COVID-19 Nefes ve Konuşma Yoluyla Yayılabilir Mi?

0

Hepimize, ağzımızı dirseğimizle kapatarak öksürüp hapşırmamız ve diğer insanlardan uzakta durmamız söylendi; fakat COVID-19’lu kişiler sadece nefes alarak ve konuşarak hastalığı diğerlerine bulaştırabilir mi? Diğer bir ifadeyle, virüs havayla yayılır mı?

Bu konu geçen hafta epey konuşuldu; fakat bu, karmaşık bir soru. Cevaplar ise kime sorduğunuza göre değişiklik gösteriyor.

Hasta biri öksürdüğünde ya da hapşırdığında, büyük damlacıklar havada uçuyor ve yakındaki insanlara bulaşabiliyorlar (genellikle bir metrenin altında olsa da, bazen çok daha uzak mesafelere gidebiliyorlar).

Bunlara solunumsal damlacıklar adı veriliyor ve uzmanlar, çoğu insanın bu şekilde COVID-19’a yakalandığını düşünüyor.

Bu damlacıklar, nispeten büyük olan boyutları sebebiyle (5 mikrometreden daha büyük) genelde çok uzağa gitmiyorlar ve havada fazla kalmıyorlar.

Fakat birden fazla damlacık türü bulunuyor. Çok daha ufak olan damlacıklar; hapşırık ve öksürüğün yanısıra, konuşma ve nefes alma yoluyla da oluşabilir. Bunlara biyoaerosol adı veriliyor ve bunlar çok daha uzağa gidebilip, çok daha uzun süre havada kalabiliyorlar.

Peki bu biyoaerosollerden COVID-19 kapabilir misiniz?

Cevap, sağlık çalışanları ve hasta insanların yakınında çalışan diğer kişiler için önemli sonuçlar barındırıyor. Araştırmacılar ise cevabı bulmanın mücadelesini veriyor.

Bunu test etmenin yollarından biri de, havanın kendisinden örnek almak ve virüse ait RNA parçacıklarının etrafta gezip gezmediğine bakmak. Henüz yayınlanmamış bir makalede araştırmacılar, COVID-19 hastalarının kaldığı tecrit odalarından alınmış hava ve yüzey örneklerinde SARS-CoV-2 parçacıkları bulmuşlar.

Fakat, Infection Control & Hospital Epidemiology bülteninde yayınlanan başka bir çalışmada, COVID-19 hastalarının çenelerinden sadece 10 santimetre mesafeden toplanan hava örneklerinde hiçbir virüs parçacığı bulunmamış. Bu makalede, yalnızca sekiz tane hava örneğinin incelendiğini belirtmekte fayda var.

Peki tüm bunlar ne anlama geliyor? ABD Ulusal Araştırma Kurulu, geçen hafta hükümet yetkililerine, virüsün hızlı yayılma kabiliyetinin kısmen biyoaerosollerden kaynaklanabileceğini söyledi.

Mektubun yazarı, ABD’de bulunan Yeni Çıkan Bulaşıcı Hastalıklar ve 21’nci Yüzyıl Sağlık Tehditleri Daimi Kurulu üyesi Harvey V. Fineberg, “Şu an mevcut araştırmalar, SARS-CoV-2’nin, hastanın doğrudan nefes vermesi yoluyla oluşan biyoaerosoller aracılığıyla yayılabilme olasılığını destekliyor” diye yazıyor.

Fakat ardından, şimdiye kadar elde edilen bu sonuçlara dikkatli şekilde yaklaşmamız gerektiğini açıklıyor.

Atıf yapılan çalışmaların çoğunda, SARS ve grip gibi geçmiş tarihli solunum hastalığı virüsleri kullanılmış. Bunlar, COVID-19 ile aynı şekilde işlemeyebilir. Ayrıca; bir çalışmada sırf havada virüs RNA’sının bulunması, orada bir insanı hasta edecek kadar virüsün bulunduğu anlamına gelmiyor.

“Yine de, hava damlacıklarında ve aerosollerde virüs RNA’sının mevcut olması, virüsün bu güzergâhlardan bulaşma ihtimaline işaret ediyor” diye ekliyor Fineberg.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de bu konuda yönergeler yayınladı ve çok özel koşullar haricinde, COVID-19’un biyoaerosol yoluyla havadan bulaştığının bilinmediğini söyledi.

“COVID-19 bağlamında havadan bulaşma; aerosol oluşturan işlemlerin ya da destek tedavilerinin uygulandığı belli şartlarda ve ortamlarda mümkün olabilir” diye yazıyor kurum.

Bunlar arasında, bir hastayı solunum cihazından çıkarmak gibi şeyler bulunuyor.

“Bugüne kadar bazı bilimsel yayınlar, COVID-19 virüsünün havada tespit edilip edilemeyeceğine yönelik ilksel bulgular sundu ve bu sebeple bazı haber kaynakları, havadan bulaşmanın gerçekleştiğini öne sürdü. Bu ilksel bulguların dikkatli şekilde yorumlanması gerekiyor.”

Hızlı şekilde evrim geçiren bir krizde, DSÖ gibi kurumların tavsiyesini dinlemek en iyisi. Ayrıca araştırmalar halen derleniyor fakat bu durum, telaşa kapılmamız gerektiği anlamına gelmiyor.

Fiziksel uzaklığı ve izolasyonu mümkün olduğunca korumak, hasta olmaktan kaçınmanın en iyi yolu.

Üstelik, sağlık çalışanları gibi yüksek tehlike altında olan insanlara zaten korunmaları için maske takmaları tavsiye ediliyor.

Yapabileceğimiz en iyi şey; mümkün olduğunca evde kalmak, yeni yönergeleri takip etmek ve birbirimize dikkat etmek.

 

 

 

 

Yazar: Jacinta Bowler/ScienceAlert. Çeviri: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz