Saatte 3,2 milyon kilometrelik inanılmaz bir hızla giden bir galaksinin yol açtığı devasa bir galaksi çarpışması, Dünya’nın en güçlü teleskoplarından biri tarafından eşine rastlanmamış detaylarla görüldü.
Bu dramatik çarpışma, beş galaksiden oluşan ve ilk olarak 150 yıl önce tespit edilen yakındaki bir galaksi grubu olan Stephan Beşlisi’nde gözlemlenmiş.
Çarpışma, “Bir savaş uçağından çıkan ses patlamasına” benzeyen çok güçlü bir şok meydana getirmiş. Bu tür şoklar, evrendeki en çarpıcı olgular arasında görülüyor.
NGC 7318b galaksisinin geçişiyle yeniden gündeme gelen Stephan Beşlisi, “geçmişte galaksiler arasında yaşanan çarpışmaların geride karmaşık bir enkaz alanı bıraktığı galaktik bir kavşağı” temsil ediyor.
Çarpışmayı İspanya’nın La Palma adasındaki William Herschel Teleskobu’na eklenen ve 20 milyon avroya mal olan Zenginleştirilmiş Alan Sürat Kaşifi (WEAVE) cihazı ve bu cihazla ilk gözlemini yapan bir araştırma takımı belirlemiş.
Bu yeni nesil ve son model bilim tesisi, Samanyolu galaksimizin milyarlarca yılda nasıl oluştuğunu ortaya çıkarmanın yanında evren genelindeki milyonlarca başka galaksiye dair de yeni bulgular sunacak.
NGC 7318b’nin Stephan Beşlisi’ne çarpması 60’tan fazla gökbilimciden oluşan bir araştırma takımınca keşfedilirken, bulgular Cuma günü Monthly Notices of the Royal Astronomical Society bülteninde yayımlandı.
Galaksiler arasındaki kaotik ve sıklıkla da şiddetli ilişkiyi anlamak yönünden ideal bir laboratuvar olan bu sistem, WEAVE Büyük İntegral Alan Birimi’nin (LIFU) yaptığı ilk gözlemin odağındaydı.
Hertfordshire Üniversitesinde çalışan baş araştırmacı Dr. Marina Arnaudova şöyle söylüyor: “Stephan Beşlisi 1887 yılındaki ilk keşfedilişinden beri gökbilimcileri büyülemişti çünkü geçmişte galaksiler arasında meydana gelen çarpışmaların geride karmaşık bir enkaz alanı bıraktığı galaktik bir kavşağı temsil ediyor.
“Bu galaksi grubundaki dinamik faaliyet, 3,2 milyon km/s’yi aşan inanılmaz bir hızla çarpan o galaksiyle birlikte yeniden uyandı. Çarpışma, bir savaş uçağının ses patlamasına çok benzeyen yüksek kuvvetli bir şoka yol açmış.”
Uluslararası araştırma takımı, şok cephesinin ardında gökbilimcilerin daha önce bilmediği ikili bir tabiatı ortaya çıkarmış.
“Bu şok, soğuk gaz ceplerinden geçtikçe elektronları atomlarından ayıracak kadar güçlü hipersonik hızlarda yolculuk ediyor ve geriye WEAVE ile gördüğümüz, yüklü gazdan oluşan parlayan bir iz bırakıyor” diyor Dr. Arnaudova.
Fakat Hertfordshire Üniversitesinde doktora öğrencisi olan Soumyadeep Das, şokun etraftaki sıcak gazdan geçerken çok daha fazla zayıfladığını söylüyor.
“Bu zayıf şok, önemli bir bozulmaya sebep olmaktan ziyade sıcak gazı sıkıştırıyor ve Düşük Frekans Dizisi (LOFAR) gibi radyo teleskoplarıyla toplanan radyo dalgaları meydana getiriyor.”
Yeni bulgular ve eşi görülmemiş detaylar WEAVE’in LIFU’sundan gelirken; LOFAR, Çok Geniş Teleskop Dizisi (VLA) ve James Webb Uzay Teleskobu (JWUT) gibi diğer son teknoloji cihazlarla elde edilen veriler de bulgulara dahil edilmiş.
William Herschel Teleskobu’na bağlanan son teknoloji süper hızlı bir haritalama cihazı olan WEAVE, hem Samanyolu galaksisi hem de uzak galaksilerdeki yıldız ve gazların bileşimini analiz ediyor.
Bunu da bir tayfölçerin yardımıyla yapıyor. Tayfölçer, bir ışık kaynağını meydana getiren bir renk prizması içerisinde barkod tarzı bir desen oluşturarak yıldızların hangi elementlerden meydana geldiğini ortaya seriyor.
Cihaz Fransa, İtalya ve Isaac Newton Teleskoplar Grubu ortaklığını oluşturan ülkelerin (İngiltere, İspanya ve Hollanda) yaptığı çok taraflı bir anlaşma sonucunda tasarlanıp inşa edilmiş.
Gökbilimciler WEAVE’in, galaksimizin nasıl oluştuğunu eşi görülmemiş bir detayla ortaya çıkarmasını ve evrene dair bildiklerimizde devrim yaratmasını ümit ediyor.
Hertfordshire Üniversitesinde çalışan Dr. Daniel Smith, “Marina bu büyük takımla çok harika bir iş çıkardı” diyor. “Fakat WEAVE’in bu ilk bilimsel makalesi, WEAVE artık tümden faaliyete geçerken önümüzdeki beş yıl boyunca nelerin geleceğine dair bir işaret aynı zamanda.”
RAL Space ve Oxford Üniversitesinde baş WEAVE araştırmacısı olan Profesör Gavin Dalton, “WEAVE’in burada ortaya çıkardığı detay seviyesini görmek inanılmaz” diyor.
“Stephan Beşlisi’nde gerçekleştiğini gördüğümüz çarpışma ve şokun detaylarının yanında bu gözlemler, mevcut kabiliyetlerimizin sınırlarında gördüğümüz ve çok az çözümlenen soluk galaksilerin oluşum ve evriminde neler olabildiğine dair kayda değer bir bakış açısı sağlıyor.”
Isaac Newton Teleskoplar Grubu direktörü Dr. Marc Balcells ise şöyle aktarıyor: “WEAVE’in ilk gözleminde toplanan verilerin şimdiden yüksek etkili bir sonuç verdiğini görmek beni heyecanlandırıyor. Ayrıca bunun, önümüzdeki yıllarda William Herschel Teleskobu’ndaki WEAVE ile mümkün olacak tipte keşiflerin daha henüz ilk örneği olduğundan da eminim.”
Kaynak: İngiltere Kraliyet Astronomi Derneği. Çeviren: Ozan Zaloğlu.