Cilt, Oyun Hamuru Gibi Gerildiği İçin Kırışıyor

0
Araştırmacılar cildin elastik özelliklerini Şapşal Macun'a benzetmiş. Görüntü: Deposit Photos

Araştırmacılar cilt mekaniğinin ‘Kutsal Kasesi’ni bulduklarını söylüyor.

Herkesin cildi yaşla birlikte kırışır fakat bu durumun gerçekleşme sebebinin ardındaki gerçek bilim zannettiğinizden daha belirsiz.

Ciltbilimciler genelde genetik, morötesi ışın (UV) hasarı ve altta yatan patolojik durumlar gibi etmenlere atıf yapar. Fakat cilt kırışma kuramlarında çoğu kanıt, hesaplamalı modelleme kullanılarak cilt katmanının zamanla nasıl değiştiğinin tahmin edilmeye çalışıldığı araştırmalardan geliyor. Kuramlar, çok az deneyde gerçek cilt örneklerinde doğrulanıyor. Bu doğrultuda Binghamton Üniversitesi ve New York Eyalet Üniversitesinde çalışan araştırmacılar farklı bir yaklaşım benimsemişler. Bilim insanlarının bulguları, kendi türünde ilk olan ve kırışıklık çizgilerinin ilk başta nasıl oluştuğuna yönelik kayda değer ölçüde basit bir açıklama sunan nihai bir analizi temsil ediyor. Araştırmacıların geçtiğimiz gün Journal of the Mechanical Behavior of Biomedical Materials bülteninde yayımlanan çalışmalarına göre durum genel olarak hareket ile alakalı.

Biyomedikal mühendisi ve makalenin eş yazarı Guy German, “Artık bu sadece bir teori değil” diyor bir açıklamada. “Artık yaşlanmanın ardındaki fiziksel işleyişi gösteren sağlam deney bulgularımız var.”

German, araştırma takımının bulgularını cilt mekaniğinin “Kutsal Kasesi” şeklinde adlandırıyor; özellikle de çoğu cilt bakımından ziyade göz boyama olan her türden dermatoloji biçimine adanmış multi-milyar dolarlık bir endüstri bağlamında.

German şöyle açıklıyor: “Alana girdiğimde hedeflerimden biri de buydu; yaşlanmayı çözebilir miyim diye düşünüyordum. Çünkü TV’ye, radyoya, internete, mağazalara baktığımda cilt sağlığımı nasıl iyileştireceğime dair 1.000 farklı söyleniyordu ve hangisinin doğru olup hangisinin olmadığını bilmek istiyorum. Ben de sadede gelip kendim çözmeyi düşündüm.”

German ve meslektaşları cildin özelliklerini daha iyi anlamak için yaşları 16- 91 arasında değişen bir grup gönüllü toplamış. Ardından düşük kuvvetli bir gerilimölçer yardımıyla bu kişilerin ciltlerini ufak şeritler biçiminde gererek vücudun bu en büyük organına uygulanan gündelik kuvvetleri taklit etmişler. Sonuçlar, cilt tek yönde gerildiğinde diğer yönde de büzüldüğünü açık biçimde göstermiş. Bu büzülmeler yaşla birlikte genişleyerek, süreç içerisinde kırışıklıklar meydana geliştiriyor. German bu dinamikleri meşhur, elastik bir çocuk oyuncağına benzetiyor.

“Örneğin Şapşal Macun’u gerdiğinizde dikey şekilde uzuyor fakat diğer yönde de daralıyor; inceliyor. Cilt de bunu yapıyor” diyor. “Siz yaşlandıkça bu büzülme artıyor. Eğer cildiniz çok fazla büzülürse, kıvrılıyor. Kırışıklıklar böyle oluşuyor.”

Fakat ortada Şapşal Macun’dan biraz daha fazlası var. German’a göre cildinizin mekanik özellikleri, siz yaşlandıkça bir şekilde “oynak” hale geliyor ve “işler biraz bozuluyor.”

“Görünüşe göre cilt yanlamasına daha fazla geriliyor ve bu durum, oluşan o gerçek kırışıklıklara sebep oluyor. Bunun en başta olmasının sebebi ise cildinizin stressiz bir durumda olmaması” diyor. “Aslında biraz gerilmiş halde. Bu yüzden cildinizin içerisinde dahili kuvvetler var ve kırışıklıklara doğru giderken itiş gücü sağlayan şeyler de bunlar.”

Bu sebeple inşaat işçileri gibi fiziksel bakımdan daha aktif meslek hayatları olan kişilerin ofis çalışanlarına göre daha yaşlanmış, kırışmış ciltlerinin olması muhtemel. Fakat German, ekibin vardığı sonuçların cilt bakımı söz konusu olduğunda kimseyi sorumluluktan kurtarmadığını vurguluyor.

Kırışıklıkların başlangıçtaki gelişmesinde en büyük etkiyi mekanik stres oluşturabilse de; güneş hasarı ve hormonal dengesizlikler gibi önemli konulara karşı koruma sağlamak cildinizi sağlıklı tutacaktır. Cildin pürüzsüz olması, morötesi radyasyona karşı bağışıklı olduğu anlamına gelmez. Dolayısıyla kendinize SPF boca etmeye devam edin. Kırışsın ya da kırışmasın, bunu yaptığınızda vücudunuz daha iyi durumda olacak.

Yazar: Andrew Paul/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz