Bitcoin Hakkında Anlamanız Gereken 5 Efsane

0

Cidden dünyanın elektriğini mi harcıyor?

2009 yılında Satoshi Nakamoto isimli bir adam tarafından piyasaya sürülen dijital parama birimi bitcoin, bu ay rekor bir seviyeye ulaşarak tanesi 17.428,42 ABD dolarından işlem gördü. Para birimi, geleneksel bir komisyonculuk şirketinde kendi vadeli işlem piyasasına sahip. Geçenlerde “Saturday Night Live” isimli televizyon programında yayınlanan bir skeçte, kendisi hakkında şaka bile yapıldı.

Belki karmaşık bir teknik tasarımı olduğu için, belki de ateşli taraftar topluluğu ve şu pek gizemli kuruluş hikayesi yüzünden (kurucusu yıllardır bilinmiyordu), bitcoin hakkında süregelen çeşitli efsaneler var. İşte bunlardan beş tanesi.

EFSANE #1: Sınırlı sayıda bitcoin var

Bitcoin, bir kitabın ismine göre “dijital altın” şeklinde tanımlanıyor. Çünkü iddialara göre, tedavül için önceden planlanan 21 milyon birimden daha fazlasını üretmek imkansız.

Geçen hafta Goldman Sachs bir araştırma raporu yayınladı ve raporda “bitcoinin toplam arz miktarının matematiksel olarak sabit olduğunu” belirtti. Ron Paul gibi günümüz altın taraftarları, hiçbir hükümetin arz miktarını artırarak bitcoinin değerini düşürememesinden memnunlar.

Ancak, gelecekte bitcoin arzının değişmeyeceğinin hiçbir garantisi yok. Para biriminin esas tasarımına göre, 21 milyon birimin gelecek 100 yıl boyunca yavaş yavaş oluşturulması gerekiyor.

Ancak önceden birkaç kez olduğu gibi, topluluğun (bitcoin ağındaki katılımcıların büyük bir bölümünün) ortak kararıyla protokol değiştirilebilir. Daha önce getirilen bir güncelleme, kullanıcıların ödeme koşullarını belirlemesine yardımcı olmuştu.

Bitcoin topluluğu, planlanmış sınırlı tedariği şimdiye kadar sert bir şekilde savunmuştu. Topluluk, değişime muhalif olmasıyla ünlü. Ancak şimdilik durumu bu yönde tutan şey matematik değil, kullanıcılar arasındaki politika.

Ana akım iktisatçılar, bitcoinler zamanla kazara kayboldukça ve arz miktarı azaldıkça, para biriminin bir deflasyon sarmalına düşeceğini söylüyorlar. Eğer bitcoin taraftarları da aynı fikirde olursa, bu politikalar değişebilir.

Bilgisayar bilimcileri de, bitcoin “madencilerine” (çok büyük hesaplama gücü kullanarak sistemi güvenceye alanlar) verilen enflasyon ödüllerinin işlem ücretleri lehine aşamalı olarak azaltılmasıyla, protokolün istikrarsız hale gelmesinden korkuyorlar.

Bu sebeplerden dolayı bazı yeni şifreli para birimleri, bitcoinin sınırlı arz planlarından kaçındılar. Bunun yerine, Milton Friedman’ın önerdiği düşük fakat sabit enflasyonun dijital bir sürümünü takip ediyorlar.

EFSANE #2: Bitcoin kullanıcılarının kimlikleri gizlidir

Bitcoinin kurucusu Nakamoto, alım satım işlemleri gerçek dünyadaki kimliklerle kayıtlı olmadığından, para biriminin gizlilik sunduğunu iddia etmişti. Bitcoinin devamlı ve kamusal işlem kaydı olan kayıt zincirinde, şifreli takma isimler kullanılıyor.

Kullanıcılar, istedikleri kadar takma isim oluşturabiliyorlar ve çoğu bitcoin yazılımı, her işlem için eşsiz bir takma isim oluşturuyor. WikiLeaks, “anonim” olduğu ve “izinizin kolayca takip edilemediği” için bağış yapanları bitcoin kullanmaya teşvik ediyor.

Harvard iktisatçısı Kenneth Rogoff, isimsizlik özellikleri sebebiyle hükümetlerin sonunda şifreli para birimlerine karşı harekete geçeceğini bile öne sürdü.

Fakat bitcoin kullanıcılarının çok büyük bir kısmı, geleneksel banka havalelerine göre önemli miktarda bir gizliliğe sahip değiller ve muhtemelen nakit ödemeye göre çok daha az gizliliğe sahipler. Bunun sebebi, kayıt zincirindeki kalıpların üzerinde çalışarak, bir kullanıcının takma isimlerini birbirleriyle bağlantılandırmanın mümkün olması.

Kayıt zinciri çözümlemesi yapan birkaç şirket, halihazırda kanun sağlayıcılara hizmet sunuyor. Dahası, tanınmış döviz hizmetleri, “müşterini tanı” kanunlarına uymak için kimlikleri kaydettiğinden, çoğu kullanıcı dolar veya diğer itibari para birimleri karşılığında bitcoin alıp satarken yazılı bir kanıt bırakıyor.

Yine de teknik olarak en bilgili kullanıcılar, coin karıştırma protokolleri üzerinden kimliklerini gizleyebiliyorlar. Kullanıcılar bunu yaparken, coinleri birbirleriyle değiş tokuş ederek sahiplik kalıplarını karmakarışık hale getiriyorlar. Ancak bunlar yapılması zor ve seyrek kullanılan şeyler.

Bazı bitcoin rakipleri, daha güçlü yerleşik gizlilik sunuyorlar ancak bu para birimleri çok daha az popüler.

EFSANE #3: Kanunlar bitcoine erişemez

Bitcoin ilk çıktığı zamanlar, Silk Road isimli multimilyon dolarlık yeraltı uyuşturucu piyasasının güzide para birimiydi. Bu durum, JPMorgan Chase başkanından Fransa’nın mali piyasa düzenleyicisine ve Nobel ödülü sahibi Joseph Stiglitz‘e kadar bazılarının, bitcoinin kanundan kaçmak isteyenler için bir sığınak olduğunu iddia etmesine yol açtı.

(Stiglitz, bunun “yasadışı olması gerektiğini” söyledi.)

Hatta bitcoin taraftarları bazen, yapılan bir analizde belirtildiği üzere, bu teknolojinin “rekabet karşıtı kanunların ve düşmanca yargılamaların bir adım ötesinde olduğunu” söylüyorlar.

Durum tam olarak böyle değil. Yeni teknolojiler her zaman, mevcut kanunların ve emsal kararların (bu durumda, aslen finans sektörünün diğer kısımları için yazılmış olanların) yeniden yorumlanmasını gerektirir ve bu aşamalı süreç, bitcoin için başlamış durumda.

Bitcoin takasları, New York gibi bazı eyaletlerde özel kanunlar yoluyla ve başka yerlerde para aktarım hizmetleri kuralları aracılığıyla halihazırda düzenlenmiş durumda. Bütün ana akım bitcoin borsaları, kara para aklamayı önlemek amacıyla “müşterini tanı” kanunlarına hiç olmazsa uymaya çalışıyor.

IRS, bitcoini vergilendirilebilir bir varlık olarak görüyor. Tahvil ve Borsa Komisyonu, geçenlerde mevcut tahvil düzenleme yetkisiyle, kayıt zincirine dayalı yeni bir para toplama mekanizması olan ilk coin bağışları için önlem almaya başladı.

Başlangıçtaki Silk Road piyasası kapatıldı ve yetkililer, bunun ardından gelen çok sayıdaki girişimi kapamayı başardı. Ayrıca Çin başta olmak üzere diğer pek çok ülke, bazı şifreli para birimi faaliyetlerini düzenlemek veya yasaklamak için sert önlemler aldı.

EFSANE #4: Bitcoin enerji israfıdır

Bitcoin madenciliği, yoğun enerji gerektiren bir süreçtir. Herkes bir madenci olabilir ancak bunun için özel donanım yongalarına (çiplerine) ihtiyaç vardır. Bu yongalar sürekli çalışarak, bitcoin ana hesap defterinde yeni kayıtlar oluşturan şifreli bilmeceleri çözerler ve karşılığında, yeni oluşturulan bitcoin üzerinde hak kazanımı sağlarlar.

Merkezsizleştirilmiş doğası sebebiyle, bu sürecin tam olarak tükettiği elektrik miktarını kimse bilmiyor. Herhangi bir zamanda harcanan miktar, muhtemelen birkaç gigawatt büyüklüğünde; yani kabaca Hoover Barajı gibi dev bir güç tesisinin çıkış gücüne eşit.

Gözlemcilerin, bitcoinin çevre üzerindeki etkilerine dövünmesi boşuna değil. Raporlara göre bireysel işlemlerde, bir evin bir haftada kullandığı elektrik kadar fazla elektrik kullanılıyor. Daha abartılı şekilde söylersek bitcoin, dünyanın bütün elektriğini birkaç yıl içinde tüketecek.

Fakat genel masrafları çeşitli para birimleriyle karşılaştıralım. Bankalar (diğer pek çok güvenlik masrafının yanısıra) güvenlik görevlileri için ödeme yapıyor. Bu görevliler genelde sadece etrafta durarak müşterileri izliyorlar. Bunu israf olarak düşünmüyoruz çünkü bekçiler olmazsa hırsızlık gerçekleşebilir ve bütün sistem sarsılabilir.

Aynı durum, bitcoin madencilerinin kullandığı ham güç için de geçerli. Yoğun enerji isteyen bir mekanizma olmadan, bitcoinin kayıt zinciri gibi merkezsiz hale gelmiş ana bir hesap defterini nasıl koruyacağımızı henüz bilmiyoruz.

Sistemi korumak için, bitcoin madencilerinin kazandığı gelirle belirlenen, hangi seviyede enerji tüketimi gerektiği konusunda henüz karara bağlanmamış bilimsel bir tartışma mevcut.

Daha düşük enerji yöntemleri üzerinde yapılan araştırma sonuç verirse, bitcoin değişim geçirebilir veya yerini daha çevre dostu bir rakip alabilir. O zamana kadar bu, para birimi için gerekli bir masraf.

EFSANE #5: Bitcoin, kredi kartlarının ve/veya nakit paranın yerini alacak

Megaupload dosya paylaşım sitesinin kurucusu Kim Dotcom gibi pek çok ütopyacı bitcoin destekçisi, bitcoinin diğer ödeme düzenlerini sollayacağını tahmin ediyor.

Silikon Vadisinin önemli yatırımcılarından Tim Draper, “Beş yıl içinde itibari para birimi kullanmaya çalıştığınız zaman size gülecekler” diyor.

Fakat bitcoin henüz evrensel bir ödeme mekanizması için gerekli olan birkaç anahtar özelliğe sahip değil.

İlk olarak, tasarımda bazı sınırlamalar var ve saniyede sadece birkaç işlem yapılmasına olanak sağlıyor. Bu miktar, kredi kartı ağlarının başa çıkabildiği on binlerce işlem miktarına oldukça uzak. Nakit olarak yapılan işlemler de bir o kadar fazla.

Bitcoin topluluğu, bitcoinin kapasitesini artırmak amacıyla yıllarca çeşitli planlar üzerinde çalıştı ancak üzerinde fikir birliğine varılmış bir yol mevcut değil.

İkincisi, bir zamanlar ücretsiz olan bitcoin işlemleri giderek pahalı hale geliyor. Ücretler şimdilerde ortalama 20 dolar seviyesinde geziyor ve talebe dayalı olarak 400 dolar kadar yükseğe çıkabiliyorlar. Geliştiriciler kapasiteyi artırmak için çalışıyorlar ancak gidişat şimdilik yanlış yöne doğru ilerliyor.

Son olarak, kayıt zincirindeki sınırlamalar yüzünden bitcoin işlemleri hemen gerçekleşmiyor. Yeni işlemler ortalama olarak her 10 dakikada bir ekleniyor ve kullanıcılar daha fazla güvenlik istediğinde, bu süre bir saatten fazlaya çıkabiliyor.

Teknolojinin, planlı iyileştirmelerle bile evrensel bir ödeme yapısı haline gelip gelmeyeceği belli değil. Bitcoin, günlük bir paradan ziyade, daha çok altın külçesi veya devlet tahviline benzeyen yedek bir tasarruf aracı.

 

 

 

 

Joseph Bonneau, New York Üniversitesi’nde bilgisayar bilimi yardımcı doçenti. Steven Goldfeder, Princeton Üniversitesi’nde bilgisayar bilimi doktora adayı. Kendileri, Arvind Narayanan, Edward Felten ve Andrew Miller ile birlikte Bitcoin ve Şifreli Para Teknolojileri kitabının eş yazarları. The Washington Post

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz