biri, madde ve antimadde arasındaki çok önemli bir farkın bu felaketi önlemiş olması. Ancak İsviçre’deki CERN’de yapılan en son araştırmada, bunların zıt yüklü olmasının dışında tamamen aynı göründükleri ortaya çıktı.

Araştırmacılardan biri olan Christian Smorra şöyle söylüyor: “Yaptığımız bütün gözlemlerde, madde ile antimadde arasında eksiksiz bir simetri olduğunu bulduk. Bu yüzden Evren gerçekte var olmamalı.”

“Burada bir yerde bir asimetrinin olması lazım ancak farkın nerede olduğunu anlamıyoruz. Simetri bozulmasının kaynağı ne?”

En baştan başlamak gerekirse, sahip olduğumuz en iyi bilgiye göre Büyük Patlama ile birlikte eşit miktarda madde ve antimadde oluştu; bunların ikisi de, Evren’de gözle görünen neredeyse bütün maddeyi ve onun anlaşılmaz olan ikiz yansımasını oluşturan şeyler.

Madde ile antimadde karşılaştığı zaman genelde saf bir enerji parlamasıyla (bu enerji, Yıldız Gemisi Atılgan’a güç sağlamaya yeter) yok oldukları göz önüne alındığında, Evren doğduğu zaman bu durumun gerçekleşmesini önleyen ve henüz bilmediğimiz bir şey olmalı.

İki madde türü arasında oransızlık bulma konusunda elimizde kalan son umutlardan biri, sıradan atomların antimadde uyarlamaları olan antiprotonların manyetik özellikleriydi. Fakat şimdiye kadarki en kesin ölçümlerin yapılmasından sonra, bilim insanları ortada hâlâ bir çelişki olmadığını söylüyorlar.

Antimadde fiziksel olarak zaptedilemediği için araştırmacılar, yüklü parçacıklardan oluşan, manyetik ve elektriksel alanlar ile sarılı Penning kafesleri kullanarak antiprotonları inanılmaz derecede düşük sıcaklıklarda tutup ölçülmeye hazır hale getirdiler.

Takım bu sırada antimadde depolama rekorunu kırdı; antimadde toplamda 405 gün boyunca tutuldu.

Antiprotonları saklamak için kullanılan bir Penning kafesi. Stefan Sellner, Temel Simetriler Laboratuvarı, RIKEN, Japonya

Manyetik alanın gücü, dokuz anlamlı rakama kadar ölçüldü ve önceki okumalara göre 350 kattan daha fazla kesinlik elde edildi. Ancak antiprotonlar ile protonlar (veya antimadde ile madde) arasında hâlâ bir farklılık bulunamamıştı.

Merak edenler varsa, manyetik güç ölçümü -2.7928473441 nükleer magnetondu. Yani protonun pozitif değeri ile uyuşuyordu.

Peki şimdi ne olacak?

CERN bilim insanları, çok daha yüksek kesinlik seviyelerine ulaşacağımızı söylüyor. Hepimizin burada yaşıyor ve nefes alıyor olmasının bir sebebi olmalı.

Sebebi yoksa, devasa bir bilgisayar canlandırmasının içinde yaşıyoruzdur.

Antiprotonların manyetik özellikleri üzerinde çok daha detaylı şekilde çalışmak ve madde ile antimaddenin arasındaki farkın, (herkesin saptamaya çalıştığı) kütleçekimi olup olmadığını araştırmak için gelecekte deneyler yapılması planlandı.

Bu arada, Evren’i bunca zamandır meydana getiren şey hakkında daha fazla bilgi ediniyor olmamız ve çok daha kesin ölçümlerin bulunması, belki bir teselli olabilir.

Smorra şöyle söylüyor: “Bazı teknik yenilikler ile deneyi geliştirmemizle birlikte, daha ileri geliştirmelerin de hâlâ yapılabileceğini düşünüyoruz ve gelecekte, 2021 yılında bitmesi beklenen CERN geliştirmesini takiben, en azından on katlık bir gelişme elde edebileceğiz.”

Bulgular Nature bülteninde yayınlandı.

 

 

 

 

ScienceAlert

3 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz